Atilla YEĞİN

Atilla YEĞİN

Mail: atilla@teknikelektrik.com

AZI DİŞİMİZ İRAN

Dünyanın sahibi gibi kükreyen ve nizam dağıtan ABD’nin yaptığı yeni yaptırımlarla Venezuela’dan sonra gündeme gelen İran meselesinde ve Trump’ın iktidarıyla beraber İran’a yönelik atakların daha da sertleşeceği apaçık ortaya dökülmekte. Bu noktada komşumuz olan İran’ın geleceğiyle alakalı ortaya atılan senaryolar, özellikle Türkiye’yi ve genelde Ortadoğu’yu yakından ilgilendirmektedir. Hiç şüphesiz İran’ın istikrarı ve güvenliği, Türkiye ve bütün bölge ülkeleri için oldukça önemlidir.

 

ABD’nin Ortadoğu’nun önemli aktörlerinden biri olan İran’a karşı yaptığı yaptırımların temel sebebi olarak gösterilen, 2002 yılından beri ortaya attığı nükleer tesislerin “barışçıl amaçlar dışında kullanıldığı” iddiası, meselenin hikâye kısmını oluşturmakta. İran, ABD için bölgede yumuşak veya savaşçıl güç ve unsurlarıyla ABD’nin ve ABD’nin müttefikleri olan İsrail, Suudi Arabistan ve BAE’nin çıkarlarını doğal olarak tehdit etmektedir. Ayrıca Basra Körfezindeki hâkimiyetiyle petrol trafiğindeki etkinliği ve yine Hazar Denizindeki varlığıyla doğalgaz trafiğindeki etkinliği, ayrıca jeopolitik konumunun oldukça önemli oluşuyla Asya Kıtasının kapısı niteliğini görmesi, meselenin diğer boyutlarına dair bizlere ipucu vermektedir. Bunlarla birlikte Şiiliğin bayraktarlığını yapan ve Irak, Lübnan, Yemen, Suriye gibi ülkelerde bu gücünü (Şii Hilali) kullanmaktan çekinmeyen İran, özellikle son dönemlerde çatışma bölgelerinde de (Irak, Suriye, Yemen) aktif olarak rol oynamakta ve maalesef Şia fanatizmi ile bölgeyi fesat çıkararak zehirlemekte. Tüm yukarıda sıraladıklarımız İran’ın son dönem karnesini oluşturmakta. Özellikle ABD onun bölgedeki en büyük müttefiki İsrail ve Petrol zengini Arap devletleri de dahil olmak üzere İran’ın sayılan bu devletlerle birkaç hırlaşmanın dışında hiçbir vukuatı yoktur olmaz da.

İran’a saldırı ve işgal de olmaz hiç ihtimal vermiyorum. İran’a yapılan salvolar onu biraz daha köşeye sıkıştırıp elindeki petrolün en büyük müşterisi olan Çin’i kontrol altında tutma isteğidir. İran üzerinden Çin’in ayağına çelme takılmakta ve ABD tarafından en büyük düşman görüldüğü aşikârdır.

 

Şimdi gelelim ABD donamasının savaş gücünü nereye yığmıştır uydu fotoğraflarına baktığımızda göstermelik Hürmüz boğazındaki gemileri saymazsak bütün gücüyle Pasifik’e ve Akdeniz’e yığınak yaptığı ortadadır. Pasifik de ki askerleriyle Çini bloke etmekteler. Akdeniz de ki askerlerde bana göre İran için değil de Akdeniz petrolleri ve gazına çökmek için dolayısıyla biz müsaade etmezsek bizi işgal planları aşikar ortada. Son dönemdeki siyasi dizaynlarında pek de ABD’nin istediği şekilde gelişmediğini varsayarsak bize saldırmamaları için hiçbir sebep yok. Başlıkta da dediğim gibi Ortadoğu coğrafyasının tabiri caizse azı dişi İran olarak varsayabiliriz. Benim projeksiyonuma göre İran’a saldırı filan olmayacak fakat olursa İran halkının direncinin çok çetin olacağı belki kan ve gözyaşı olarak bunu yaşasak da karşı tarafta ABD’nin ciddi bir bedel ödeyerek Ortadoğu’dan arkasına bakmadan kaçacağını öngörüyorum. Türkiye meselesine gelirsek işgal sürecine daha yakın görünen ülke olarak direnç anlamında İran’dan fazla dirençle karşılaşacağı belki de tarihin başka bir zaman diliminde sıçrama yapacağı varsayıyorum. Amerikan İmparatorluğunun belki de sonunu getirecek hamle olacak bu işgal operasyonu. Bekliyoruz pençelerimizi hissettiklerinde acının gerçeğini tadacaklar.  Denemesi bedava. Bekliyoruz.

 

Hayırlı işler dileği ile rabbim yar ver yardımcımız olsun.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar