Nazan ALPTEKİN

Nazan ALPTEKİN

Mail: nznalptekin@gmail.com

Balık Tutmayı Sever Misiniz?

Balık tutmayı sever misiniz? İşi balık tutmak, balık avlamak olanların dışındakilere bu sorum. Olta atıp balık beklemek, sabırla, bıkmaksızın ve biraz da genlerimizde olan ilkel doyma duygusuyla.


Bu yaz en çok yaptığım işlerden biri oldu balık tutmak. Her olta atışım başka bir heyecan doluydu. Bazen attığım an yakaladım bazen dakikalarca bekledim, hiç yakalayamadım.


Koca denizin ortasında, boyumdan kat be kat derin bir yerde dururken bir felsefesi olduğunu düşündüm balık tutmanın.


Hayat gibiydi. Sabrı öğretiyordu. Beklemeyi. Beklemenin sonucunda ya kavuşma vardı muradına ya vazgeçme. Böyle olgunlaştırıyordu seni. 


Attığın anda oltana takılıveren balıklar şansını mı anlatıyordu yoksa aklınla hareket edip balık geçiş rotasını bulduğunu mu düşünmek gerekiyordu?


Ya en büyük balığı yakaladığında? O da mı şans yoksa doğru olta seçimi mi seni o balığa kavuşturan?


Daha bir sürü balık varken teknenin altında hava bozup geri dönmek zorunda kalmak da yaşamın yansıması değil mi?


Her balığa çıkışım işte bu yüzden ayrı bir heyecan. 


İki gün sonra yine denizin ortasında olacağım ve yine bu düşüncelere dalıp, gelecek balıkları bekleyeceğim. Şansım varsa diye düşünüp atacağım oltayı, şansım varsa eşim kendi oltasını atamadan benim tuttuklarımı kovaya koyacak. Aklımı bir kenara bırakıp işi şans ile değerlendireceğim. Orada olmanın tadını çıkarıp hayat ile özdeşleştirip mantıkla balığı yakalamak yerine rastgele diyeceğim. (Mantık kısmını eşim hallediyor.)


Hayatta da böyle yapmak gerek ara sıra. Annemin çok sevdiğim bir lafı vardır. “Su akar yolun bulur” der. Tüm yıl çalıştıktan sonra ben oltayı salacağım suya gelirse akşam ziyafet olur, gelmezse ertesi gün daha büyümüş olarak yakalarız nasılsa. Önemli olan niyet edip denize açılmak.


Yaz bitmeden benim deniz, bahçe, tarım, hayvan, köy, doğ yazılarım bitmez. Mevsimlik yazıyorum sanki. Kış ayları eğitim diye tutturuyorum yaz gelince de doğa yazıları başlıyor. 


Bu sefer bir değişiklik yapıp iki konuyu bir edeceğim. Seçimler bitti, sistemimiz belirlendi ve kabine oluşturuldu. Ben çok da siyaset konuşmasını seven biri değilim. Ama bu sefer ilk kez tanıdığım biri kabinenin içinde. Üstelik yıllardır zevkle seminerlerini seyrettiğim, kitaplarını okuduğum ve okulumuzda konuk ettiğim Prof. Dr. Ziya Selçuk hoca Milli Eğitim Bakanımız oldu. Hayırlı olmasını ve yolunun açık olmasını diliyorum.


Bizler yıllık iznimize çıkıyoruz. Kazasız, bol dinlenmeli, huzurlu ve sağlıklı tatiller olsun herkese.


Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar