Bosna Hersek’e gitmek, gezip görmek ve Bosna’yı anlamak için o kadar çok sebebimiz var ki…
SoydaÅŸ olmak mı? Akraba topluluk olmaları mı? Din kardeÅŸliÄŸi mi? Osmanlıya baÄŸlı sancak tebaası olmaları mı? GeçmiÅŸimize dair derin izler bırakmaları mı? Müttefik olmaları veya yardımlarından dolayı vefa mı? Siyasi, askeri veya coÄŸrafi stratejiler mi? Kültür ve sanat dünyamıza etkilerinden mi? v.s.
Sorular çoÄŸaltılabilir veya eksilebilir. Fakat özellikle Bosna ziyaret edilince, o coÄŸrafyadaki tarih sayfalarını bir bir yaÅŸadıkça, insanı ile doÄŸası ile aynı havayı teneffüs ettikçe, konuÅŸup dinleyip düÅŸündükçe; Bosna’yı mutlaka ziyaret etmek ve Bosna’yı Bosna’da anlamak için onlarca sebebimiz olduÄŸunu anlayabiliriz. Nasıl mı?
Ä°slam’ın adalet ve doÄŸruluk kılıçları ile kalpleri fethettiÄŸi coÄŸrafyadır
Bosna Hersek.
Her yılın haziran ayı sonunda Bosnalıların Ä°slamı kabul ediliÅŸlerinin yıldönümü; Ayvaz Dede Åženlikleri ile kutlanmaktadır Saraybosna’da. Ayvaz Dede ve Osmanlı derviÅŸleri; tek tanrı inancına sahip Bogomiller ile uzun yıllar gerek hal gerekse kal ehli olarak bir arada yaÅŸamışlar ve sonunda Ayvaz Dede ve derviÅŸanın gayretleri ile MüslümanlaÅŸma dönemi hiçbir baskı ve zulüm olmaksızın baÅŸarı ile baÅŸlamıştır. Ayvaz Dede ÅŸenlikleri; yüreklerin Ä°slam’ın aydınlığı ile fethediliÅŸinin tescilidir diyebiliriz. SiyasallaÅŸmış Hıristiyanlığın, ekonomik sömürü çarkının diÅŸlisi olmuÅŸ kilisenin, zulüm ile toplumları baskı altına almış papalığın karşısında tevhidi inancı benimsemiÅŸ, Hz. Ä°sa’nın Allah’ın kulu ve elçisi olduÄŸunu kabul etmiÅŸ Bogomiller için Ä°slam; çok da uzak deÄŸildi. Ä°slam’ın adaleti, doÄŸruluktan yana tavrı, hakkaniyeti ve tevhidi öÄŸretileri ile Müslümanlarla olan münasebetlerin doÄŸal sonucudur Bosna’nın Müslüman oluÅŸu. Tarihin geçmiÅŸ dönemlerinde zaman zaman tahrif edilmiÅŸ hristiyanlık inancının ortasında, tevhidi inanca yatkın din anlayışı nedeniyle baskı ve zulüm altında yaÅŸamıştır Bosna halkı. Kaderin garip cilvesi ile yüzyıllar sonra yine tevhidi bir dine mensubiyetinin bedelini ödeyecektir. Hak dine mensubiyetten ödün vermeyen, itikadını her zaman vahyin hakikatine dayandıran Bosna halkı bu açıdan da tanınmaya, bilinmeye ve ziyaret edilerek incelenmeye deÄŸerdir.
Gönülleri fetih ile topraklarına siyasi, askeri ve kültürel emniyetin yerleÅŸmesi demektir Bosna Hersek
1463 Yılından onlarca yıl önce Mostar’a 22 km kala olaÄŸanüstü doÄŸa güzelliÄŸine sahip Blagay Tekkesinde Sarı Saltuk efsanesi ile BektaÅŸi ve NakÅŸî derviÅŸler Bosna topraklarındaki yürekleri çoktan fethetmeye baÅŸlamışlardı. Fatih Sultan Mehmet Han fethedilmiÅŸ gönüllerin yaÅŸadığı coÄŸrafyayı Osmanlı devleti resmi mührü altına 1463 yılında almaya baÅŸlamış ve dört asrı geçecek kültür, medeniyet ve siyasi- askeri geliÅŸimi baÅŸlatmış oldu. Zayıflayan Osmanlı Ä°daresine yapılan baskılar sonucu 1878 yılında Avusturya-Macaristan Ä°mparatorluÄŸu’nun kontrolüne geçen Bosna; tarihe mal olmuÅŸ derviÅŸinden, paÅŸasına, komutanından sadrazamına, âliminden tüccarına bir çok deÄŸer yetiÅŸtirmiÅŸtir. Bugün Blagay Tekkesindeki serin suların ÅŸakırtısında, Tekkenin huzur veren atmosferinde, bir imparatorluk edası ile dimdik duran daÄŸdan süzülen ırmağı seyrederken tarih bir film ÅŸeridi gibi geçer zihinlerden.
