“ Dili , Dini ,Rengi Ne Olursa Olsun; İYİLER İYİDİR” Hacı Bektaşi-Veli
Sevgi, barış, kardeşlik, insan hakları, bayrak, vatan, asker, polis, şehit, ana, evlat kelimeleri bir kez daha anlam kazandı. Son zamanlarda ülkemizde ve tüm dünyada yaşanan olaylar, savaşlar, açlıklar, doğal afetler, ekonomik krizler, ayrımcılıklar, mezhepler arası çıkan anlaşmazlıklar, iç çatışmalar, terör olayları, kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri, huzursuzluklar vs.. Neden? Neden yaşıyoruz ki bütün bunları… Kardeşçe yaşamak varken. İster istemez hepimizde ümitsizlik, huzursuzluk ve mutsuzluk… Neyi paylaşmıyoruz bilmiyorum? Bu memleket için yıllar öncesi zaten yeterince mücadele verilmiş ve bu vatan uğruna kanlar dökülmemiş mi? Bu vatan hepimizin değil mi? Analar neden ağlasın ki? Hiçbir toplumda din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapılmamalı diye düşünüyorum. Mevlânâ, Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Velî gibi düşünürlerimiz de hep insan sevgisi ve barış üzerinde durmuşlardır. Neden bu duygulardan uzaklaşıyoruz ve bu duyguları yok ediyoruz ki? Sevgiden uzaklaştıkça güven ortamından uzaklaşmış ve toplumsal sorunlarında artmasına neden oluruz.
Dolayısıyla kendimizi güvende hissetmediğimiz gibi olaylar karşısında da daha sağlıklı ve daha mantıklı düşünemiyoruz .Sosyal güven ortamı kaybolmuş, sağlık , eğitim hakları elinden alınmış , saygı ve sevgi kalmamış önce birey ve aileleri sonra da toplulukları düşünürsek huzurlu bir ortamı düşünemeyiz herhalde .Bu da bir ülkenin çöküşü demektir.. Ben ülkemde tüm dünyada huzur, saygı, sevgi ve barış olsun diliyorum.
Bizler gençlere böyle bir dünya mı bırakacağız?
Önce ailedeki sevgi ve barış dilini iyi kullanmalı ve çocuklarımıza bunu aktarabilmeliyiz. Yani çözüme önce temelde aileden başlamamız gerektiğini bir kez daha hatırlayalım. Gittikçe kaybolan aile kavramını doğru anlayıp sahip çıkalım.
Hayat felsefemizi biraz geliştirip bakış açımızı değiştirebilsek nefret ve kıskançlıklar yerine sevgiyi koyabilirsek, kendini mutlu ederken yanındakini de mutlu edebilmeyi başarabilirsek belki bir sevgi çemberi oluşturup tüm sorunların temelindeki sevgiyi beslemiş oluruz.
Aile hayatındaki uyum ve doğru iletişim sosyal barışın temelidir. Karşılıklı saygı ve sevgi mutluluğu da beraberinde getirir ve zenginleştirir. İster Müslüman olsun, ister Hıristiyan olsun, Musevi olsun, ya da ateist olsun, ister sağ görüşlü, ister sol görüşlü olsun, hiç fark etmez herkesin barış içinde, can ve mal güvenliği tam anlamıyla sağlanmış olarak bu dünyada yaşamaya hakkı vardır. Dünyada barış, kardeşlik, hoşgörü, huzur ve güven ortamı yaşatılmalıdır. Bütün sorunların çözümü bu ortamların sağlanmasıyla olacaktır.
İçinde bulunduğumuz bu yüzyılı “savaş “ yılı değil de “ barış “ yüzyılı olarak yaşasak. Silahları yok edip onların yerine sevgi, dostluk, barış, kitap, kalem, medeniyet, demokrasi, bilim, kültür ve sanatı bunları öne çıkarsak. Herkesin dilinde sevgi türküleri söylense, projeler geliştirilse, hep güzel şeyler konuşulsa… Tüm dünyada şiddet ve teröre karşı işbirliği ve dayanışmalar yapılarak barış ve dostluk anlatılsa. Şiirlerde, şarkılarda, türkülerde, filmlerde, dizilerde bu duygular işlense…
Dünya barış günü anlamı itibariyle bir gün değil her gün işlense ve sessizce değil daha coşkulu ve bayram havasında kutlansa.
Sevgi ve barış olan bir dünya isteyenler, Sevgimizi her zaman paylaşalım ve barış içinde yaşayalım, kimseye nefret duymadan kardeşçe yaşayalım.
Dostluk, barış ve sevgiyle kalın…
Facebook Yorum
Yorum Yazın