Bu ülke ne zaman demokratikleşme konusunda adım atmışsa o dönemde sıçrama yapmıştır. Bakıyorum da yakın tarihe; 14 Mayıs 1950, 6 Kasım 1983 ve 3 Kasım 2002 Demokratik Seçimleri merhum Adnan Menderes, Merhum Turgut Özal ve sevgili Başbakanımız Sayın Tayip Erdoğan gibi üç tarihi liderle sıçrama gerçekleştirmiştir. üç lider de olağanüstü dönemlerin hemen akabinde ve CHP zulmünün halkı inim inim inlettiği yılların akabinde gelmiştir.
Zaten bu üç tarihi lider ve dönemlerinde insanımız medeniyetle tanışmış, köhnemiş CHP zihniyetinden ve ceberrut darbe yönetimlerinin elinden ülkeyi kurtarmıştır. Merhum lider Adnan Menderes ilk demokrasi denemesini gerçekleştirirken aynı zamanda büyük medeniyet projesini de başlatmıştır. Tabii ki merhum Menderes ve Demokrat Parti’nin müthiş bariz hataları da olmuştur. Ancak makus tarihimizde ilk yenen bir lider olması ve alçak bir darbe ile şehid edilmesi bizlere bu hataları mazur gösteriyor. En azından ikinci planda bırakıyor.
Ülke baştan başa imar olmuş. Yollar, barajlar, köprüler inşa edilmiştir. Anadolu’da bitlenen halk ilaç yüzünü bile Demokrat Parti hükümetinde görmüştür.
Ezan-ı bile Türkçe okutup, camileri ahıra çeviren CHP yönetimlerinden ezanını, Kur-an’ını rahatça okuyan, camisine gidip ibadetlerini özgürce yapan bir millet haline gelmişizdir. Yani özgürlüklerle – refah beraber gelişmiştir. Bu Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan yönetimlerinde de bu şekilde gelişmiştir. Ne kadar demokratikleşme ve özgürlük olmuşsa o kadar yükselen bir refah seviyesi olmuştur.
Darbe ve ara rejim dönemlerinde ise hem ülke geri gitmiş- fakirleşmiş hem de insanımız hayvan muamelesi görmüştür.
Tek parti zulmünden sonra halkımız en büyük eziyetleri hep 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat’ta görüp karanlık günlerden geçerken devletimizde soyulmuştur. Hele 28 Şubat’ı izleyen günlerde kurulan Ecevit azınlık ve peşinden gelen Ecevit – Bahçeli – Yılmaz hükümeti de hem 28 Şubat cunta postmodern darbesini baz alarak hem de içlerindeki karanlık zihniyetleri icra ederek demokratik hakları kısıtlamıştır. Başörtüsünü bu hükümetler yasaklamış, orta öğretimi sadece imam-hatip okullarını kapatmak uğruna felç ettirmiştir. Eğitim, sağlık, finans mahv-ı perişan olmuştur. Ülke bu dönemde en az 100 milyar dolar para kaybetmiştir. Yani her ara rejim dönemi ülke insanımıza adeta bir domuz bağı olmuştur.
O yüzden demokratikleşmeyi gerçekleştirdikçe refah seviyemizi de artıracağız diyorum.
Facebook Yorum
Yorum Yazın