Blagay; Neretva’’nın önemli kollarından biri olan ‘’Buna Nehri’’nin doÄŸduÄŸu yer. MuhteÅŸem kayalardan oluÅŸan bir daÄŸ ve o dağın içinden zamana ve mekâna meydan okurcasına yeryüzü ile buluÅŸan sular. Suları soÄŸuk, coÅŸkun olmasına raÄŸmen hemen yanı başındaki Alperen tekkesinin maneviyatı ile etkilenmiÅŸ gibi sessizce akıp gider zamana ve mekana karşı.Blagay’da zaman bir yanda akıp giderken, Alperenler tekkesinde bir an Bosna’nın derviÅŸleri aklınıza gelir ve akıncı yeniçerilerin BektaÅŸi önderleri ile fetih sahnelerine, ilim ve irfan sahibi NakÅŸi BoÅŸnak derviÅŸlerin zikir sahnelerine takılırsınız birden. Evet artık Blagay sizin için hem bugünü hem de dünü yaÅŸama imkanı vermektedir.
Bosna doğal bir tarihi film platosu gibidir. Her şehrinde her sokağında tarihin en etkili bir sahnesini yeniden yaşayabilirsiniz.
Tarihi bir an durdurup döneminin içinde sokak sokak dolaÅŸmak, nerede ise tamamı taÅŸtan yapılmış sınır karakolu hüviyetli köydeki evlerin, hamamın, medresenin, kervansarayın ve saat kulesinin arasından kalesine tırmanıp etrafı temaÅŸa etmek, avlusunda serin suları ile abdest alıp camisinde iki rekat namaz kılmak, meyve aÄŸaçlarında o tanıdık bildik tatları hissetmek, yaÅŸlı teyzelerin nasırlaÅŸmış elleri ile ilmek ilmek iÅŸledikleri eserlere sahip olmak istiyorsanız, Poçiteli köyünü mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Bosnanın Ä°stanbul’udur Travnik. Bir resim karesine tıpkı Ä°stanbul’da olduÄŸu gibi onlarca camii sığdırabilirsiniz.
Travnik kalesinden yeÅŸilin bindir tonu arasına dağılmış ÅŸehrin konaklarına baktıkça acaba hangi evden hangi vezir, paÅŸa veya komutan çıkmıştır diye düÅŸünceye dalmamak mümkün deÄŸildir. Travnik vezirler ÅŸehridir, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu döneminde 73 Travnikli Vezir kaydı düÅŸer tarih. Yüzlerce Travnikli BoÅŸnak; tarih sahnesinde ya devÅŸirme ya da imparatorluÄŸun sadık bendesi olarak yerini almış ve Osmanlıya - Ä°slam’a olaÄŸanüstü hizmetlerde bulunmuÅŸlar.
Bosna genelinde olduÄŸu gibi özellikle Travnik özelinde de tüm camiler tarih ansiklopedisinin birer cildi gibidir. Hangi camiyi ele alsanız, haziresinde yatan bir tarihi, avlusuna kondurulmuÅŸ bir sanat eserini, yanı başında oluÅŸturulmuÅŸ sosyal ve ekonomik doktrini, sırtını verdiÄŸi bir ilim ocağını okumanız mümkündür.
Okumasını bilene Travnik’teki Elçi Ä°brahim PaÅŸa Medresesi çok ÅŸey anlatır. Genelde tarihin özelde de Bosna tarihinin kodlarını, yaÅŸanan olaylardan veya mekânlardan çözmek daha anlaşılır kılar söz konusu tarihsel bakışı. Ä°ÅŸte Elçi Ä°brahim Bey Medresesi de Bosna ve Bosnalı Müslüman tebaanın nasıl bir tarihsel süreçten geçtiÄŸini, mevcudiyeti ile bir ÅŸekilde anlatıyor bizlere.1705’de kurulan ve Osmanlı dönemi Bosnasında uzun yıllar hizmet veren 3 medreseden biridir Elçi Ä°brahimPaÅŸa Medresesi. Tarihin fitne ve ihanet kokan yıllarında yakılan / yıkılan sonra yeniden inÅŸa edilen, zaman zaman depo, hastane, huzurevi, yasaklı bina ilan edilen medrese bugün Türkiye Devletinin kurumu Tika tarafından asli hüviyetine tekrar kavuÅŸturulmuÅŸ ve modern bir yapıda dini hizmetlerin verildiÄŸi eÄŸitim yuvası olarak varlığını sürdürmektedir.
Kalesi ile doÄŸal güzelliÄŸi ile Müslüman bir ÅŸehirde bulunması gereken tüm tarihi ve kültürel zenginliÄŸi ile Travnik ÅŸehri; Osmanlıyı Ä°slamı ve aynı dili konuÅŸan akraba topluluÄŸu temsil etmeye devam ederken insana verdiÄŸi huzur ve emin duruÅŸu ile görülemeye gezilmeye deÄŸer bir mekan hüviyetini korumaktadır.
Devamı gelecek…
Facebook Yorum
Yorum Yazın