Bir Başarı Öyküsü Olarak GÜNSAN ve Sayın ABİDİN GÜN

Bu satırların dikkatli okurları 11 yıldır süren elektrik sektörüne başyazılarımızda müteaddid defalar değindiğim “Anahtar üreticileri” bahsimizi hatırlayacaklardır. Gerçi gündeme dair siyasi – kültürel yazılarımız dönem dönem ciddi yer kaplasa da yazılarımızı özel de elektrik, genelde ise enerji sektörüne odaklamaya çalıştık.

Bunların arasında da elektrik anahtar sektörümüz ciddi bir yer kaplamakta idi. Her zaman ki iddiamız şu idi; ülkemiz dünyanın sayılı anahtar üreticilerine sahiptir. Yıllık 200 milyon adet anahtar üretiminden bilhassa eski Dünya diyebileceğimiz Asya – Avrupa ve Afrika’ya çok büyük rakamlarda ihraç etmeyi başarmıştı. Bunu da ülkemizde başarabilen anahtarcılarımızın sayısı bir elin parmakları ya vardı ya yoktu. Bu az sayıdaki anahtarcılarımızdan ilk olarak Viko’nun dünya elektronik devi Panasonic’e çok iyi rakamlarla satıldığını daha önce yazmıştık. Şimdi buna ilaveten elektrik sektörümüzün ilk üç anahtarcısından bir diğeri olan Günsan’da eklendi. Günsan’da yine bir dünya elektrik devi Schneider Elektrik’e çok yüksek bir rakama satıldı.

Pekiyi başyazımıza bunu neden konu edindik; Zira Günsan ve onu bugünlere kadar getirip ve bir dünya markasına satan Sayın Abidin Gün’ün elektrik sektöründeki mazisi tam bir başarı öyküsüdür de ondan!

Sayın Abidin Gün 1983 yılında bu sektöre de anahtar üretimine başlamıştır. 1998 yılında benim firmam Teknik Elektrik olarak Günsan’a bayii olduğunda Günsan anahtar – priz üreticisi olarak enteresan bir durumda idi. Türkiye’nin en çok satan iki numaralı firması iken yaşadığı talihsiz bir seri üretimden dolayı adeta dibe vurmuştu. Hiç unutmam o günlerde Sayın Abidin Gün milyonlarca arızalı seri üretimi piyasadan toplamak zorunda kalmıştı. Yurtdışındakileri ise ülkemize getirmesi masraflı olacağından dolayı o ülkelerde çöpe döktürmüştü. Hatta Fas’dan almadığı iadeler için “Atlas Okyanusu’na mı döktünüz? ” diye espri yapmıştık. Tabii ki bu arızalı mal üretimi ve satışı o gün Günsan’a büyük darbe olmuş ve Günsan adeta dibe vurmuştu. Hiç unutmam günlük 5.000 adete kadar üretimi düşmüştü. Ben 1998 yılında ilk ekonomik krizimi geçirdiğimde ve piyasadan mal alıp satmak zorunda olduğum bir zamanda Sayın Abidin Gün beni çağırdı ve bana bayilik verdi. O esnada iyi günlerinde kendisinden çok para kazanmış hiçbir bayisi yanında kalmamıştı. Yani benim firmam da, Günsan’da o tarihte dibe vurmuştu. Yollarımız Günsanla o tarihte çakıştı. Hiç unutmam o zamanlar belki birkaç ay veya bir tam yıl benden yani firmam Teknik Elektrik’den başka Günsan satan yoktu! Benden sonra tekrar yeni bayiler oldu ve çok kısa sürede Günsan tekrar toparladı ve eski günlerindeki gibi ilk üç anahtarcımızdan biri oldu. Burada başarının en büyük sebebi Sayın Abidin Gün’ün sabrı, kanaati, heyecanı ve disiplini oldu. Duvarlardan sökülmüş, aşağı inmiş bir anahtarı tekrar günlük 200.000 adet anahtar üreten, satan ve dünya markalarının iştahını açan bir noktaya getirmiş kişidir Abidin Gün ağabey.

İsmini değiştir tekliflerini elinin tersi ile itmiş ve “Bu firma GÜN soyismiyle var oldu yine öyle devam edecek” demiştir.

Sabrın sonu selamettir sözünün ne kadar gerçek olduğunu elektrik sektörüne öğretti ve kendi cirosuna, kapasitesine göre rekor denecek iyi bir fiyata dünyaca ünlü Schneider Elektrik’e firmasına satarak bizlere adeta sanayicilik ve tüccarlık dersi verdi.

Burada birkaç sözde Schneider Elektrik ve üst yönetimine acizane hatırlatmak isterim. Schneider Elektrik’in ülkemizdeki  bu ilk firma satın alma denemesi değil. Daha önce de satın aldığı; sektörümüzde kulvarında çok iddialı METESAN , PKS ve DEMİRBAĞ sadece hatırladıklarım benim. Bu firmaların şu anda sektörümüzde ne adı var ne de kendi Schneider Elektrik adı altında ciddi bir faaliyetleri var? Günsan asla böyle olmamalı. Zaten başta CEO’ları Sayın Turan Turangil olmak üzere tüm üst düzey yöneticileri de bunu ifade etmişler, son aktivitelerinde. “Umuyor ve temenni ediyoruz ki Schneider Elektrik Sayın Abidin Gün’ün fabrikasına 32 yıl boyunca kattığı Güven – Sabır – Sebat – Kanaat ve müşteri memnuniyetini aynen devam ettirirler. Yoksa sonuç malum”