Biz yenilenecek İstanbul Belediye seçimleri ile oyalanırken çevremizde gelişen daha can alıcı olayları kaçırıyoruz gibi geliyor.
Gelişen gündemle ilgili geçen ay yazdım İran ve Türkiye üzerinden anlattım bu bölgeyi. S 400 üzerinden üzerimize hiddetle saldıran Amerika Birleşik Devletleri ve NATO paydaşlarının bize olan yaklaşımları. S 400 konusunda ne kadar doğru bir zamanlama yaptığımızın göstergesi. Geçen günlerde İran tarafından düşürülen Amerikan İnsansız Hava aracı olayların zincirleme reaksiyonuna mı sebep verecek yoksa Temmuz ayının ortalarında gelecek olan S-400 bataryaları olayının fitilini mi ateşleyecek kararsızım. Ya da bir miktar öteleyecek mi yaklaşan kıyameti.
Son Şangay İşbirliği Örgütü’nün zirvesinde Çin Devlet Başkanının Asya NATO’su kuralım teklifi manidar ve gelen fırtınanın habercisi sanırım. Çin olarak, Asya ülkeleri güvenliğin yeni baştan ve geniş bir çerçevede ele alınması gerektiğini düşündüklerini. Asya ülkeleri ile el ele vererek bölgemizde güvenliğe tehdit oluşturan unsurlara karşı koymak gerektiği. Yeni tarzdaki bu güvenlik işbirliği bölge ülkeleri arasında sıkı temas ve birbirine güven esasına dayanmalı” diyerek fantastik olarak görülen fakat kendi içerisinde ciddi ihtiyaçları barındıran bu çıkış bizi Kuzey Atlantik Asamblesinden kovduklarında Asya NATO’su gerçekten ilgi çekici geliyor. Tüm bunlarla beraber İnsanoğlu açısından Yirminci asrın başlarında gerçekleşen muazzam değişimlerin haklı çıkarılmasında kullanılan ana argüman gerçeğin kendi olmuştur.
İnsan yaşamlarına ve sosyal ilişkilerin başına ne gelirse gelsin insanoğlu her yeni keşfe başka keşiflerin habercisi sevinçli bir haber olarak bakmıştır. Yeni icatların ve makinaların daha büyük, motorların daha güçlü, hızlarının daha yüksek, kitle üretiminin daha geniş hale gelmesi ve nüfusun da nihayet yiyecek tedarikini geride bırakana ve toprağın yetmeyeceği kanaatine varınca insanoğlunun kötü çocuğu batı toplumu pozitivizmin gazlaması ile ve teknoloji hükümdarlığıyla yirminci yüzyılda sistemi ele geçirince bu gücün aymazlığı ile vurdu kırdı, yıktı geçiriyor.
19. Asırda kendi içerisinde hırlaşıp 1. Ve 2. Dünya savaşları ile kendi iç paylaşımını yaptıktan ve gerekli arzu ettiği nüfus popülasyonunu kendine göre orantılandıktan sonra 20. Yüzyılda son düzlüğe girdi. Tabi yüz yıldır bu paylaşımda dünya nimetlerini pek öyle adil paylaştıkları da söylenemez. Dünya nüfus popülasyonunun yekününü oluşturan Asya ve Afrika’nın onun yanında Amerika kıtasında da yoğun nüfusun yaşadığı güney tarafının özellikle Brezilya ve Meksika’nın yaşam kalitesi ortada. Tüm bunlara rağmen kendi içlerinde hazırladıkları raporları ara ara Dünya ya plase edip Dünya nüfusunun mevcut dünya gıda ve enerji rezervlerini kullanma anlamında yetmeyeceği bu sebeple mevcut nüfusun üçte ikisinin ortadan kaldırma anlamında ciddi kararlar almakta ve 3.Dünya savaşı ile bunu gerçekleştirmeyi planlıyorlar.
Bu konuyu bu satırlarda başka tasavvurlarla anlatmaya çalıştım. Bunu Evanjelistler ve sapık Yahudilerin Armegedon savaşı diye tarihi kaynaklara atıf yaparak önümüze servis etmekteler. Şangay Örgütünde çıkan Asya NATO’su fikri bu aşamada hiç de mantıksız değil. Hayırlı işler dileği ile…
Facebook Yorum
Yorum Yazın