1912’de Osmanlıların Balkanlardan çekilmesiyle 1.Dünya Savaşı patlak verir. Savaşın bir çok nedeninden biri de Osmanlıya ait topraklarının paylaşımındaki kavgadan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Sonuçta bölgede bir çok küçük devlet kurulur. Bosna; 1918’de Slav kökenli bir devletin sınırları içinde kalır bu tarihlerde. 1929 yılında Yugoslavya Krallığı adı verilen ve genellikle Ortodoks Sırpların ağırlığı olan bu krallığın içinde yer alır yıllarca. 2.Dünya Savaşında da Almanların iÅŸgali altında kalan Bosna her iki dönemde de Sırpların kurulan devletler ile iÅŸbirliÄŸi ile Müslümanların soykırıma uÄŸradığı yer olur. 1946 yılında bağımsızlığına kavuÅŸan 1975 yılına kadar da komünist rejim ile idare edilen yeni Yugoslavya devletinin idari sınırlarında kalan Bosna;1975 yılından sonraki doÄŸu bloku ülkelerde ki geliÅŸmeler üzerine kendi kimliÄŸini korumaya baÅŸladı.
Yugoslavya Devleti’nin tek partili döneme geçiÅŸi ile Müslüman Bosna halkı Alia Ä°zzet Begoviç önderliÄŸinde Demokratik Eylem Partisi’ni (SDA) kurarak Bosna’nın bağımsızlık hareketini baÅŸlatırlar. Nerede ise son yüzyılını baskı ve zulümle geçiren Bosna halkı, bağımsızlık hareketi ile özüne dönmeye baÅŸlar.1 Mart 1992’de gerçekleÅŸtirilen referandum ile bağımsızlığını ilan eden Bosna için artık yeni bir dönem baÅŸlamıştı. Sırbistan ve Hırvatistan’ın bağımsızlığını destekleyen fakat Bosna’nın bağımsızlığına kayıtsız kalan Avrupa; özellikle Sırpların Bosna topraklarına göz dikmesine ve bunun sonucunda savaÅŸa kalkışmasına da sebep oldu. Ve 1992’de Sırplar Bosnalılara karşı acımasızca katliamlar eÅŸliÄŸinde savaÅŸ açtılar. Nisan 1994’e kadar süren savaşın bilançosu ağırdır.250 bin hayat sönmüÅŸ, bir milyonu aÅŸkın göçe zorlanmış bir Bosna kalmıştır savaÅŸ sonrasında. Nisan 1994’de yapılan anlaÅŸmalar neticesinde savaÅŸ sona ermiÅŸ ve Bosna – Hırvat Federasyonu oluÅŸmuÅŸtur.
Günümüzde Bosna Hersek denince akla gelen önemli isimlerden biri de hiç ÅŸüphesiz 20.yüzyılda yeniden bağımsızlık hareketi ile ünlenen bilge kral Alia Ä°zzet Begoviç ismidir.
Bosnalı Genç Müslümanlar TeÅŸkilatı’nın kurucularından olan ve Bosna’nın kurtuluÅŸu ve Avrupa da Müslüman kimliÄŸi ile varoluÅŸunu devam ettirmeye çalışan Alia Ä°zzet Begoviç; Avrupa’da ikinci bir Endülüs yaÅŸanmasına müsaade etmemiÅŸtir. Entellektüel birikimi, iç ve dış siyasetteki baÅŸarıları ve halkın sevgisine mazhar olmuÅŸ bir karizmatik lider olan Alia Ä°zzet Begoviç’in anıtsal mezarı Saray Bosna’da ziyaretçilerin hayır duaları ile sürekli ziyaret edilmektedir.
Bosna Hersek’te acıları temsil eden ÅŸehirler olduÄŸu gibi dillere destan güzellikleri sergileyen ÅŸehirler de vardır. Srebrenista denince acı ve gözyaşı, Mostar denince doÄŸa ve yaÅŸamın tüm güzellikleri hatırlanır.
Srebrenitsa’yı ziyaret etmenin en önemli nedeni Bosna halkının çektiÄŸi zulüm ve baskıların izlerini hissedebilmektir.
Srebrenitsa Soykırımı – Katliamı; Sırp Cumhuriyeti Ordusu’nun Srebrenitsa’ya karşı giriÅŸtiÄŸi Krivaya ‘95 Harekâtı esnasında Temmuz 1995’te yaÅŸanan ve en az 8.372 BoÅŸnak’ın Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde General Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu tarafından öldürülmesine verilen addır. 400 Hollandalı barış gücünün kayıtsız kaldığı ve binlerce masum ile bebeklerin bile katledildiÄŸi Srebrenitsa Katliamı; zulmün soÄŸuk yüzünü gözler önüne sermektedir.
