Hiperaktivite ve dikkat eksikliği(DEHB) olan çocuklarda okul çağından önce ve okul çağında hareketlilik ve dikkat eksikliği belirgin olarak göze çarpar. Bu dikkat eksikliği ve hiperaktivite özellikleri sadece bir ortamda değil birkaç ortamda kendini belli eder . Hiperaktif çocukların işlevselliği belirgin olarak bozulur, özellikle okul döneminde göreceli bir başarısızlık ve sık sık öğretmeninden uyarı alma görülür. Derse konsantre olamadığı ve dikkat eksikliği olduğu için, çoğu zaman zeka normal hatta normalin üstünde olmasına rağmen derslerde başarısızlık görülür.
Dikkat eksikliği veya hiperaktivite son dönemlerde sıkça duyulan ancak ne olduğu ve tedavi yöntemlerinin neler olduğu konusunda pek fazla fikrimizin olmadığı bir hastalıktır. Aslında etrafımıza baktığımızda her çocuk şu veya bu şekilde bu davranışları sergiler. Konu hakkında fazla bilgimiz olmadığı için yorumlarımız çok doğaldır. “Hareketli çocuk zeki çocuktur ”, “Enerjisi fazla”, “Büyüyünce düzelir” şeklindeki yanlış inanışlar da sorunun tanınmasını ve bir uzmana danışılmasını geciktiriyor. Ne yazık ki toplumumuzda DEHB ile ilgili doğru bilgi sahibi olanlar maalesef azınlıkta.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun üç şekli bulunmaktadır. Birincisinde dikkat eksikliği ön planda, ikinci tipinde hiperaktivite ön planda, diğer tipinde ise ikisi birlikte görülmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu toplumda sık görülmektedir. Bu çocuklarda sürekli hareketlilik ile beraber dikkat eksikliği ve fevri olma durumu sıktır.
DEBH’li bir kişi aşağıdaki belirtilerin bazısına veya hepsine sahip olabilir:
Dikkatlerini uzun süre toparlayamazlar, başladıkları işlerin sonunu getirmekte güçlük çekerler, dikkat gerektiren günlük işlerden kaçınırlar, eşyalarını sık sık kaybederler, günlük işlerde unutkanlıkları vardır, işlerini düzensiz ve dağınık yaparlar, genelde bir işten diğerine çok sık geçiş yaparlar, karşısındakini dinlememe sık sık konu değiştirme görülür, dikkatleri ilgisiz uyaranlarla sık sık dağılır, çalışmaları plansızdır, emirleri anlamakta güçlük çekerler, yaptıkları işlerde dikkatsizce hatalar yaparlar.
Yerinde duramama hali vardır, devamlı kıpır kıpır haldedirler, kendi yaşıtlarına göre belirgin farklılık ile sürekli hareket halindedirler, her şeye karışma, mobilyaların üzerinde gezme, ev içinde koşuşturma, bir iş yaparken sık sık ayağa kalkma gezinme halindedirler, konuşmanın sonu gelmeden araya girerler, başkaları onların sözünü kesememekten yakınır, elleri ayakları kıpır kıpırdır, ellerinde sürekli bir şeylerle oynarlar, olası sonuçlarını düşünmeden tehlikeli işlere girme görülür, sakinlik isteyen grup içi etkinliklere katılmakta zorlanırlar, etraftaki insanlar tarafından sık sık hareketlilik konusunda uyarılırlar.
Tedavi konusunda ise ilaç tedavisi ön plandadır. Türkiyede mevcut ilaçlar ile dikkat eksikliği ve hiperaktivite semptomları büyük oranda kontrol altına alınabilmektedir. Gerekirse ilaç tedavisinin yanı sıra ek olarak pedagojik eğitim ile dikkat süresini artırma ve davranışçı yaklaşımlar vardır. İlaç tedavisinin ne kadar devam edeceği klinik görünüm ve semptomların devam etmesine göre tespit edilir.
Uzmanlar hiperaktif çocukların ilaç tedavilerinin yanında, ceviz ve badem gibi uzun ömürlü ağaçların meyve ve çekirdeklerinin ve renklerin de etkisinin büyük olduğunu vurguluyor. Ayrıca enerji içecekleri, kola ve aşırı kahve tüketiminin de hiperaktiviteyi artırdığını söylüyorlar.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda ek diğer psikiyatrik durumlar olabilir. Bu psikiyatrik durumlar arasında öğrenme güçlükleri, karşı gelme bozukluğu, davranış bozukluğu, anksiyete bozuklukları sayılabilir. Önemli olan bu tanının psikiyatrik muayene ve testler ile kesinleştirilmesi gerekir.
Genellikle çocuklarda görüldüğü sanılan dikkat eksikliği hiperaktivite, yetişkinlikte de devam etmektedir. ABD ve Kanada da yapılan araştırmalar, 100 erişkinden 1-2 ‘sinin hiperaktif olduğunu gösteriyor. Yetişkinlerde de tedavisi yapılıyor.
Hiperaktif çocuğun ailesinin yönlendirilmesi önemlidir. Ailenin bu türlü bir çocuğu idare etmesi güç olur, genelde çocuğun sosyal ilişkileri bozulur ve arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşanır. Ders başarısızlığı da bu duruma ekle
nince çocuğun kendine olan özgüveni azalır, alınganlığı artar. Bu nedenle ailenin ve çocuğun psiko
sosyal açıdan desteklenmesi çok önemli bir konudur.
Diğer yandan çocuğun okul içerisindeki durumu öğretmenin yönlendirmesi ve davranışları önemli olmaktadır. Yanlış tutumlar çocukların hareketliliğini daha da artırmakta, mevcut problemlerin çözümünü güçleştirmektedir. Bu nedenle Okul - aile - doktor işbirliği bu durumda çok önemlidir.
Sağlıklı ve Sevgiyle kalın…
Facebook Yorum
Yorum Yazın