Bosna Hersek farklı tarihsel dönemlerin izlerini gezip inceleyebileceÄŸimiz ülkelerden biridir.
CoÄŸrafyasında yaÅŸayan tarihsel sürece baktığımızda Bizanslıların, Osmanlıların ve Slav kökenli Avusturya Macaristan Ä°mparatorluÄŸunun ön plana çıktığını görebilmekteyiz.
Bizanslılar döneminden beri Slav kökenli BoÅŸnakların, Sırpların, Slovenlerin ve Hırvatların yaÅŸadığı Bosna Hersek tarihin en güzel sahnelerine ev sahipliÄŸi yaptığı gibi yine tarihin en dramatik ve en korkunç sahnelerinin de yaÅŸandığı ülke olmuÅŸtur. Topraklarında var olan kültür ve medeniyetlerin izlerini asırlardır taşıyan Bosna Hersek’te her medeniyet bir acı veya tatlı bir iz bırakmıştır. Ancak belki de en önemli izlerin başında Osmanlıların bıraktığı izler gelmektedir diyebiliriz.
Bugün baÅŸta Saray Bosna olmak üzere ülkenin birçok yerinde ilim ve fikir ocakları ile Bosna Hersek’in Avrupa’nın bir dönemler en önemli ilim merkezi haline gelmesinde ÅŸüphesiz Osmanlıların, Fatih Sultan Mehmet Han’ın etkisi büyüktür. Osmanlılar bölgede ilim ve fikir ocakları olan medreseler, camiler ve vakıflar kurarak Bosna topraklarında yüzyıllarca sürecek ilmi ve fikri çalışmalar yürüttüler. Belirli bir kültür seviyesine ulaÅŸan bu topraklarda insana ve insana dair ne varsa ona yönelik saygıdan, barıştan ve deÄŸerden dolayı deÄŸiÅŸik dini ve etnik kimlikler bir arada yıllarca huzur içinde yaÅŸayabildiler. Bugüne kadar varlıklarını sürdürebilmiÅŸ tarihi mekânlar böylesi bir geçmiÅŸin izlerini bizlere halen sunabilmektedir.
Bosna Hersek’in imaretine öncülük etmiÅŸ Ä°sa beyden tutun serhat beyliÄŸinin yanı sıra vakıf insan kimliÄŸi ile Bosnayı yeniden imar eden Gazi Hüsrev Bey’e, küçük yaÅŸta memleketinden koparılmanın anısına memleketinin topraklarında baÅŸta Drina Köprüsü olmak üzere çok önemli eserler armaÄŸan eden; Osmanlı imparatorluÄŸunun büyük vezirlerinden Sokullu Mehmet PaÅŸa’dan Kıbrıs fatihi Lala Mustafa PaÅŸa’ya, Hersekzade Ahmet PaÅŸa’dan Bosnalı Ä°smail PaÅŸa’ya, hayrına KurÅŸunlu Medresesi imar edilen Selçuk Hatun’dan, Balkanların gözü pek akıncılarından Malkoç Bey’e,ve elbette Bosna Hersek’in ikinci bir Endülüs akıbetine uÄŸramaması için olaÄŸan üstü gayret gösteren bilge kral Aliya Ä°zzet Begoviç’e birçok deÄŸer; bu topraklarda sonraki nesiller için derin izler bırakmıştır.
Saray Bosna’yı ziyaret etmenin belki de en iyi nedenlerinden biridir Gazi Hüsrev Bey Camii ve Külliyesi Saraybosna ziyaretinin ilk durağı olan Gazi Hüsrev Bey tarihsel yolculuÄŸun en belirgin örneÄŸidir. Emrindeki on bin serdengeçti ile sürekli cihada koÅŸan, Avrupa’nın içlerine doÄŸru sürekli Ä°slamı tebliÄŸi hayatının düsturu edinen 2.Beyazıt han’ın torunu Gazi Hüsrev Bey; Saray Bosna’yı ziyaret edenler için dönemin tarihsel kodlarını cömertçe sunan büyük bir sancak beyidir.
1531 Yılında Mimar Sinan’a yaptırdığı Gazi Hüsrev Bey Camii, sancak beyinin hayatının anlamsal özetidir esasında. YaÅŸamı boyunca kazanımlarının tümünü toplumun menfaatine vakfı düstur edinmenin yaÅŸayan örneÄŸidir Gazi Hüsrev Bey Cami ve Külliyesi. Toplumun menfaatine neler yok ki. Camisi, Hamamı, Bezistanı, Medresesi, TaÅŸlı Hanı, Hamamı, Ä°marethanesi, Misafirhanesi, Muvakkıthanesi, Saat Kulesi, Hastanesi ve bunları ayakta tutmak için vakfettiÄŸi iki yüz dükkânı ile Bosna topraklarında, insanlığa çok önemli mesajlar vermiÅŸtir Gazi Hüsrev Bey.
