Atilla YEĞİN

Atilla YEĞİN

Mail: atilla@teknikelektrik.com

Bunda da Bir Hayır Vardır

 

Bir zamanlar Afrika'daki bir ülkede hüküm süren bir kral varmış. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. 


Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi: 


"Bunda da bir hayır var!" 


Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın başparmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi: 


"Bunda da bir hayır var!" 


Kral acı ve öfkeyle bağırdı: 


"Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?" 


Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı. 


Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler. 


Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı. 


"Haklıymışsın!" dedi. 


"Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum.Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi." 


"Hayır" diye karşılık verdi arkadaşı. 


"Bunda da bir hayır var." 


"Ne diyorsun Allah aşkına?" diye hayretle bağırdı kral. 


"Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir." 


"Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi? Ve sonrasını düşünsene!!!..."


Bu hikayeyi bu ay size niye anlattım. Malumunuz dış politika bağlamında bakılan aslında Türkiye’nin yeni dönemde Ortadoğu’da , Afrika’da ve Asya’da  var yada yok olma ayrımının yaşandığı günümüzde Türkiye’nin tercihlerinin ne kadar önem taşıdığı ile ilgili. Irak da merkez yönetime karşı İŞID vitrinli sunni ayaklanma neticesinde  Musul’da bulunan konsolosluğumuzun basılıp görevlilerin rehin alınması ve bugüne kadar da herhangi bir gelişmenin olmaması beni endişelendirmekle birlikte hikayede olduğu gibi bunda da bir hayır vardır dedirtiyordu. Daha sonraları devletin sakinliği dikkatimi çekti. Bu konuda hiç panik davranmıyorlardı. Amerika ve batılı devletlerin İŞID bahanesiyle Musul’u bombalama ifadeleri geçmişti basında buna da Türkiye şiddetle karşı çıktı. O zaman insan kendini alamıyor bunun içinde başka bir iş var demekten. Yani konsolosluk görevlilerinin tutuklu kalmasında da ne hayır olabilir diye sorduğunuzu duyuyorum. Musul  Irak’ın kalbi ve biz bir şekilde oradayız. Tekrarlamak da fayda var tek diplomatik temsilcilik olarak biz vardık orada. Bu satırlarda tekrarladım Türkiye artık kararını vermiştir eski  stratejik planlarda Ortadoğu da köprü ülke konumundan miğfer ülke olmaya adaydır. Miğfer ülke ne demek bölgede kendi çıkarları doğrultusunda  kendi politikalarını geliştirip bu eksende uygulayan ülke demek. Bunların emarelerini yavaş yavaş görüyoruz.  Bunlar neler mi bütün engellemelere rağmen Irak petrolünün Türkiye üzerinden dış pazara satılması ve paralarının Halk Bankasına  yatırılması. Belki de önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası birtakım iç dengelerin yerine oturmasıyla beraber Türkiye’nin bölgedeki yaklaşık üç milyon Türkmene pasaport vermesi akabinde altı milyon civarındaki Kürtlere de  aynı şekilde pasoport verilmesi neticesi bölgedeki dengelerin nasıl altüst olacağını hep birlikte müşahade edeceğiz. Afrikalı köylünün dediği gibi bunda da bir hayır vardır. Mevla görelim neyler, neylerse güzel  eyler. 

Rabbim yar ve yardımcımız olsun.


Hayırlı işler,

hayırlı bayramlar dileği ile

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar