Bir süredir destek verdiğim ve yeni kurulan bir okul için, veli-öğrenci-öğretmen iletişimini sağlayacak yazılım araştırması içindeyim. Amacım, herkesin işine yarayacak bilgilerin bir arada olmasını sağlamak ve herkes kendi alanına uygun bilgileri görme yetkisinde olması. Birçok firma ile görüştüm. Birçok teklif aldım ve demoları kullandım. Hemen hemen hepsi birbirinin aynısı hatta her seferinde dayanamayıp “yani gelişmiş excel bu” deyiverdiğim yazılımlardı önüme getirilen uygulamalar.
Tamamen tesadüf sonucu ulaştığım bir firma ise hem teknolojiye hem de gençlere bakış açımı değiştirdi. Firma yetkilisi genç ama deneyimli, firma ise inanılmaz işler yapan ve bana göre bilim kurgu tadında bir yerdi.
Tanıştığım kişi Mekatronik Mühendisi olduğunu söyledi. Benim gibi bir her şeyi bildiğini zannedenin Mekatronik hakkında bir cümlelik bilgisinin olduğunu fark etmesi içler acısıydı iç dünyamda. O da mekanik ve elektroniğin birleşmesinden oluştuğuydu. Oysa bu kadar basit olmamalıydı çünkü karşımdaki kişi anlattıkça benim içimdeki Fizikçi ruhu parıldıyor ve kıpırdanıyordu. Mekatroniğin, makine, elektronik, yazılım ve kontrol mühendisliğine dayanan, çok kontrollü bir mühendislik dalı olduğunu anladım hemen. Ve sonra kendimi yaptıkları işleri anlamaya odakladım.
Yapıyoruz dedikleri ilk konu bile benim için tam da hayal ettiğim şeydi; Onlarca kişinin saatler süren tarama ve analiz operasyonlarını saniyeler içinde yapabiliyorlardı. Dolayısıyla benim pazarlama kısmımda hedef kitleme lokasyon bazında ulaşıveriyorlardı.
Canlı akışı tarayarak seçilen “keyword & hashtag & emoji & sosyal medya hesabı & url/link” gibi parametreleri yakalayarak hedef kitle ile etkileşime geçebilme kabiliyetimiz gibi yazılım becerilerini Tarama, Analiz, Etkileşim, Raporlama, Strateji ve İnsan Kaynakları modülleri altında onlarca farklı uygulama ile bir araya getiriyoruz dediklerinde zaten artık bilim kurguya ya da bir yapay zeka’ya teslim olmuştum.
Size bunları neden anlattığımı merak ettiğinizden eminim. Ben teknolojiyi sevsem ve her alanda kullanmaya özen göstersem de genelde bu konuyla ilgili dergimizde pek yazmıyorum. (Teknoloji yazılarım için: http://egitimicinteknoloji.com/author/nazan/ adresini ziyaret edebilirsiniz.) Bu sefer uzun açıklamalar ile yazmamın nedeni aslında içimize bu kadar soktuğumuz cep telefonları, bilgisayarlar ve birçok teknolojik aletler bizim kişilik haklarımızı, özelimizi ne kadar koruyor? Tabii ki HİÇ!
Kısa bir süre önce radikal bir karar alıp facebook’umu kapattım. Benimki gizlilik endişesinden ziyade zaman kaybını önleme çabasıydı aslında. Şimdi fark etmeden doğru yaptığımı daha iyi anlıyorum. Gizlenecek veya saklanacak ya da aykırı paylaşımları sevmiyorum ama yine de ailemle çekilen bir resme yabancı gözlerin değmesini de istemem.
Gelelim yazımın ana fikrine; Bu yazıyı okuyan bir patronsa mutlaka bu konuyu araştırıp firmasının faydalanmasını sağlasın, eğer bu yazıyı okuyan bir çalışan ise illaki bu yazılımcılarla görüşüp konuyu yönetime sunsun (kesinlikle maaşa zam vaad ediyorum) ve bu yazıyı okuyan benim gibi sıradan bir vatandaşsa dikkatli olsun. Her an her saniye gözetleniyor ve takip ediliyor olabilirsin reklam verenler tarafından.
Bu ay en sevdiğim konuyu yazdım. Sayfalar dolusu teknoloji yazıp okuyabilirim ama yerim dar. En fazla iki sayfa veriyorlar bana. O yüzden gerçeklere dönüp teknolojiyi hayatınızı kolaylaştırmak için kullanın deyip yazımı bitiriyorum. Code of Tech çalışanlarına da ayrıca kolaylıklar diliyorum, beyinleri hep açık olsun. Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...
Facebook Yorum
Yorum Yazın