Beden Dili

Beden dilini  kısaca karşı tarafı etkilemek olarak tanımlayabiliriz. Durumun etkisi yüzde olarak aşağıdaki gibidir.
Ses / Söz = % 7
Beden Dili + Ses / Söz = % 93

Görüldüğü gibi etkileşim sırasında beden dilini kullanarak anlatımın büyük etkisi vardır.

Karşımızdaki kişiyle iletişim kurarken üç kanalı kullanırız. Söz, ses, beden dili… Kişilerin kültür düzeylerine, konuşulan konuya, atmosfere, mesajın duygu mu, düşünce mi oluşuna göre sözün, sesin ve beden dilinin etkileri farklıdır.

Beden dili tüm dünyada farklılıklar gösteriyor. Bunları bilmek ilişkilerde avantaj sağlar.  Örneğin en sevdiğimiz yemeğin tadına baktığımızda mükemmel olmuş anlamında elimizle yaptığımız işaret İtalyanlarda ne zırvalıyorsun anlamında kullanılmaktadır.  Bir iş yemeğinde geçen bu durum pek hoş karşılanmaz sanırım.

Davranışlar görülebilir. Tutum, duygu ve düşünceler görülemez. Görülmeyen duygu, tutum, inanç, düşünce gibi soyut kavramları insanların davranışlarından anlayabiliriz.  Bir el sıkmayla karşımızdaki kişinin düşüncelerini olumluya çevirebiliriz. Kelimenin gücünü bilmeden insanların gücünü anlayamayız. Ses tonu insan ruhunu doğrudan etkileyen müzik gibidir.
 
İlk izlenim, insanların nazarındaki ilk görüntümüzdür. İnsanlarla karşılaştığımızda onların üzerinde bıraktığımız etki ilk izlenimdir. İlk izlenimi değiştiremeyiz. İlk izlenimi etkileyen birçok faktör var; giyim kuşam, seçtiğimiz renkler, bulunduğumuz ortam, konuştuğumuz konu…

Stephan Covey, ’’Dünyayı olduğu gibi değil, olduğumuz gibi algılarız’’der.
 
Resimde iki insan yüzü mü, yoksa bir kupa mı var?
İki insan yüzü de deseniz, bir kupa da deseniz haklısınız. Siyahı, zemin kabul edersek bir kupa görürüz. Beyazı zemin kabul edersek iki insan görürüz. Birçok önyargı ve yanılgının temelinde yaşantılar sonucu elde edilmiş ancak farkında olmadığımız algı zemini var olduğudur.

Ağzını kapatmış açmayan kişi hakkında olumsuz düşünebiliriz. O kişi ön dişlerini çektirmiş olabilir… Gece güneş gözlüğü takan biri hakkında neler düşünürüz. Ama gözlerinden ameliyat olmuş olabilir…
Çalıştığımız ortam, bizim yetiştiğimiz kültürden farklı ise en kısa zamanda çalıştığımız yerin kültürünün hassas noktalarını kavramalıyız. Örneğin aile ziyaretleri olabilir.

Beden dilin de eller önemlidir. Ellerin kenetlenmesi dışa vurulmayan gerginliğin ifadesidir. Kollar kavuşturulduğunda insan kendini rahat hisseder. Ama karşımızdaki hissetmez. Karşımızdaki kişiye kollarımız bağlı şekilde konuşmamız inandırıcı olmayacaktır. Ellerin önde birleşmesi kendimizi zayıf ve savunmasız hissettiğimiz anda bu konumu almamızdır. Çoğu insanın kendinden statü olarak üstün kişilerin yanında hissettiği zayıflık nedeniyle baş  vurduğu harekettir. Bizim kültürümüzde de zayıflık değil, alçak gönüllülük, merhamet, saygı gibi kavramlar ön plandadır.

Ellerin yüzde, işaret parmağının şakakta olduğu durumda anlatılanlara odaklanıldığını, konuşmaya ilgi gösterdiğini anlatan hareketlerdir. Söz konusu hareketi çenesini tutarak ve parmakla ağzı kapatacak biçimde yaparsa anlatılanlara karşı eleştirel düşünceler ve söyleyecek bir şeyleri var demektir. En kısa sürede bu kişiye bu konuda ki düşünceleri hakkında söz vermeliyiz.

Ellerin çenede başı desteklemesi açık bir can sıkıntısı ve bezginlik ifadesidir.

İş Görüşmelerinde El ve Yüz Hareketlerine Dikkat
Özellikle iş görüşmesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan biri el ve yüz hareketleri.  Bazen küçük bir hareketin söylenenden bambaşka  bir şey ifade etmesi. Mesela burna basit bir dokunma hareketi, karşıdaki insanın doğru sözlü olmadığını gösterebiliyor. Başı hareket ettirmenin nedeni diğerlerinden onay alma isteğinin ifadesi olduğu için bazen güçlü görünmenin yolu da baş hareketlerini en aza indirmekten geçiyor. İki el birleşip piramit görünümü verildiğinde güç anlamına geliyor.  Karşınızda biri elleri piramit şeklinde sizi göstererek oturuyorsa bilin ki o, ya sizin patronunuz ya da gelecekte patronunuz olacaktır.

Beden jestlerinde, konuşulan kişiye tam olarak dönmek güvenilir ve kendinden emin bir tavrın göstergesi. Sadece yüzle değil tüm vücutla dönme 'tam yüzleşme' demek. Kollar göğüs hizasında bağlı değilse ve oturma pozisyonunda bacak bacak üstüne atmamak açıklığı pekiştiriyor. Bu hareketler insanların niteliklerini saklarken, kolları kavuşturmak savunma ifadesi. Bu yüzden bacak bacak üstüne atmış ve kollarını kavuşturmuş hafif yana dönük biriyle konuşma karşıdakinin ilgisizliğini hissettirirken, tam tersi durumda anlatılanla ilgilenildiği mesajını veriyor. Tırnak yeme, saçla oynama, sakız çiğneme ve diş gıcırdatma gibi hareketler ise herkesi rahatsız eden beden jestleri. Eğer karşınızdaki kişi iletişime açık bir şekilde oturuyorsa hemen siz de aynı şekli alın. Bir anda görüşmenin yön değiştirdiğine şahit olabilirsiniz.

GÖZ TEMASI OLMAZSA GÜVENSİZLİK VAR DEMEK
Bir insan diğer insanla konuşurken karşıdakinin gözüne bakmıyor, göz teması sağlanmıyorsa, kendisine güveninin olmadığını gösteriyor. Karşıdaki kişi çok az göz teması kuruyorsa, hoşlanmadığını, sinirli olduğunu ya da çekingen olduğunu anlattığı gibi kendisinin yüksek bir statüde bulunduğunun mesajının vermek istiyor. Ama aynı zamanda bir insanın diğerine sürekli bakması ise stres oluşturuyor. Bu durumdan kurtulmak için ya eller biraz hareket ettirilmeli ya da etraftaki bir şeyleri göstererek gerilim dağıtılabilir. Açık havada birileriyle konuşulması durumunda güneş gözlüğü takmaktan kaçınılması gerekir. Çünkü karşıdaki insanı rahatsız edebildiği gibi kimliğin saklamaya çalışıldığı imajı verebilir.
Bahsettiğim bu bilgiler bizim bakış açımızı genişletmek farklı bakmamızı sağlamak yönünden faydalıdır. En güzeli kendimiz olmak, yani doğallığımızı bozmamak. Aksi takdirde tavırlarımız içine yapaylık girerse bunu karşımızdakiler hisseder.