Evet Sayın Başkan! Oysa ilk geldiğinde ne kadar ümitlenmiştik senden. İyi bir işadamı ve kurumsal yönetici patronu olarak Galatasarayımıza çok büyük katkılarda bulunacağına inanmıştık.
Gerçi seni oraya getiren ve Başkanlık koltuğuna oturtan perde gerisindeki Beyaz Baron’dan dolayı endişelerimiz yok da değildi ama ilk yönetiminde Abdurrahim Albayrak ve Ali Dürüst gibi samimi, yürekten Galatasaraylıların olması içimizi ferahlatıyordu ve sana yönetimine ümitle bakmamızı gerektiriyordu.
Her şey güzel başlamıştı. İlk sene şampiyon da olduk. Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalde oynadık. Ezeli rakibimizin elinden Süper Kupayı da almıştı. Çünkü takımın başında İmparator Fatih Terim vardı. Onun da yönetimdeki gücü ve garantisi Sayın Abdurrahim Albayrak ve Sayın Ali Dürüst idi.
Aynı başarıyı 2’nci senede elde etti takımımız. Fatih Terim Galatasaray’ın 19’ncu kendisinin de 6’ncı şampiyonluğunu yaşıyordu. Ama bu tarihi başarılar hem de yarıştığı rakip ezeli rakibi, ebedi dostu olan Fenerbahçe’den alındığında bu başarılar daha çok Fatih Terim ve onun iki koruyucu meleği Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’a kalıyordu. Pekiyi bu çok mu önemli idi? Galatasaray’ın başarısı önemli değil mi idi aslolan? Kim vesile olursa olsun aslolan Galatasaray’ın kariyerine bir kupa, bir yıldız daha eklemekti Fatih Terim’in tabiri ile.
Ama öyle olmadı işte! Perde gerisindeki Beyaz Baron’da rahatsız oldu bu gidişten Sayın Ünal Aysal’da… Ve dünya tarihinde görülmemiş bir saçmalıkla Galatasaray’a 4’ncu yıldızı takacağı kesin bakıldığı bu sezonda (2013 - 2014) takım namağlup iken Fatih Terim hocamız görevden alınıyordu. Göreve getirilen Sinyor Mancini’nin kariyerine kimsenin bir şey diyeceği yoktu. Sinyor Mancini’nin vereceği başarı sınırlıdır ve bu asla Galatasaray camiasını, taraftarını memnun etmezdi. Öyle de oldu.
Ben şahsen Mancini’yi başarısız bulmuyorum. Aksine adam özveri ile elinden geleni de yaptı. Ama bu kariyerdeki teknik direktöre dev bütçeler sunmadan başarı şartı koşamazsınız. Öyle de oldu. Ama Fatih Terim gibi sadece futbol bilgi ve otoritesi ile değil yüreği ile de teknik direktörlük yapanlar sizi mütevazi bütçelerle hedefe koşturular. Tarih bunun örnekleri ile doludur.
Şimdi de eski teknik direktörümüz Mircea Lucescu’nun zannederim ismi geçiyor (Shaktar - Donex izin verirse). Mircea Lucescu Galatasaray taraftarının gönlünde taht kurmuş az sayıdaki yabancı teknik direktörlerdendir. Hem kariyeri hem de Galatasaray geçmişi onu bu görevde favori yapacaktır. Ama kim gelirse gelsin Galatasaray taraftarının ve camiasının gönlündeki teknik direktörü ve baş tacı bellidir. Onun dışında kim gelirse gelsin çok önemli değildir.
Gerçi seni oraya getiren ve Başkanlık koltuğuna oturtan perde gerisindeki Beyaz Baron’dan dolayı endişelerimiz yok da değildi ama ilk yönetiminde Abdurrahim Albayrak ve Ali Dürüst gibi samimi, yürekten Galatasaraylıların olması içimizi ferahlatıyordu ve sana yönetimine ümitle bakmamızı gerektiriyordu.
Her şey güzel başlamıştı. İlk sene şampiyon da olduk. Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalde oynadık. Ezeli rakibimizin elinden Süper Kupayı da almıştı. Çünkü takımın başında İmparator Fatih Terim vardı. Onun da yönetimdeki gücü ve garantisi Sayın Abdurrahim Albayrak ve Sayın Ali Dürüst idi.
Aynı başarıyı 2’nci senede elde etti takımımız. Fatih Terim Galatasaray’ın 19’ncu kendisinin de 6’ncı şampiyonluğunu yaşıyordu. Ama bu tarihi başarılar hem de yarıştığı rakip ezeli rakibi, ebedi dostu olan Fenerbahçe’den alındığında bu başarılar daha çok Fatih Terim ve onun iki koruyucu meleği Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’a kalıyordu. Pekiyi bu çok mu önemli idi? Galatasaray’ın başarısı önemli değil mi idi aslolan? Kim vesile olursa olsun aslolan Galatasaray’ın kariyerine bir kupa, bir yıldız daha eklemekti Fatih Terim’in tabiri ile.
Ama öyle olmadı işte! Perde gerisindeki Beyaz Baron’da rahatsız oldu bu gidişten Sayın Ünal Aysal’da… Ve dünya tarihinde görülmemiş bir saçmalıkla Galatasaray’a 4’ncu yıldızı takacağı kesin bakıldığı bu sezonda (2013 - 2014) takım namağlup iken Fatih Terim hocamız görevden alınıyordu. Göreve getirilen Sinyor Mancini’nin kariyerine kimsenin bir şey diyeceği yoktu. Sinyor Mancini’nin vereceği başarı sınırlıdır ve bu asla Galatasaray camiasını, taraftarını memnun etmezdi. Öyle de oldu.
Ben şahsen Mancini’yi başarısız bulmuyorum. Aksine adam özveri ile elinden geleni de yaptı. Ama bu kariyerdeki teknik direktöre dev bütçeler sunmadan başarı şartı koşamazsınız. Öyle de oldu. Ama Fatih Terim gibi sadece futbol bilgi ve otoritesi ile değil yüreği ile de teknik direktörlük yapanlar sizi mütevazi bütçelerle hedefe koşturular. Tarih bunun örnekleri ile doludur.
Şimdi de eski teknik direktörümüz Mircea Lucescu’nun zannederim ismi geçiyor (Shaktar - Donex izin verirse). Mircea Lucescu Galatasaray taraftarının gönlünde taht kurmuş az sayıdaki yabancı teknik direktörlerdendir. Hem kariyeri hem de Galatasaray geçmişi onu bu görevde favori yapacaktır. Ama kim gelirse gelsin Galatasaray taraftarının ve camiasının gönlündeki teknik direktörü ve baş tacı bellidir. Onun dışında kim gelirse gelsin çok önemli değildir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın