Ali Sabancı ile yapılan bir röportaj nasıl olduysa ekranıma düştü. Aynen böyle demiş; ASLA DÜŞÜNEBİLDİĞİNDEN DAHA HIZLI KONUŞMA. Ben de gelecek ay bunu yazmalıyım diye hemen kopyalayıp bir sayfa oluşturdum kendime.
O günden beri karar vermeye çalışıyorum, hızlı konuşmak iyi mi, hızlı düşünmekle bağlantısı var mı, oysa eskiler hep düşündüğünü hemen söyleme der vs. vs. Karar veremedim.
Ben genelde hızlı konuşurum. Karşımda aheste konuşana tahammülüm yoktur. Lafı gevelemeden söyle diye içimden geçirir mümkün olan en kısa zamanda da o kişiden uzaklaşırım.
Bir de ağır ol molla desinler grubu var ki sustukça susarlar; sustukça bir halt zannedilirler. Oysa A.Claudius “Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil” derken acaba bu tipler bilmedikleri için susup sonra da derin biliyorlar mı zannediliyorlar?
Hızlı konuşmak aslında bir meziyet ama onun da kuralı var. Araya çok doldurma koyuyorsa o meziyet dışı. Yani hem hızlı ve ağız kalabalığı yapıp arada bolca da ımmmm diyorsa geçiniz. Hızlı ve dolu dolu konuşan 1 numaralı kişi bence Barış Manço. Konuşma, insanın aklını kullanma sanatıdır diyen Eflatun sanki Manço’yu anlatmış.
Peki, hızlı konuşmakla zeka arasında bir bağlantı var mı? Aslında hem var hem yok. Yani arada ımmm diyorsa pek zeki olduğu söylenemezmiş veya her ımmmmsız konuşana da zekice laflar ediyor demek de olmazmış. Yani zeki olmak başka bir şey.
Yeniden başa dönersek düşünmeden konuşmak aptallık ama düşünüp düşünüp konuşmamak daha çok aptallık bence. Sadi Şirazi’nin dediği gibi “İki şey aklın eksikliğini gösterir. Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak.”
Düşünmeden konuşmak nişan almadan ateş etmeye benzer diye bir söz de var. Aklım iyice karışıyor bu konuda. Tamam düşünelim de konuşalım ama düşündükçe birçok söylememen gereken unsurları fark edip konuşamama sarmalına da girer insan.
Bilemedim…
Yapılan bir araştırmada hızlı konuşan kişilerin yavaş konuşanlardan çok daha fazla karşısındaki kişiyi ikna ettiği görülmüş. Bence karşısındakini sersem ediyor. Bir süre sonra sussun diye ikna oluyor beyin.
Bence son noktayı şöyle koyabiliriz; Söz ilaç gibidir, gereği kadar sarf edilirse fayda verir, gerektiğinden fazlası ise zarara sebep olur.
Dilinizle beyniniz koordineli ve kalbinizin onayını almış olarak konuşun. Yaradan dilerim herkese bu üçlüyü koordine edecek makul zekâyı verir. Vermediklerini idare etmek gerçekten zor.
Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin... İyi bayramlar dilerim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın