Ankara Dikmen den Alamut Kalesine Uzun İnce Bir Yol Gider

Kaos düzeninin mimarları bugünün tabiriyle toplum mühendisleri ince ince hesaplayıp bölgemizde karışıklığı çıkarıyorlar. Tabi onlara hizmet eden bölge işbirlikçileri  planlanan kaosa yardım ediyor. Hani bu işbirlikçiler Türkiye sınırlarından uzaklaşıp kendilerine kemik veren sahipleriyle beraber olunca Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar zengin bir ülke sakın bırakmayın diye yalvarıyor. Sanki Türklere bırakılmayan Kürtlere bırakılacak. Son 20 yılda bu kaosun içinde Kürt sorununu çözmek isteyenlerin başına ne geldi hepimiz biliyoruz. Ama sorunu görmezden gelip sorun üzerinden milyarlarca dolar para kazananlardan gün gelecek bu halklar hesabını soracaktır. Her yönüyle çok değerli bu coğrafyada düşmanlar sizi rahat bırakmayacak ve sizinle uğraşacaklardır bu kaçınılmaz bir şey. Tarihin birbirine çok benzediğini Nizamulmülk'ün koynunda büyüttüğü Hasan Sabbah nasıl bir zaman sonra kontrolden çıktıysa bugün yaşadığımız terörün müsebbibi PKK'da bu devletin koynundan aynı şekilde çıktığını görmeliyiz.

Büyük Selçuklu Devletinin kudretli bilge veziri Nizamulmülk. Dünyadaki ilk istihbarat teşkilatının kurucusudur. İsmi Nizamülmülk yani, Mülkün Nizamı yani, Devletin Düzeni anlamına gelir. "Adalet Mülkün Temelidir" sözünün sahibidir. Türk devlet yapısına kattığı yeniliklerle, bir cihan imparatorluğu haline gelen Osmanlı İmparatorluğunun kurulmasınada vesile olmuştur. Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük devlet adamlarından biri olarak kabul edilir. Buraya kadar olan verdiğim bilgileri birçoğumuz ortaöğretim tarih derslerinden hatırladınız. Hasan Sabbah'ı da belki çok azımız bilebilir. O da dünya tarihinin bilinen ilk teröristidir. Nizamülmülk ile aynı dönemde yaşamış hatta onun tarafından istihbarat teşkilatına alınmış burada görev yapmıştır. Daha sonra vezirle anlaşmazlığa düşmüş Alamut kalesine çekilmiş yanındaki fedailerle etrafına ciddi korku salmış bölgesinde terör estirmiştir. Olayın ilginç tarafıda Nizamülmülk'de Hassan Sabah'ın fedaileri tarafından öldürülmüştür. 1124 yılında ölen Hasan Sabbah öldüğünde arkasında güçlü bir silahlı örgüt ve sadece İran'da değil tüm Mezopotamya'da korkulur bir askeri ve siyasal güç bırakmıştır.
 
Abdullah Öcalan'ın Ankara'nın Dikmen semtinde bir evde birkaç arkadaşıyla 36 yıl önce kurduğu "Ankara Democratic Patriotic Association of Higher Education".1975'de Kuzey Irak'ta  Barzani hareketinin bozguna uğrayıp Melle Mustafa Barzani'nin yenilgiyi kabul ederek İran'a kaçmasından sonra. İşte tam bu dönemde, Türkiye'deki çeşitli sol örgütler içinde ateşli tartışmaların yaşandığı günlerde, Ankara Yüksek Öğrenim Derneği bünyesinde faaliyet gösteren Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi bir grup arkadaşıyla önce Dikmen'de apartman dairesinde bir araya gelen Abdullah Öcalan, 1978 Kasım'ında Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde, Marksist Leninist temellere dayalı bir Kürdistan devletini silahlı mücadele yoluyla kurmak amacıyla PKK'yı kurduğunu ilan ettiğinde de onu ciddiye alanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Bugüne geldiğimizde geçen 36 yılda 30.000’e yakın insanın kanını döken zıvanadan çıkmış ipleri birçok devletin eline geçmiş bir ölüm makinası PKK. Örgütün dış bağlantılarına projeksiyon tuttuğumuzda bütün emperyal devletleri ve mevcut Türkiye  düşmanlarını sayabiliriz.
    
Bölge aynı insanlar aynı olunca yaşananları tarihin tekrarı gibi izliyoruz. Fakat tarihte tekrar eden olayları seyrederken bu akıl tutulmasını geçip, durun kardeşim burada bir yanlışlık var diye haykırmamız gerekiyor. 1071 Malazgirtle başlayan omuz omuza beraberlik ve tarih boyunca kalblere nakşedilen kardeşlik bağını, akrabalık bağını, din bağını hatırlatmamız gerekiyor.