Büyük Ortadoğu Liderini Arıyor

Geçtiğimiz son on yılda Büyük Ortadoğu veya genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesi diye çok cümle duyduk. Hatta bununla alakalı olarak çok komple teorisi yazıldı, çizildi. Büyün dünyanın gözünün üzerinde olduğu bu bölgeyi öncelikle coğrafi olarak tanımamız lazım. Genişletilmiş Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafi bölgesi aslında bir nevi eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasıdır. Osmanlı İmparatorluğu yaklaşık yirmidört milyon km2’den şuanda bulunduğumuz 780.000 km2’ye çekilirken yerinde onlarca belki yüze yakın devlet kurulmasına sebep olmuştur. İşte bu coğrafya yeni Atlas Okyanusu sınırlarındaki Fas himayemizden Orta Asya’da Hazar Denizi’ne, Kuzeyde Baltık kıyılarından güneyde Somali – Sudan’a kadar olan geniş bir alandır. Bilhassa Lozan’da son halini alan Osmanlı’nın çöküşü ve parçalanışından sonra bu alanda özellikle İngiliz ve Fransızların öncülüğünde öncelikle sömürgeler, sonra da yarı bağımsız sömürge kafasında işbirlikçi yönetimler ve devletler kurulmuştur.

Bu Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, Irak, Suudi Arabistan, Lübnan, Ürdün, Suriye, Yemen vs.dir. Bu alana daha sonra Sovyet işgalinden kurtulmuş fakat halen kendine gelememiş Türki Cumhuriyetleri de dahil edebilirsiniz.

Ortadoğu coğrafyasında Türkiye ve İran’ı hariç tutarak devlet geleneğine sahip bir ülke bulmakta zorlanırsınız. Buna biraz Mısır yaklaşır ama oda sömürge kafasından kurtulamamıştır.

İşte bu coğrafya işgaller, sömürgeler ve savaşlar meydanı olmuştur. Osmanlı buralardan çekildiğinden beri buralar başsız, sahipsiz ve perişandır.

İşte yıllardır Büyük Ortadoğu Projesi veya Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi diye adlandırılan plan -program burayı tekrar ele geçirme planı ve programıdır.

Zira dünyanın en önemli enerji kaynakları buralardadır. Bitmekte olan petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil enerji kaynakları ile yeni yeni keşfedilen güneş, jeotermal, rüzgar ve hidro enerji kaynaklarının %70’i bu coğrafyadadır. Enerji için savaşların çıktığı, ülkelerin işgal edildiği bir zamanda Ortadoğu’nun sahipsiz kalması düşünülemez. Eğer buralardaki halklar kendileri irade gösterip yönetimlerini kuramazlarsa emperyalistler buralarda at oynatmaya devam edeceklerdir.

Osmanlı buraları işgal etmedi. Yerli halkları ile beraber yönetti. Kardeş olarak gördü. Yanyana mücadele ettiler. Şimdi bu coğrafya yeniden kendisine öncülük edecek; maddi manevi bu mirasa sahip ağabeyini arıyor. Bu ağabeyin çıkacağı yer bellidir. Yiğit düştüğü yerden kalkacaktır. Yeter ki halkların ve kuracakları yönetimlerin niyeti halis olsun.

Ama öncelikle Arap Baharı’nın tamamlanması gerekiyor. Zalim dikta yönetimlerinin gidip halkların iktidarlarını kurması gerekiyor.