1 Haziran itibariyle, tedbiri elden bırakmadan “yeni normale” baÅŸlama kararı alındı. Ancak kısıtlamalardan bıkmış olan insanlar, yeni normali çok idrak etmiÅŸ görünmüyor. Kent merkezleri, parklar, sahiller, oldukça kalabalık; maske ve mesafe konusunda da esnemeler gözden kaçmıyor.
Bunun olumsuz sonuçlarını, günlük vaka artışlarında görmeye baÅŸladık. Salgınla mücadelede devlet ve ilgili bakanlık, emsalsiz bir baÅŸarıya imza atarken, halkın belki de saÄŸlık sistemine duyduÄŸu güvene baÄŸlı olarak son günlerdeki gevÅŸemesinden endiÅŸe ediliyor.
Sadece ülkemizde deÄŸil tüm dünyada 2.dalgadan bahsediliyor. Çünkü henüz dünya genelinde bağışıklık oranı oldukça düÅŸük. Hâlâ virüs hakkında bilinmeyen çok fazla ÅŸey var.
Salgının saÄŸlık dışında bir de ekonomik boyutu ve buna baÄŸlı sosyolojik sonuçları ve doÄŸal olarak siyasete etkisi kaçınılmaz olacaktır. Artan iÅŸsizlik oranları, negatif büyümeler ve talep azalması, baÅŸta ABD olmak üzere tüm ülkelerin en önemli sorunları olarak karşımızda duruyor.
Ekonomistler, 2020’den umudu keserek 2021 yılına dair büyüme beklentilerini belirliyor. Hatta Dünya Bankası, bunun telafisinin 2021’de bile zor olacağını öngörüyor.
Küresel ekonominin, yüzde 5.2 oranında daralacağını belirten Dünya Bankası, Avrupa’nın yüzde 9.1 oranında; ABD’nin ise yüzde 6.2 oranında daralacağını tahmin ediyor.
Türkiye için bu daralmanın yüzde 3.8 olacağını rapor eden Dünya Bankası, 2021’de ise yüzde 5.0 büyüme beklentisini ifade etti. GörüldüÄŸü gibi birçok ülkeden daha olumlu seyreden Türkiye, bu virüsten en az zararla çıkan ülkelerden biri olacaktır.
Ülkemiz ekonomisinin büyümesinde ihracat çok önemli yer tutmaktadır. Maalesef Avrupa’daki talep eksikliÄŸi nedeniyle nisan ayı ihracat verilerimiz oldukça düÅŸük geldi. Ä°lk çeyrek büyüme verilerimiz ise üretim devam ettiÄŸi için iyi geldi.
Yüzde 4.5 oranındaki büyüme, çok kiÅŸiyi ÅŸaşırtırken; yılın sonunda eksi büyüme bekleyenler için de ÅŸaşırtıcı olabilir. Zira diÄŸer ülkelerde tüketim oranları hızla düÅŸerken, bizde artışın sürmesi, talep ÅŸoku yaÅŸanmayacağı ve iç dinamiklerimizle çok az da olsa büyüme ihtimalini gösteriyor.
Kısıtlamanın olduÄŸu, ÅŸirketlerin kapalı ve evden çalışmanın sürdüÄŸü bir dönemde ayakkabı ve giysideki fiyat artışı, oldukça ilginçti. (Psikolojinin ekonomiye etkileri bakımından). Bir süredir baÅŸta Dünya Bankası olmak üzere IMF ve çeÅŸitli reyting kuruluÅŸlarının Türkiye öngörüleri tutmuyor.
Devletin / Hükümetin kriz yönetimindeki baÅŸarısı ortada. Bu kez de saÄŸlık turizmi, tıbbi ürün ve tedarik ihtiyaçlarına cevap vermek gibi konjonktürel hamleleriyle, yine dünyayı ÅŸaşırtacaÄŸa benziyor.
Artan konut ve araç satışlarının yanında, çok sayıda yeni firma tıbbı malzeme üretimi için baÅŸvuru yaparak, ihracata katkı sunmaya hazır bile.
CoÄŸrafi konum, güçlü saÄŸlık sistemi, etkili ve koordineli çalışan bir hükümet sistemi ile bu günler, ülkemiz için yeni bir sıçramaya vesile olacaktır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın