Deprem Konusunda Bilim Dışı Duyurular

Son günlerde deprem konusunda kimi olur olmaz sözler, ünlü kişilerce söylenerek korku yayılmağa başlandı. Ne yazık ki bu korkutucu bilimdışı, sözde bilgileri veren onun (makam) ünlüsü yada yapı-deprem ilişkisi ortamı dışında olan, kendi uzmanlık dallarında iyi bilinen bu kişiler jeofizik eğitimi görmemiş, bir saat deprem dersi bile almamış bireylerdir. Onların söylemleri bize “bir diş doktorunun göz ağrısına tanı koymaya çabalaması“ ölçüsünde uzaktır. Ne yazık ki, azınlıkta olan kimi yayın kuruluşları bilgilendirme ve çözüm önerileri getirme yerine korkutarak duyumcaklarına (gazetelerine) ilgiyi arttırmak, çok satmak yada sanalgılarını (TVlerini) izleterek tanıtım (reklam) satmak amacındalar.
 
1. ”1999’da yılbaşına dek 9.2’lik deprem olacak, çok yakışıklı olacak, stanbul yerle bir olacak, İstanbul taşınmalı” diyen bu kişi yada kişiler, 5 yıl sonra çok bekledikleri deprem olmayınca büyüklükten indirim yapıp 7.6’ya gerilettiler. Şimdi bunu söylüyorlar. Hiçbir basın görevliside “Yahu hocam bu tutarsızlı nedir ?” demiyor.

2. Kişioğlu, “2 dakikalık deprem olacak” diye şimdide bilimdışı konuşarak elgünün (halkın) ruh durumunu bozuyor. Jeofizik bilimine göre, 2 dakika süresi olacak bir depremin büyüklüğü 7.6 değil 9.2’dir. Bu büyüklükteki bir deprem Türkiye’de değil Dünyada bile olmuyor.

Diğer yandan 7.6 büyüklüğündeki bir depremin süresi ise ancak 38 saniyedir, daha çok değil. Peki bilim adına ve bilim adamlığının dokunulmazlığına bürünerek bu çılgınlık niye yapılıyor? Niye konuştuklarında mangalda kül bırakmayan jeofizikçi deprem bilimciler, ”Yahu bu söylenenlerin bilimsel dayanağı yok, ve yanlış” deme yürekliliği gösteremiyor? Niye bu bilim adamları ”gemiyle yapılan jeofizik (sismik) araştırmalarla deprem

zamanı, büyüklüğü ve kaç bölümde kırılacağı söylenemez” demiyorlar, anlama olasılığı yok. Bu söylenenlerin doğru olmadığını sıradan bir Jeofizik Mühendisi bile bilir.

Niye bu basın kuruluşları bu görüşe aykırı görüşlerin verilmesini engellerler? Nedir bu koruma örtüsünün gücü, nereden, niçin geliyor bu eleştirilememe gücü anlaşılır gibi değil !!!
 
Son verilemeyen bu tutarsızlık, Türkiye gezginciliğini (turizm), kişilerin ruh durumunu, yatırımları, ursal (kentsel) yerleşim tasarılarını (planlamalarını) etkilemektedir.
 
Tüm jeofizik ve jeolojik bilgilerin yorumundan, geçmişteki depremlerden, güre (enerji) çözümlemelerinden bilinen odur ki; İstanbulu % 71 olasılıkla bekleyen deprem 6.4 büyüklüğündedir. Marmara Ereğlisi dolayında ise •7-7.2’dir. T.C BİB’ye göre Marmara dolayındaki yapıların tümünün 7.5’luk bir depreme dayanıklı olarak yapılması gerekir. Bu büyüklükte bir deprem olma olasılığıda yalnızca binde 8.7’dir. İstanbuldaki yapıların yalnızca %2’si böyle bir depremi kaldırabilir. Böyle bir deprem olsa, İstanbuldaki yitim tüm Türkiye’nin son 100 yılda yitirdiklerinden çok olur. Tek çare oturduğun evi ve işyerini baktırmak, bizce göçeceği bilinen uramları (mahalleleri) yıkıp yerine toplu konutları yapmaktır.