Tarih 12 Eylül 2013 yer Gülhane Askeri Hastanesi.
Kapıdaki güvenliğe yaklaşıp “hasta ziyaretine geldiğimi” söylüyorum. Güvenlik üst araması yaptıktan sonra salıyor beni ve içeri girip danışmada ki memura yaklaşıp geliş sebebimi söylüyorum. Ziyaret etmek istediğim hastanın oda numarasının 5008 olduğunu öğreniyorum. Asansöre yaklaşarak düğmeye basıyorum ve 5. Katın düğmesine basıp büyük bir heyecanla çıkmasını bekliyorum asansörün.
Nihayet odanın önündeyim. İçeride başka ziyaretçiler var ve hepsinin çıkmasını bekliyorum ve içerisi boşalınca, odanın önünde bekleyen güvenliğe ziyaretçi kartımı gösterip içeri giriyorum.
İçeride boylu boyunca yatan yaşlı bir adam var. Yüzünde iğrenç bir ifade ile gözleri kapalı ve inleyerek uyumakta. İlk aklıma bir yastık alıp soluğunu kesmek geliyor ama maksadım bu değil.
Yaklaşıyorum yanına ve beni duyup duymadığını öğrenmeye çalışıyorum. Kulağına fısıldıyorum “Kenan beni duyuyor musun?” diye. Bir hırıltı ile anlıyorum ki bilinci açık. Ve şimdi konuşma zamanı.
“Kenan Paşa merhaba, beni tanıdın mı? Tanımadın biliyorum, çünkü sen kendinden ve cunta şebekenden başka kimseyi tanımadın.
Sana Mustafa Pehlivanoğlu ve Erdal Eren’in selamını getirdim, hani o 17 yaşında iken, sırf idam edebilmek için merdivenlerde yaşını büyütüp astırdığın Erdal var ya işte onun selamı. Öbür tarafta seni bekleyenlerden sadece ikisi.
Nasıl bir durumdasın şimdi Evren paşa, işkenceden geçirdiklerini hatırlıyor musun? İnlemeleri geliyor mu kulağına?
Darbenin şartları olgunlaşsın diye, sabah solcuyu vurdurduğun silahla akşam sağcıyı vurdurduğun düzenbazlıkların aklında mı?
Mamak ve Diyarbakır cezaevlerin de sistematik işkenceden geçirilip, marş ezberleyemeyen köylülere kendi dışkılarını yediren, emirlerine itaat eden adamlarını hatırlıyor musun?
Tecavüzleri, dayakları, idamları, küfürleri, falakaları hatırlıyor musun?
Hatırlıyorsun biliyorum, bu yüzden uyuyamıyor ve inliyorsun. Her darbe mağdurunun ölümünün daha da acılı olması için dua ettiğini biliyorsun değil mi?
Oysa ne çok isterdin şimdi o kudretli üniformalarını giydiğin ve bir emrinle hayatları bitirdiğin zamana dönebilmeyi. Ama sana yok öyle rahat ölüm. Bu halk önce senin adalet önünde suçlu bir rezil olduğunun ispatlandığını görecek. Sonra kağıt üstünde olan ama gerçekte zerresi bulunmayan itibarını alacak. Ve sen sistematik bir cuntanın azılı lideri olmaktan suçlu bulunarak mahkum olacaksın. Halk Allah’a şükür edecek ve sen itibarınla birlikte onurunu da haysiyetini de kaybedeceksin.
Sonra acılar içinde inleye inleye öleceksin. Halk sokaklara dökülüp bayram edecek. Mezarlık kabrine karanfil koymak yerine, tükürmek isteyenlerle dolacak.
Yandın Kenan Evren yandın. Hadi bu dünyadan yırttın, Öte yerde bekleyen ilahi adalette halin ne olacak var sen düşün.
Tüm ülkem ve halkım adına diyorum ki sana “senin devranın bitti Cehennem de yoldaşların seni bekler paşa”
Eeeeee Hayal buya, benim payıma hayalden yana da bu düştü. Eyvallah…
Facebook Yorum
Yorum Yazın