Sırplar ile olan savaÅŸta hedef haline gelen Gazi Hüsrev Bey cami 1996 yılında yeniden restore edilerek Avrupa’nın ortasında Ä°slamın ve oluÅŸturduÄŸu medeniyetin en güzel mührü olarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir.
16.yüzyıldan beri çarşı olma hüviyetini koruyan BaÅŸçarşı, klasik Osmanlı çarşı pazar ve konaklama mekânı olarak görülmeye deÄŸer bir mekansal tasarım olarak varlığını halen sürdürmektedir.
ÇeÅŸmesinden hamamına halen Türkçe adlar ile anılan sokaklarındaki dükkânları ile lokum eÅŸliÄŸinde kahve sunulan dinlenme mekânları ile dört tarafı cami ile çevrilmiÅŸ alanı ve Arnavut kaldırımlı sokaklarındaki doÄŸallığı ile aÅŸina olduÄŸunuz mekânsal özellikleri uzaklarda da yaÅŸayabileceÄŸiniz bir imkân saÄŸlamaktadır.
Sosyal yaÅŸamın özel alanlarından Bosna evlerini merak ediyorsanız Svrzo Evi 18.yüzyıldan beri size haremlik selamlığı, Osmanlı mimari tarzı, gündelik kullanım araç gereçlerin mini müzesi ile kapılarını açar ve bu topraklarda yaÅŸayan insanlara dair en özel bilgilerin ipuçlarını verir.
Yakın tarihin izlerini taşıyan Kolar ailesine ait bir Saraybosna evi var ki savaşın ve esaretin izlerini görmek gibi çok önemli bir nedeni baÄŸrında taşımaktadır. Söz konusu evin altından baÅŸlar,1993 yılında yapılan, 800 mt uzunluÄŸu ile kent merkezini dış dünyaya baÄŸlayan tek çıkış yolu olan Umut Tüneli.200 bin kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi Saraybosna’da 300 bin kiÅŸinin hayata tutunabildiÄŸi bir çıkıştır Umut Tüneli. Saraybosna havaalanının hemen dibinde bulunan ve bugün müze olarak varlığını sürdüren tüneldeki anılar; savaşın ve yaÅŸamın zorlu izlerini ziyaretçilerine sergilemeye devam etmektedir.
Nehirler ülkesi diye de bilinen Bosna Hersek’te altmışa yakın tarihi köprü bulunmaktadır. Her biri üzerinde ayrı bir hikâye her biri etrafında ayrı bir sosyo kültürel tarih yatan köprülerin en meÅŸhurları hiç ÅŸüphesiz Sokullu Mehmet PaÅŸa’nın ViÅŸegrad’ta yaptırdığı Drina köprüsü, Mostar’ın simgesi haline gelen eÅŸsiz doÄŸal manzarası ile Mostar Köprüsü ve Saraybosna kent merkezindeki Latin Köprüsüdür.
Köprünün etrafında geliÅŸen olaylarla, Osmanlı’nın Bosna macerasını anlattığı romanı ile Bosnalı ünlü yazar Ä°vo Adric’e Nobel ödülü kazandıran Drina Köprüsünü ve Latin Köprüsünü görmek ve hemen üzerinde cereyan eden bir suikastın dünya savaşına nasıl dönüÅŸtüÄŸünü hatırlamak iyi bir nedendir ziyaret için.
Latin Köprüsü; Saraybosna’nın meÅŸhur yedi taÅŸ köprüsünden biridir. Avusturya Krallığının veliahtı ArÅŸidük Franz Ferdinand ve onun hamile eÅŸinin Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından 28 Haziran 1914 tarihinde bu köprüde öldürülmesi 1.dünya savaşının çıkmasına sebep olmuÅŸtu. Sırp milliyetçisi Gavrilo,Saraybosna’nın Avusturya Ä°mparatorluÄŸundan koparılarak Sırp Ä°mparatorluÄŸuna katılması için bu suikasti planlamıştı. Bu olayda hiçbir suçu olmamasına raÄŸmen Saraybosna da büyük birçok zulüm ve kötü ÅŸartlara boÄŸulmuÅŸ tıpkı gelecekte yaÅŸayacağı benzer bir kaderin kurbanı olmuÅŸtu.
Batılı sömürgecilerin ve totaliter rejimlerin zulümlerine defalarca maruz kalmış Bosna Hersek; tarihin belirli dönemlerinde çeÅŸitli savaÅŸlar, zorunlu göçler ve ambargolar ile ciddi sınavlar vermek zorunda kalmıştır maalesef. Her ÅŸeye raÄŸmen Bosna Hersek ve Bosna halkı umutla, inatla ve emin adımlarla inanç ve kimliklerine baÄŸlı yaÅŸam mücadelesi vermiÅŸ, Avrupa’nın ortasında örnek bir ülke olarak varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadır.
Devam Edecek…
Facebook Yorum
Yorum Yazın