Beko Basketbol Lig Şampiyonu: BEŞİKTAŞ

Hepinize merhaba. Geçen ay Challenge Cup'tan bahsetmişken, bu ayda basketbolu yazacağımı tahmin etmiyordum. Fakat başarılı Coch Ergin Ataman ve oyuncuları beni yanılttı. Çünkü Türkiye Kupası ile başlayan, Challenge Cup ile devam eden kupa koleksiyonuna Türkiye Lig Şampiyonluğunu da eklediler. Beşiktaş ilk olarak ezeli rakibi Fenerbahçe'yi, daha sonra da play off'lara lider gelen favori Galatasaray'ı üç galibiyetle eledi. Özellikle ilk Fenerbahçe maçının son 47 saniyesine 7 sayı geride giren Beşiktaş inanılmaz bir mücadele ve Carlos Arroyo'nun son saniye üçlüğüyle kaybedildi denilen maçı uzatmaya götürüp, uzatmada da yine Arroyo'nun son saniye basketiyle alması kaderin bir işareti gibiydi. Bu takım gidecekti finale...Maçtan sonra açılan pankartlar da herhalde aylarca konuşulacak.

'Fener telefona bak: Carlos Arroyo! :) ' Galatasaray maçlarında da yine bizim çarşının espri dolu pankartı dikkat çekiciydi Galatasaray ve Fenerbahçe maçları tahmin edilenin aksine çok dostane geçti. Galatasaray deplasmanında Beşiktaş takımı alkışlanarak çıktı salondan.

Finalde Efes Pilsen maçları da çok çekişme içindeydi, gerçi ilk iki maç Beşiktaş baştan sona üstündü ve rahat kazandı. Üçüncü maçı Efes Pilsen son saniyede Beşiktaş'ın faulleri kaçırmasıyla alarak seriyi 2-1'e getirdi. Bu maçta tribünlerin büyük bölümüne seyirci almayan, sözüm ona Beşiktaşlı olduğunu söyleyen Tuncay Özilhan taraftarlarca küfürlü tezahüratlara maruz kaldı. Küfüre karşıyız, fakat sinsice yapılan sportmenlik dışı oyunlar, Ermal'in de gereksiz agresifliği taraftarı da çok tahrik ettiğini de gözardı etmemek lazım. Abdi İpekçi'de oynanan maçta Beşiktaş, bir ara 36 sayıya arayı açıp maçı da farklı kazanarak seriyi 3-1'e getirdi. Taraftarlar beşinci maça şampiyonluk için gelmişti, Beşiktaş kazandığında 37 yıl aradan sonra şampiyon olacaktı. Fakat son 3 saniye adete bir ömür aldı. 2 sn kala Beşiktaş 2 sayı gerideyken faul kazandı. Faullerin ilkini kaçıran Hawkins, ikinciyi de bilerek kaçırıp rebound'u aldı ve çok zor pozisyonda basketi buldu, bir de faul atışı kazandı! Beşiktaş bu atışla şampiyon olacaktı. Fakat atış girmedi. 0.9 salise kala Efes mucizevi bir sayı buldu. Potaya atılan uzun topa tikleyen Efesli oyuncu inanılmaz bir galibiyeti takımına getirerek salonu buz gibi yaptı .Gerçekten 5 dakika konuşamadığızı söyleyebilirim. Çocuklarım ve eşimi de getirmiştim, bu beni daha da üzdü. Kızlarda ses diye bir şey yoktu, hanımda da. Bu akşam rahat uyumak nasipmiş :) deyip geçtik. Seri 3-2 olmuştu, bizler ise bir gün Sinan Erdem bir gün Abdi İpekçi salonlarına gitmekten, bir ara hayatım sanki buralarda geçecek sanmaya başladım. Yenersek son maçın olacağı maça bilet bulmak mümkün değildi.

Karagümrük'ten çocukları bilet kuyruğuna gönderip, telefonlar elde, bir yandan da internette bilet almak için didindik durduk! Herkese nasip olmayacak biletlerden almıştık ama yöneticilerimizden! Yine çoluk çocuk salona gittik. İnanılmaz bir atmosferde Beşiktaş bu sefer son saniyelerde nefeslerimizi tutsak ta maçı aldı ve Barcelona'dan sonra dünyada tüm kulvarlarda aynı sezon kupaları alan iki takımdan biri oldu. Bu mutluluğu yaşatan Ergin Ataman ve oyuncularını, tüm gücü ile maddi manevi seferber olan taraftarları kutluyorum. Bu sene futbolda umduğunu bulamayan Beşiktaş, basketbolda tüm sıkıntıları unutturdu. Bir küçük fıkra ile bu sayıdaki yazımızı noktalıyorum.
 
Çocuk: -Anne çay içeceğim kupamı bulamıyorum...
Anne::- Beşiktaş almıştır oğlum!
Hepiniz Baki Huda'ya emanet olun,sağlıcakla....