ANADOLUYU BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE...KURUMSALLAŞMA YALANI….

Geçen ayki Toki ile ve Toki işlerine verilen malzeme fiyatları ile alakalı yazımda sadece olayın imalatçı boyutunu incelememiz tabiî ki, yeterli değildi…
Çok değerli bir sanayici büyüğümüz yazım üzerine beni aradı. Başka üreticilerle de konuştum. Bana olayı tek taraflı ele aldığımı söylediler. Ben zaten tek tarafını dikkate alarak incelemiştim. Bunu da bilerek yaptım. Hem ikinci tarafını aynı anda incelemeye sayfalarımız yetmezdi. Hem de olayın öncelikle üretici boyutunu ele almaya mecbur hissetmiştim. Bu benim yorumum katılmayanlara saygı duyarım. Bizim Elektrik sektöründe sanayici profilini incelediğimizde şuna kanaat getirebiliriz ki gerek sermaye gerek bilgi-birikim düzeyi olarak toptancı profilinden çok daha yukardadır. Ben birazda sanayici-toptancı ilişkisini öğretmen –öğrenci veya patron –işçi olarak gördüm ülkemizde. Tabii ki çok azda olsa sektörümüzde toptancı olup ta sanayiciler kadar para kazanan esnafımız vardır. Ama bu sayı az olduğu için emsal teşkil etmez. Elektrik sektöründe üreticilerimizin de, toptancılarımızın da durumu ortadır. Toptancılarımızın (ki buna kendimi ve firmamı da dahil ediyorum) öylesine ticari yanlışları olmuştur ki bu yanlışlar toptancıları daha da zayıflatmış, üreticilerimizi ise kuvvetlendirmiştir. Mesela geçen ay bahsettiğim bir üreticimiz %60 iskonto ile bayisine sattığı ürünü bir taahhüt firmasına hem de hayatta bir defa alışveriş yapacağını bile bile %70 veya daha fazla iskonto yapabiliyor. Buna mukabil bu toptancı profiline %60 değil de onlara da %70 oranında iskonto yapıldığını farz edelim. Bu yeni iskonto toptancılara verildikten sonra (Özellikle İstanbul kökenli aracı-hamal toptancıları kastediyorum)hemen dışarı çıkarlar ve daha önce mesela %58 iskonto ile sattıkları ürünü hemen % 68 iskonto hatta % 69,5 iskonto ile satmaya başlarlar. Yani toptancımız kendini güçlü ve cazip gösterecek ya, show yapacak ya Anadolu da ki müşterisine güç gösterisi yapacak ya, hemen üreticisinden aldığını müşterisine verecek. Ya al cebinde kalsın kardeşim. Yook ben malı hemen satacağım. Anadolu ya güç gösterisi yapacağım. Bak masrafın var, batağın var, para kazan cebinde kalsın. Yoook !!! Ben başka maldan kazanırım yanın da. Yok canım… Anadolu müşterisini eşek mi sandınız. Yanında ki maldan kazanacakmış. O yüzden aracı-toptancılığın sonuna geldik. Artık sanayiciler para kazanmayan ve devamlı batağa mal veren aracı İstanbul toptancılarını devreden çıkarıyor. ÇIKARIYOR çünkü Anadolu da ki müşterilerini bayii yapıyor onlara artık direkt mal veriyor. Nasıl olsa onlar daha sağlamdı riski bölüyorlardı. Doğru gibi gözüküyor artık Anadolu müşterilerine bayilik vermek İstanbul da ki toptancılara yüklenmeye nazaran daha az riskli gözüküyordu. İşte ben tam bu konuyu işlemek istiyorum. Bu Anadolu toptancılarının o kadar üzerine gidildi ki, onlar da bu güvene layık olmak için sözde kurumsallaşmaya ve plaza dikmeye başladılar. Eskiden Anadolu da ki toptancılarımız az masraflı mütevazi donanımlı firmalardı. Az personel, az metre kare, az stokla fakat çok gayretle çalışırlardı. Servise bizzat kendileri yada aile içi fertleri çıkar müşterilerinin nabzını tutarlardı. Ama sanayiciler Anadolu esnafına tavsiyede bulundukça siz kurumlaşın satın almayı ayır, satışı ayır, muhasebe, sevkıyat … ayrı depo ayrı katlar büyük plazalar dikmek… Birkaç kamyon daha alın. Peşin almayın banka kredisi ile alın. Borçlanın, çek imzalayın, stoğa mal alın. Daha yaygın çalışın faaliyet alanınızın dışına çıkın. Bölgesel olmayın. Ulusal hatta evrensel olun. İthalat-ihracat yapın. Çin’den mal getirin. Stokta malınız olsun.stoktaki malı satmak için daha çok pazarlamacı alın. Riske daha çok girin. Daha çok batak verin. Bu cümleleri çoğaltmak mümkün. Bugün üretim ve ithalat fazlalığı sebebi ile Anadolu esnafı sözde kurumsallaşma adı altında stoğa, masrafa ve riske sokulmaktadır.
Burada Anadolu esnafını bekleyen büyük tehlike budur. Extra iş, extra stok,extra masraf daha fazla riski ve batağı getirmektedir. İstanbul toptancısı zayıf düşürülmüştür. Bunda kendi hataları da vardır. Ama asıl üretim fazlalığı ve karsızlık İstanbul aracı toptancılarını zayıflatmıştır. Aynı tehlike hatta daha fazlası Anadolu toptancılarını beklemektedir. Gidişat maalesef o yöndedir. Ben kurumlaşacağım; ben tüm Türkiye ye mal satacağım diye farklı bir moda giren bir çok toptancı milyonlarca YTL(eski tabirle trilyonlarca TL)batak vermektedirler. Burada bölgelere girmeyeceğim. Ama daha önce de “beton gibi esnaf” diye tabir edilen onlarca büyük firma maalesef bu batakları vermiştir. Artık bu firmaların maalesef içi boştur. Bu firmalar İstanbul’un tuzağına düşmüş çok mal satmak, çok büyümek ve sözde kurumlaşmak için bu batakları vermek zorunda kalmıştır. Öyle ya kurumsallaşmak demek çok adam çalıştırmak, çok sayıda Pazar noktasına ulaşmak, çok kamyon bulundurmak ve çok ciro yapmaktır.
Bizim sektörde kurumlaşmak tam bir palavradır. İki veya üç uluslararası firma hariç Türkiye’de kurumlaşmış firma yoktur. Tüm sanayicilerimiz ve toptancılarımız patron firmasıdır. Patron işine hakimse o firma başarılıdır. Değil ise adam olarak kimi getirirse getirsin maalesef başarısız olmaktadır. Masraflarını kısan, mütevazi şirket yönetimine sahip az ama öz iş yapan, sabırlı hareket edip hemen dolmuşa gelmeyen sanayici ve toptancılarımız muvaffak olmaktadır. Fakat bu kadar batak ve masraf veren toptancılarımızın bu kaybettiklerini bir daha kazanmaları artık çok zor. 20 yılda kazandıkları 20 ayda hatta 20 günde gitmektedir.Artık kurumsallaşma yalanına son verip eskisine dönelim. Ferdi Tayfur’un dediği gibi gerekirse köyümüze geri dönelim Fadime’nin düğününde halay çekelim.