Ben de Mardindeydim

Son aylarda işlerim gereği Diyarbakır'da olduğum için MÜSİAD'daki arkadaşlarımın verdiği haber sayesinde ben de Mardin'e gittim. Gerek Mimarlar Mühendisler Grubundan gerekse de MÜSİAD çevresindeki arkadaşlarımdan aldığım nazik davetlere çok teşekkür ediyorum. Mardin'de unutulmaz bir 48 saat geçirdik.

Beni en çok Mardin köy evinde Sevgili Mardin MÜSİAD Başkanı Sayın Mehmet Ali Dündar ve ailesinin verdiği akşam yemeği etkiledi. Allah'ım! O ne misafirperverlik o ne alaka? Mevlaya şükürler ettim ki bu Türk - Kürt - Arap kardeşliğin bize İslam çimentosu ile sağlamış. Bölücü örgüt ne yaparsa yapsın, derin devlet ne kadar faili meçhul işlemişse işlemiş ama bu bin yıllık kardeşliği bozamamış Allah'ın izni ile de bozamayacak.

Yapılan dualarla, okunan Fatihalarla başladı ve bitti yemek. hem enerji konuşuldu yemekte hem Ümmeti Muhammedin meseleleri. Sonra ertesi gün Elegance Hotel'deki çok güzel hazırlanmış ve 145 kişi sayabildiğim bir toplulukla enerji sektöründeki "Güneşin Gücü Enerji ve Çevre" isimli istişareye gittim.

Toplantı Mardin MÜSİAD Başkanı Sayın Mehmet Ali Dündar ile MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Sayın Mustafa Albayrak birer açılış konuşması yaptılar. Gerek Sayın Dündar gerekse Sayın Albayrak enerjinin bilhassa Mardin ve Türkiyemiz için enerjinin önemini hissettirdikleri konuşmalarını yaptılar. Mustafa Albayrak konuşmasını dillerin,dinlerin ve medeniyetlerin birleştiği şehir olan Mardin'i adeta Rum Suresinin 22nci ayeti ile taçlandırdı ve şöyle bitirdi.

Rum Suresi 22. Ayet; "Dillerimizin ve renklerimizin farklılığı Allah'ın ayetlerindendir. Şüphesiz burda alınacak ibretler vardır"