Srebrenitsa’daki soykırımdan kaçanların orman yolundan Tuzla ÅŸehrine ulaÅŸmak için kullandığı ve halk arasında “ölüm yolu” olarak da bilinen güzergâhta geleneksel olarak düzenlenen “Barış YürüyüÅŸü” ne katılmak; yaÅŸanan acı dolu süreci bir nebze olsa da hissedebilmek için iyi bir fırsattır. Her yıl düzenlenen yaklaşık 100 Km uzunluÄŸundaki yürüyüÅŸ Potoçari Anıt Mezarlığına kadar sürer ve yol boyunca katliam ve güzergâhta yaÅŸananlar ile ilgili bilgiler verilir.
Sırplar ile yapılan savaÅŸ sırasında top atışları ile yıkılan ve 2000 yılında Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından aslına uygun onarılan, Bosna için önemli sembolik deÄŸere sahip Mostar köprüsünün bulunduÄŸu Mostar Åžehri yabancılık çekmeyeceÄŸiniz Balkan topraklarından biridir. Mostar; gerek köprüsü gerek köprünün altından kıvrılarak akan nehri gerekse ÅŸehir merkezi olarak kültür, tarih, doÄŸa ve dinlenmeyi doya doya hissetmenize imkan veren müstesna bir Bosna ÅŸehridir. Mostar’a sırf bu güzellikleri bir arada yaÅŸamak için bile gidebilirsiniz.
Bosna sadece savaÅŸ ve soykırımlar ile anılmıyor elbette. Bosna Hersek’te ÅŸehir içinde veya ÅŸehirlerarası yolculuklarda yemyeÅŸil ormanların kesif oksijen dolu havasını soluyabilir, acıktıkça güzergâhınızda mutlaka rastlayacağınız kuzu çevirmecilerde enfes kuzu etini tadabilirsiniz. BoÅŸnak böreÄŸi, kaymaklı köfte, çıtır baklava vs meÅŸhur yemeklerinden sadece bir kısmı. Bosna Hersek’in olaÄŸanüstü doÄŸal güzellikleri yaz kış halkına ve ziyaretçilerine cömertçe kendisini sergilemeye devam ediyor.
Günümüz Bosna-Hersek Cumhuriyeti, iki devletten oluÅŸmaktadır: Toprakların %51’ine sahip Hırvat ve BoÅŸnaklardan oluÅŸan Bosna-Hersek Federasyonu ile %49’una sahip Sırplardan oluÅŸan Sırp Cumhuriyeti. Devlet idaresi dönüÅŸümlü olarak gerçekleÅŸmektedir. Her etnik grup veya siyasi teÅŸkilat kendi çıkarlarına uygun yasal düzenleme yapıyor ve bir diÄŸerinin kararlarını fesh edebiliyor. DoÄŸal olarak yatırım ve geliÅŸim sıkıntılı olmakta ve bu da ülke insanlarının ya ülkeden göçmesine ya da zor koÅŸullarda hayatlarını devam ettirmesine sebep oluyor.
Avrupa’da Müslüman kimlikleri ile varlıklarını sürdürmeleri ve yurtlarından her ne sebep olursa olsun kopmamalarını dilediÄŸimiz Bosna halkına, ne kadar yardımcı oluyoruz acaba?
Bugün ne sanayi ne de ticari olarak geliÅŸme gösteremeyen, sık yaÅŸanan ekonomik ve politik sıkıntılar nedeniyle sürekli dışarıya göç vermek zorunda kalan Bosna’nın belki de en önemli geliri turizmdir. Turizm açısından ziyaretçilerine birçok neden sunabilecek ülkedir Bosna Hersek. Özellikle Müslüman ülkelerin bölgeyi ziyaretleri hem Müslüman topluluklara manevi cesaret hem de maddi katkı saÄŸlaması bakımdan önemlidir. Bir ÅŸekilde Müslüman Bosna halkının yanında veya yakınında olduÄŸumuzu hissettirmemiz Bosna ziyareti için en önemli nedendir.
Sözünü ettiÄŸimiz onlarca nedenden dolayı Bosna Hersek görülmeyi, bilinmeyi ve hissedilmeyi en çok hak eden coÄŸrafyalardan biridir diyebiliriz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın