21 Aralık, sadece en uzun gece deÄŸildi. Nefesimizi tutup, merakla beklediÄŸimiz bir toplantı vardı. BM Genel Kurulu’nda, Trump’ın keyfiliÄŸine karşı, Türkiye ve Yemen tarafından hazırlanan Kudüs ile ilgili tasarı oylanıyordu.
GeçenhaftakiyazıdaÄ°srail’indevletolmasının, aslında Theodor Herzl’in, teorilerininhayatageçmesiolduÄŸunubelirtmiÅŸtik...Kendisi de bir Yahudi olan Herzl, 1.Dünya Siyonist Kongresinde ÅŸöyle demiÅŸti:
“Bugün Basel’de Yahudi devletini kurdum. EÄŸer bugün bunu açıklarsam herkes beni alaya alır. Oysaki 50 sene içerisinde herkes bu gerçeÄŸi görecektir.” (3 Eylül 1897)
Akabinde hukukçu olan Herzl, bir gazete kurar ve amacına uygun olan propagandaya baÅŸlar. “Vaad edilmiÅŸ topraklar” iyi bir dini argümandır ve etkili de olmuÅŸtur. Zira; Yahudi düÅŸmanlığı da Herzl’in amacına hizmet etmektedir.
Kudüs, Osmanlı’nın parçalanışıyla Ä°ngiltere’nin mandası olan Filistin’de daha önce olduÄŸu gibi idari baÅŸkentti. Burada yaÅŸayan Yahudi sayısı o kadar azdı ki, yoÄŸun göçe raÄŸmen 1948’de Ä°srail, kuruluÅŸunu ilan ettiÄŸinde bile oran, Filistinli nüfusunun üçte biri kadardı.
Filistin’i önce iÅŸgal eden Ä°ngiltere, burayı Siyonistlere yurt edindireceÄŸine dair söz vermiÅŸti. Dolayısıyla, bir sömürgeci devletin, oradaki halkın kendi geleceÄŸini belirlemesine engel olması ve silahlandırdığı Yahudilerle iç barışı tehdit etmesi, bilinçli bir politikaydı. Böylece Filistin meselesi BM’ye taşınarakFilistin ikiye bölünüp, Ä°srail’in devlet olma planı gayri hukuki bir ÅŸekilde yürüyecekti.
BM kararlarının “baÄŸlayıcı” bir etkisi yoktur. Dolayısıyla o dönem alınan 181 nolu Filistin’i taksim kararı hukuken geçersizdir. Daha ilerisini söyleyelim; Ä°srail’in devlet olarak kabulü dahi geçersizdir. Zira Ä°srail, propaganda ve diplomasi ile insanların algılarıyla oynayarak, maÄŸduriyetlerini kullanıp, iÅŸgal edilen topraklarda hile ile kurulmuÅŸ bir devlettir. Tarihi ve kutsal kitaplarını kanıt göstermek abesle iÅŸtigaldir. Dünya, kurulan yıkılan medeniyetler ve devletlerle dolu. Böyle iddiaların sonu gelmez ve dünyada rahatlıkla anarÅŸiye neden olabilir. Kaldı ki Filistin, topraklarını terk edenlerin deÄŸil, her ÅŸeye raÄŸmen orada kalıp direnen Filistinlilerindir.
Åžimdi 1947 yılında BM’de Filistin’i taksim eden 181 nolu kararın, aslında 21 Aralık’ta yaÅŸananlarla benzerliÄŸine deÄŸinelim.Toplantıda üçte ikilik çoÄŸunluk bir türlü saÄŸlanamaz. Yani BM üyeleri, bu taksim kararını onaylamak istemezler. Bilin bakalım yine kim, direkt ya da dolaylı olarak ülkeleri zorlar, tehdit eder ve hatta savaÅŸtan çıkmış ve ciddi sıkıntılarla boÄŸuÅŸan ülkelere vaadlerde bulunarak, bu kararı onaylamalarını ister! Evet ABD,devletlerin serbest iradelerine ipotek koyarak zorla 3. toplantıda istedikleri kararı çıkartırlar. Ä°ÅŸgal altındaki Filistin, göçle getirilen baÅŸka bir toplumun iÅŸgaline devredilir.
Oldu bittiler, uluslararası güç dengeleri karşısındaki çaresizlik, baÅŸta Ä°srail’i tanımayan Araplar’ı bile zamanla buna mecbur eder. Ä°ngiliz mandasındayken Filistin’in idari baÅŸkenti kabul edilen Kudüs için de 1947’de alınan karar, ÅŸehrin yönetiminin BM’e bırakılmasıdır. Yani uluslararası bir ÅŸehir olarak, özel statü verilmiÅŸse de bunu Ä°srail hiç takmamış, iÅŸgal ve yayılmacı politikalara devam etmiÅŸtir.1947’de tüm göç ve iÅŸgale raÄŸmen topraklarının oranı yüzde 7 olan Ä°srail, 1948-1949 yılında Araplarla savaşır ve Kudüs’ü iÅŸgal eder. Ancak, DoÄŸu Kudüs Ürdün tarafından ele geçirilir.
Bu savaşın sonucunda Ürdün–Ä°srail AntlaÅŸmasının yapılmasıyla, maalesef iÅŸgalci Ä°srail tanınmış olur. Ancak, Kudüs’ün statüsünde (BM kararı) bir deÄŸiÅŸiklik olmamasına raÄŸmen, Ä°srail Parlamentosu ve Yüksek Mahkemesi’ni Batı Kudüs’e taşıyarak iÅŸgale ve oldu bittilere devam eder. Ürdün ise 1988 yılında, DoÄŸu Kudüs üzerindeki egemenlik iddiasından vazgeçer.
Bu arada dünyanın çeÅŸitli yerlerinde yaÅŸayan Siyonist Yahudiler, basın, finans ve lobi faaliyetleriyle, kendi propagandalarını baÅŸarıyla yürütür ve neredeyse ÅŸimdi buraya kısaca yazdığımız olaylar unutturulur. Sosyal medyada okuduÄŸum bazı yorumlar karşısında adeta ÅŸok oldum ve esef duyduÄŸumdan dolayı, kısa bir hatırlatma gerekiyordu. Üstelik yıl 2017 ve 1947’de BM’de yaÅŸananlar sanki bir dejavuydu..
Ancak deÄŸiÅŸen bir ÅŸeyler vardı. ABD’nin dayatmalarına karşı bir haykırış, Ä°srail’e “oneminute”ve“Dünya 5’ten büyüktür” diyen bir Türkiye vardı artık. ABD ve Batı’nın çifte standartlarına “No Passaran!” diyemeyen aydınlarına raÄŸmen ise;“Amerika’ya ne diyorlar, ‘demokrasinin beÅŸiÄŸi (!)’. Demokrasinin beÅŸiÄŸi, dünyada dolarla satın alınacak iradeler arıyor. Sayın Trump, siz Türkiye’nin demokrasi iradesini dolarlarınızla satın alamazsınız, bizim kararımız bellidir. Tüm dünyaya da sesleniyorum. Sakın ha, böyle ufak tefek dolarlarla demokrasi mücadelenizde iradenizi birilerine asla satmayın” diyebilen bir Liderimiz, Recep Tayyip ErdoÄŸan var…
Mazlum Filistin halkı için bir ışık yakıldı…
Gururluyuz!
Facebook Yorum
Yorum Yazın