“Asla İflas Etmeyeceksiniz”

Çoğumuzun küçük dahi olsa bir ticaret denemişliğimiz vardır. İşin en basit şekli olan bir telefon alım satımı yapmıştır. Bir mal alırken, kullanır veya satarken, kendisinden umulan hep güzel bir beklenti vardır. Beklentiler her adama göre değişiklik arz etse de herkesin ortak beklentisi kazanmak olacaktır. Ticarette risk, kazancı arttırabilen unsurlardan olduğu gibi, eksi yanı olarak ta kaybettirenlerdendir. Alım satım yapacak olan bir tacir, kararlarını üstünkörü, düşünmeden, öğrenmeden, araştırmadan ve aklını kullanmadan bu tip risklere atılabilir mi? Cevabımız, asla olacaktır. 


Hal böyle iken ahiret için ticaretimiz veya alış verişimiz, yatırım fonlarımız, hissen, senetlerimiz, bonolar ve tahviller için risk analizleri, kar-zarar raporları veya büyüme hedefleri hesaplanıyor mu? Cevap hayır, ise; iki elimizi başımıza koyup düşünmenin zamanı gelmedi mi?

 

“Kim ahiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur.” (Şura 42/20) Dünya için gösterilen gayretin aynısı, ahiretimiz için göstermiyorsak sorun bizdedir veya bizim anlayışımızdadır. Allah, ahiret içinde aynı azmi ve gayreti gösterecek olana kesin vadediyor. “onun kazancını artırırız” diye… Buna rağmen o adam veya o tacir, o esnaf veya o eğitimci ne derseniz deyin, dünyayı ve dünyalık isterse “ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur.” 


Allah, ahiret için kazandırmayı niye üstlenmiştir? Ahiret için çalışmak, Allah’ın vadettiği o hayatı bulmak, o kazanca erişmek bir takım risklerle olmaz, olamaz. Allah’ın dini risklerle elde edilebilen, ya tutarsa hesabı yapılarak, şans oyunlarını andırırcasına bir piyango ve benzerleri gibi kazanılabilinecek veyahut deneme yanılma yoluyla elde edilebilinecek inanç buketi değildir. Onu içindir ki Cenab-ı Allah doğruya ulaşmak isteyen kullarını başarıya ulaştırır. Ama o kul, gerçekten istiyorsa, gayret ediyor, okuyor ve gereğini yapma şartına bağlıdır. 


-“İflas eden kimdir? Biliyor musunuz?” diye sormuş Resülullah. 


-Ashabı da: “Ey Allah’ın Resulü! Bize göre, müflis parası ve malı olmayan kimsedir” dediler. Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: 


-“Ümmetimin müflisi o kimsedir ki kıyamet günü kıldığı namazıyla tuttuğu orucuyla ve verdiği zekâtıyla getirilecek aynı zamanda işlediği günahlardan; sövdüğü, zina isnadında bulunduğu, haksız yere mal yediği ve haksız yere kan akıttığı ve ona buna vurduğu şerlerde ortaya konacaktır. Ve böylece o kişi yaptıklarının hesabını vermeye oturacak ve yaptığı kötülüklere karşılık iyilikleri takas edilecektir. İyilikleri bitince takas işlemi onun günahlarının buna verilmesi bunun sevaplarının da ona verilmesiyle devam edilecektir. Sonucunda da cezasını ateşle çekmek üzere Cehenneme atılacaktır. İşte müflis budur.” (Müslim, Birr ve Sıla: 74) 


Bu hadisin sonucundaki dehşeti iyi düşündüğünüzde hiç kimse bu müflisler gibi olmak istemez herhalde… Hemen Allah’a sığınacak ve iflas edenlerden olmasın diye dualarda bulunacak… Oysaki cenabı Allah bu işin sırrını şöyle açıklamaktadır. “Şüphesiz, Allah’ın kitabını (hakkıyla) okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler. “ (Fatır35/29) 


Allah’ın kitabını hakkıyla okumak de demek? Arapça ifadesiyle “yetlu kitabillahi” teriminin oldukça geniş bir manası var. Mesela; ‘Allah’ın kitabını okumak’ seslendirmek gibi manaları olduğu gibi asıl o kitabı hakkıyla yaşamak, onun gösterdiği iz veya rotasına göre gitmek, o kitaba tabi olmak gibi manaları da vardır. Yani Cenab-ı Allah adeta şöyle diyor; siz eğer Allah’ın ayetlerini okur, anlamaya çalışır, anladığınızı yaşamaya gayret edip ve etrafınızı da güzel bir ahlakla onlara örnek olarak tebliğ ederseniz, namazı daim edip ve yardımda bulunursanız “asla iflas etmeyeceksiniz” diyerek anlıyoruz…


“Ey iman edenler, sizi acı bir azaptan kurtaracak bir ticareti haber vereyim mi? Allah’a ve Resulü’ne iman edersiniz, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda gayret edersiniz. Bu, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte ‘büyük mutluluk ve kurtuluş’ budur.” (Saf 61/10-12)


Ahirette iflas eden bir kimsenin geri dönme şansı yoktur. İflasların en kötüsü; ölümü yani sonu olmayan bir azap ve ıstıraptır. Bundan hasep dünyamız için aklımızı bir defa kullanırken, ahiret hayatına taalluk eden bütün davranışlarımız ve tercihlerimiz için aklımızı en az on defa kullanmamız lazım olduğunu bilmeliyiz. 


Dünya için lazım olan akıl nimeti, ahiret için lazım değil midir? Aklını kullanmayıp körü körüne herhangi bir hocaya, bir şeyhe veya bir lidere bağlı olanlara Allah hiç düşünmez misiniz diye serzenişte bulunuyor.  “Rabbinizden size indirilene uyun, Ardından başka velilere uymayın. Ne az öğüt alıyorsunuz?” (Araf 7/3)


 Aklını kullanmayan veya kullanmak istemeyenleri, “…Allah öyle bir yapar ki; O, iğrenç azabı akılını kullanmayanların üzerlerine gönderir.” Yunus 10/100 


En karlı ticaret nedir? “Hiç şüphesiz Allah, mü’minlerden -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler; (bu,) Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da O’nun üzerine gerçek olan bir vaaddir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte ‘büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur.” (Tevbe 9/111)


Şu halde ey esnaflar, ey tüccarlar ve ey ekonomistler! Ahireti hesaba katmadığınız müddetçe dünya sizin olmuş ama siz kazanamamışsınızdır demektir. Dünyada veya ahirette iflas etme olasılığımız her zaman için vardır. Bu korkuyu yok edecek ebedi saadeti bizlere sunan bir sistem veya bir sigorta mevcuttur. 


Amellerimizi sigortalayalım; “Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Resûl’e itaat edin ve kendi amellerinizi geçersiz kılmayın.” (Muhmammed 4/33)


İflas etmeyen ve kazancı bitmeyen bir ticarete davet ediliyoruz. Kur’an’ı okuyalım, hayatımıza aktaralım. Dünyada bize lazım olmayacak bir Kur’an, öbür tarafta bizim ona hiç ihtiyacımız olmayacak. Çünkü ahiret, imtihan günü değildir. Ahiret imtihanı bitmiş ve sonuçlara göre ödül veya cezaların verildiği gündür. 


Yeni bir sayıda görüşmek üzere, “Asla İflas Etmeyeceğimiz” Kur’an’la kalın.