Çocuklar geleceğimizdir. Her anne –baba evlatlarını en iyi şekilde yetiştirmek isterler. Bu yüzden onlara yapılan her türlü yatırım yerindedir. Yatırım derken sadece masraflar, okunmasına harcanan para akla gelmemelidir. Onlara vakit ayırmak, eğitimleriyle bizzat ilgilenmek, yakınlık sevgi, maddiyattan çok daha fazla önemlidir. Bu yüzden çocuk eğitimi konusunda bilgilenmek önemlidir. Unutmayalım ki her çocuk kendine özgü bir dünyadır ve bu sebeple çocuklarla olan ilişkilerimizi genelleyemeyiz kurallara bağlayamaz ve bir kalıba sokamayız.
Çocuklar, yetişkinler gibi düşünemez ve davranamaz. Onların kurallara, disipline ve sınırlamalara ihtiyaçları vardır. Bu yüzden her anne-baba eğitici olmalı, ölçülü bir otorite ile çocuklarını yönlendirebilmelidir. Bunu yaparken de bir sınır vardır. Onları eğitirken geri planda durarak, içlerinde gelişmekte olan orijinal benliğin, kişiliğin temellenmesi sağlanmalıdır.
Aile Birbirine Bağlı Olmalı
Mutlu ve sağlıklı çocukların mutlu ve birbirine bağlı ailelerde yetişeceğini unutmayalım. Bir ailenin mutlu olabilmesi için onları bir araya getiren, ortak bağlı oldukları inançları vardır. Bayramlarda, kandillerde, Ramazan’ da evde oluşan sevinç, coşku …. Aileyi birbirine bağlı ve mutlu yapar.
Aile üyelerinin birbirine hep iltifat eden saygılı birbirlerine samimi olarak sevmeleri ailenin mutlu olabilmesi için atılan adımlardır. Özellikle akşam yemeklerini birlikte yemeleri, tatil günlerinde gezi ve pikniklerde birlikte olmaları aile bağlarını kuvvetlendirir.
Sohbet ve muhabbet ederek çay içmek, bazen birlikte çekirdek yemek kestane pişirmek vs. aileyi birbirine bağlı ve mutlu yapabilecek fırsatlardan bazılarıdır.
Anne ve babanın sürekli kavga etmesi çocuğun ruh sağlığını bozar
Huzurlu bir aile ortamında yaşamak, hemen her çocuğun en çok ihtiyaç hissettiği hususlardan birisidir. Özellikle kişilik yapısının şekillendiği “ilk çocukluk döneminde” çocuğun huzurlu bir aile ortamında bulunması psiko – sosyal gelişimi açısından büyük bir önem taşımaktadır. “Huzurlu aileden” kastımız ailedeki her ferdin kendisini değerli hissettiği, ailenin bir parçası olmaktan ötürü mutluluk duyduğu ve kendisini rahatlıkla ifade edebildiği ailelerdir.
Huzurlu aile fertleri arasında kuvvetli bir sevgi ve saygı bağı olduğu için bu ortamlarda yetişen çocuklar ruhsal yönden güçlü ve dengeli bireyler olmaktadır. Hayattaki sıkıntılar karşısında dirençli ve dirayetli olan bu çocuklar çoğunlukla toplum tarafından yüksek bir kabul görürler.
Anne ile baba arasındaki çatışma ailedeki huzura gölge düşürür.
Hemen her ailede zaman zaman bazı çatışmalar - gerginlikler yaşanabilir. Bu tarz çatışmalar normal olduğu gibi çocuğun psikolojik durumunu da fazla örselememektedir. Fakat bu çatışmaların çok sık tekrarlanması ve eşlerin birbirlerini boşamakla veya öldürmekle tehdit etmesi çocuğun ruhsal dünyasında büyük fırtınalar koparmaktadır. Çocuklar bu tarz kavgaların mahiyetini tam olarak kavrayamadığı için en kötü – en karamsar senaryolarla yaşadıkları bu durumu değerlendirirler. Anne ve babasının ayrılacağını, onu terk edeceklerini, bundan sonra yalnız kalacağını vs … düşünür. Hatta bazen de anne ile baba arasındaki kavganın sebebinin kendisi olduğunu bile düşünebilir.
Çocuğun Yanında Kavgadan Kaçılanım
Anne-babanın her konuda görüş birliği içinde olması mümkün değildir. Fikir ayrılığına düşüp tartışabilirler, bu ailelerde kaçınılmazdır. Ancak tartışmalar karşılıklı aşağılama ve hareketlere, hele hele kaba kuvvete varırsa kötüdür.
Çocuğun yanında yapılan ılımlı tartışmalar çoğu zaman çocuk için öğretici bile olur. Çocuk bilirki, kişiler karı-koca da olsalar aralarında düşünce ayrılığı çıkabilir ve bunu konuşarak, görüşerek çözüme kavuşturabilirler. Bu şekilde sözlü iletişimin yararını görür ve öğrenirler. Her anne ve babanın ara sıra görüş ayrılığına düşmesine rağmen yine birbirlerini sevdiğini çocuğun anlaması güzeldir.
Bu tartışmaların birbirlerinin kişiliklerine yönelmesi çocuk için tehlike demektir. Çocuğa göre anne-baba doğru sözlü, davranışları örnek alınacak kişilerdir. Onların böyle karşılıklı birbirlerini aşağılamalarına bir türlü anlam veremez, kafasında bir yere oturtamaz. Çelişki içine düşer ve çocuk için zedeleyici durum ortaya çıkar. Kavgalarda çocukları hakem olarak kullanmak, kendi tarafımızı tutmamızı istemek de çok yanlıştır. Onların tarafsızlığını koruyarak, anne babasına eşit derecede yakın olmalarını sağlamalıyız.
Facebook Yorum
Yorum Yazın