Müzakerat.com’da kısaca ‘Darbeler Tarihi’ni yazdım. Yazmak, aynı zamanda benim için de öÄŸrenmek demek.
Her darbeyi tek tek araÅŸtırırken ve deÄŸerli hocalarımızın bu konulardaki çalışmalarında yakaladığım ortak noktalar ve her seferinde yine aynı yöntemlerin kullanılmasına raÄŸmen, darbelerin baÅŸarılı olması ÅŸaşırtıcı geldi.
Elbette ÅŸimdi iletiÅŸimin yaygın olduÄŸu bir dönemde böyle konuÅŸmak kolay ve farkındayım. Ancak buna raÄŸmen, hâla aynı yöntemler kullanılmasına raÄŸmen, farkında olmayan çok insan var. Hatta aydınlar var.
Darbelerin ilk ortak noktası, darbe gerekçelerinin üç aÅŸağı beÅŸ yukarı aynı olması ve aslında bu gerekçenin de tamamen halka sunulan bir ambalajdan öte olmaması.
Efendim neymiÅŸ!
Ülkenin huzuru ve refahı için!..
KardeÅŸ kavgasına son vermek için!..
Rejimi yıkmaya çalışanları etkisizleÅŸtirmek için!..
Ve laiklik karşıtı, irticai faaliyetleri bertaraf etmek için!..
Kim bunlara hayır diyebilirdi ki!
Darbenin nedeni belirlendikten sonra, amacına uygun olarak artık darbenin alt yapısı ve darbe ortamının oluşturulmasına sıra gelir.
Ülkemizdeki darbelerin arkasında ABD vardır. Sadece, 12 Mart 1971 Muhtırası, biraz daha farklıdır. Sonuçta bu muhtıra da ABD orjinlidir. Ancak üç gün önce “9 Mart Cuntası” olarak bilinen ekip, BAAS tarzı, seçkinci ve tek partiye dayalı bir yönetim kurmak amacıyla darbe yapmak istiyordu. (ABD deÅŸifre olmaları için göz yumdu)
Ä°lginç olan bu Cuntacıları destekleyenlerin, dönemin sol aydın, gazeteci ve siyasetçilerinin olmasıydı. Bunların kim olduklarına daha sonra deÄŸiniriz. Okuduklarıma göre TSK içindeki Rusçu kanat ile ABD’li kanadın mücadelesi gibiydi. Yani; KGB ile CIA da diyebiliriz. Ülke birilerinin oyun sahası, satranç tahtası gibi adetâ…
Ortamın oluÅŸturulması noktasına dönelim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın