ANADOLU KAPLANLARI

Geçtiğimiz yıllarda özellikle Sivas da ve daha önceleri de Gaziantep de çok atılan bir slogan vardı. Bu sene şampiyon Anadolu’dan tezahüratı. Bu slogan – tezahüratı dönem dönem son yıllarda hep duymuştuk. Ama geçen seneki Bursaspor’un şampiyonluğuna kadar hep hayal kalmıştı. Ta ki Bursaspor geçen yıl üç büyükleri eze eze şampiyon olana kadar.

Aslında itiraf edeyim ki ben de, Dergimiz Teknik Elektrik Postası da Bursaspor’un hakkını yedik. Hâlâ farkında değiliz! Anadolu’dan şampiyon çıktı arkadaşlar. Yirmialtı yıl sonra Trabzonspor’dan sonra bir Anadolu büyüğü daha oldu. Gerçi o günlerde yazdım ama biraz sönük geçti. Bursaspor artık beşincinci büyüktür. Türkiye’de artık beş büyük var. Ben gecikmişte olsa, tekrar da olsa Bursaspor’u bir kez daha tebrik ediyorum. Darısı altıncı hatta yedinci büyüklerin başına diyorum. İnşallah Ertuğrul Sağlam ve arkadaşlarının yaptığını diğer hocalarımız da yapar. Ben bu arada Sayın Ertuğrul Sağlam’ın başarısının çok büyük olduğunu düşündüğümü de ifade edeyim. Fatih Terim hocamızın Avrupa Şampiyonluğunu kazanması ne ise Ertuğrul Sağlam hocamızın da Bursaspor’un başında Türkiye lig şampiyonu olması o demektir.

Gelelim bu seneye. Üç büyük kulübümüzün hâli ortada. Bu kadar bütçelere bu kadar masraf ve ilgiye rağmen geldikleri noktada bence başarısızlar. Bir tek burada Galatasaray’ı biraz mazur göreceğim. O da biraz. Çünkü onlarda da yönetim hataları çok oldu. Yalnız Galatasaray mali bütçe ve transfer olarak Beşiktaş ve Fenerbahçe’ye göre daha az yanlış yapıyor.

Bakın yanlış yapmıyor demiyorum daha az diyorum. Mesela Keita’yı iki sene sonra bedavaya ellerinden çıkaracakken değerinde satıp ondan çok farklı olmayan Pino’yu almaları bir tasarruftur. Ama taraftara transfer yaptık demek için Misimoviç’e değerinin çok üstünde bir para verdiler. Bence Türkiye’de 7 milyon Euro’nun üstünde adam getirmeniz büyük hatadır. 7 milyon Euro’ya da en fazla Quaresma ayarında bir adam getirmelisiniz. Lincoln’ün 5,5 milyon Euro, Milan Baros’un 5 milyon Euro bonservis bedeli ile geldiğini düşünürsek Tabata’ya 8 milyon Euro, Guiza’ya 14 milyon Euro verilmesinin nasıl bir mâli hata olduğunu anlarız. Eğer siz 14 – 15 milyon Euro veriyorsanız herhalde Rebinho veya Forlan ayarında bir topçu getirmeniz gerekir. Bence bunun yerine Frank Ribery’nin Beşyüzbin Euro’ya Fransa da Keşfedilip Galatasaray’a getirildiği gibi, ucuz, daha keşfedilmemiş futbolcuların peşine gidilmesi gerekir. Siz Mesut Özil’i değeri 25 milyon Euro’ya çıktıktan sonra değil, daha Werder Bremen keşfetmeden bulmanız gerekir. Yoksa bu hâli ile Mesut Özil’i play-station oynayan çocuklarda takıma koyar. Siz onu yüzbin Euro iken Alman alt yapılarından bulup çıkaracaksınız. Tıpkı Anadolu Kulüplerimizin diğer ülke – yabancı futbolcularını bulup oynattığı gibi. Emelike’yi Karabükspor bulup oynatıyorsa üç büyüklerde bulup oynatmalıdır.