Danışan Dağı Aşar

Günümüz iş dünyasında tek başına karar alan patron dönemi çoktan miadını doldurdu. Şimdilerde şirketler hem firma dışından görüşler alınarak yönetiliyor. Elbetteki görüşerek karar almanın diğer bir ifadeyle istişarenin şirketler için hatırı sayılır avantajları var.

Eskiler boşuna “Danışan Dağı aşmış, danışmayan düz ovaya şaşmış” dememişler. Karar almadan önce işin ehline danışıp ondan fikir almak, bizlerin yanlış karar alma riskini en aza indirger. Günümüz dünyasında herkesin her şeyi bilme imkan ve gereği yoktur. Gelişen teknolojiyle beraber binlerce işkolu açılmış ve on binlerce uzmanlık alanı türemiştir. Böyle bir ortamda her işi ben bilirim edasıyla yola çıkmak eninde sonunda bize büyük zarar verecektir.

Şirketin geleceğini etkileyecek kararları almak, yöneticinin en başta gelen görevlerindendir. Özellikle, çok az zamanda, birden çok alanı ilgilendiren mevzularda ihtiyacı karşılamak durumunda olduğumuz günümüz iş dünyasında, karar vermek hem zor hem de büyük riskler taşımakta. Kararlar aşağıdan yukarıya doğru olduğundan hem şirket içi demokrasi sağlanmış olur hem de yönetime katılım en üst seviyede tutulmuş olur.

Karar almadan önceki istişare birkaç unsurdan meydana gelir. Bu unsurlar müşteriler, çalışanlar, yöneticiler ve danışmanlardan meydana gelir. “Müşteri velinimettir” düsturundan hareketle en önemli unsuru müşteriler oluşturur. Müşterini isteklerini sorup, onlardan görüş almak en akılcı istişare yöntemlerinden bir tanesidir. Müşterilerin görüşlerine değer verilmesi kendi şirketimiz için önemli bir avantaj sağlar ve her zaman için diğer şirketlerden bir adım önde olmamıza sebep olur.

Şirketimizdeki işlerin yürüyüşü açısından çalışanlardan fikir almak ve onları da karar alma sürecine katmak büyük önem teşkil etmektedir. Çalışanların fikrine önem verilmesi onların daha fazla işine sarılması ve verimliliğin artmasına yol açar.

 

Şirket içinde kararlar almadan önce yönetici kişilerden görüş alınması en gerekli öğelerden bir tanesidir. Bu hem yönetici pozisyonlardaki insanların karar süreçlerinde etkili olmasını sağlayarak kurumsal bağlılık yaratır hem de onlar için gerekli olan motivasyonu sağlar.

Diğer önemli bir unsur olan danışmanlık şirketlerinden veya işin ehli kişilerden destek almak da, çok akıllıca bir harekettir. Dışardan bakan uzman bir kişi bizim göremediğimiz noktaları görebilir ve hayati önem taşıyan öneriler getirebilir. Şirketimizin mevcut durumu çok iyi olsa bile şirketin ilerisini düşünerek danışmanlardan destek almakta fayda vardır.

Peki İstişare Nasıl Yapılmalıdır?

İstişare yöntemlerinden birincisi topluca görüşmektir. Çünkü herkes kendi görüşünü açıklar. Karşılıklı görüşler ibraz edilir ve en doğru görüş herkesin oybirliği ile kabul edilir. Böyle istişare genellikle en az hata ile olur.  

İkinci ise tek tek görüş alınarak istişare etmektir. Tek başına olan kişi konu hakkında aklında beliren çözüm şeklini, hiçbir etki altında kalmadan sunar. Böylece ayrı ayrı bütün danışmanların kendine has görüşleri, yönetici tarafından alımış olur. Halbuki toplu danışmada kişilerden birinin ortaya attığı fikir, diğer kişileri etkisi altında bırakır ve ötekilerin ona uyma ihtimali belirir. Bu suretle herkesin o meseleye ait fikrinin ortaya çıkması imkanı kalmaz.

Bunlar arasından en etkili istişare şekil önce teker teker herkesin görüşünün dinlenmesi daha sonrada topluca görüş alınmasıdır. Bu yöntem bu iki farklı tip istişarenin avantajlarından yararlanarak en hatasız karara bizi yakın kılar.