BaÅŸkanlık sistemi yeniden gündemdeki yerini aldı; yerini alan, istemezükçülerle beraber. Malum; ilk tepki CHP ve HDP’den geldi. KöÅŸelerde de, “tartışılamazmış, ne gerek varmış, mevcut durum korunmalıymış” deyip, geliniyor sadede.
Mesele; ErdoÄŸan’ın kendi “tek adam” lığını güçlendirmekmiÅŸ!
Mesele, sistemin ülkeye katacağı kazanımlar deÄŸil, ErdoÄŸan ve onun sarayıymış!
Mevcut Anayasa’da tüm özgürlükler varmış da, takmayan yine ErdoÄŸan’mış!
Bu yüzden, dünyanın en demokratik Anayasa’sını yapsak bile boÅŸunaymış! Bu minvaldeki yazıların faydası olmadığından, bir siyaset bilimcinin köÅŸesine yol aldım.
Fakat maalesef, yine ErdoÄŸan takıntısından baÅŸka bir bilgiye rastlamadım. En kötüsü de kendi algılarını, gerçekmiÅŸ gibi sunmaları.
ÖrneÄŸin; “….bu ÅŸartlar altında ‘BaÅŸkanlık sistemini tartışalım’ demek, aklımızla alay etmekten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Zaten CumhurbaÅŸkanı önderliÄŸinde iktidar partisinin, Türkiye ufkunun tek adam liderliÄŸinde otoriter bir rejim inÅŸasından ibaret olduÄŸu iyice netleÅŸti. 15 Temmuz darbe teÅŸebbüsü ise, demokrasinin öneminin anlaşılmasından ziyade, otoriter rejim tahkimatı için meÅŸruiyet kaynağı olarak dolaşıma girdi” diye yazmış hocamız!
Bu zatların üstü mü açık kalıyor nedir anlamadım. Bir türlü, “diktatör, otoriter rejim, tek adam” kâbuslarından kurtulamıyorlar. Yıllardır, böyle yazıp da “diktatörlükte” yaÅŸamını ikame edecek ve siyasal bilgiler dersi vereceksin.. He canım he!
Paranoyaları gerçek olsa, deÄŸil böyle yazmak ya, içinde “diktatör” geçen bir cümle kurabilecekler miydi! Neyse, bunların asıl derdi baÅŸka. Bal gibi biliyor müstemleke takımı, neyin ne olduÄŸunu. Hazmedemedikleri, alıştıkları düzeni deÄŸiÅŸtirme cesaretini gösterenin, bir “öteki” olması.
Biz bu tartışmayı olması gereken yere taşıyalım. Öncelikle, cumhurbaÅŸkanını halkın seçmesiyle oluÅŸan çift baÅŸlılığı ortadan kaldırmak gerektiÄŸi âÅŸikar. Parlamenter sistemin, bu ülkeye dar geldiÄŸi ve sistemin tıkandığı da görülüyor. Parlamenter sistemde yürütmenin başı cumhurbaÅŸkanıdır ve onu feshetme yetkisine de sahiptir. Dolayısıyla, bunu bildikleri halde ErdoÄŸan’ın yetkilerini kullanmasını tarafsızlık olarak algılanması, ucuz siyasetten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Asıl sorun, ÅŸimdiye kadar Özal dışındaki birçok CumhurbaÅŸkanı’nın memur zihniyetiyle, bas mühürü al maaşı yöntemini benimsemesiydi.
BaÅŸkanlık sisteminin en temel özelliÄŸi, yasama ve yürütmenin net bir biçimde ayrışmasıdır. Parlamenter sistemde, en çok oyu alan parti vekillerinden yürütme oluÅŸturulur ve yasamada da oy kullanma hakları devam eder. Oysa BaÅŸkanlık sisteminde böyle olmadığı gibi BaÅŸkan, meclisi feshedemez. Yasama çok daha özgürdür ve milleti temsil eder. Ä°stikrar bakımından da yine tercih edilen bir sistemdir.
BaÅŸkanlıkta; yürütmenin politikalarından bir kiÅŸi sorumludur; denetimi ve hesap verilmesi açısından daha demokratiktir. Ayrıca karar alma sürecinin hızlı olması da bizim gibi zaman kaybetmiÅŸ ülkeler için avantajdır.
BaÅŸkanlık Sisteminin, otoriter bir rejime evrilme ihtimali, elbette tartışılmalı. Hali hazırda, tek adam rejiminde olduÄŸumuzu iddia edenlerin aksine, son 14 yıldır aynı partinin yönetimine raÄŸmen, daha demokrat bir Türkiye’ye kavuÅŸtuÄŸumuza göre, bundan daha kötüsü olmayacaktır desek, bu teselli iÅŸe yarar mı bilemeyiz. Ancak, çok çalışan ve iyi projelerle halkın karşısına çıkanların daima ÅŸansı olacağı açık. Bu noktada, öfke objesi haline getirilen bir parti ve onun kurucusuyla uÄŸraÅŸmak yerine, sistem ne olursa olsun, muhaliflere yönelik “neden daha iyisini sunmuyorsunuz” diye uÄŸraÅŸmak, yazmak, çizmek yerinde olmaz mı!
Ä°ster Parlamenter, ister BaÅŸkanlık sistemi olsun, sorun, alternatif üretemeyenlerdir. Bilinçaltında bu olduÄŸundan, sistemden çok kiÅŸiyi tartışmak ülkede sinerji kaybına neden oluyor. Evet,
ErdoÄŸan otoriter bir kiÅŸiliÄŸe sahip. Bu kiÅŸilik genellikle iyi bir yöneticinin özelliÄŸidir. KiÅŸiliÄŸin otoriter olması, sistemin otoriterleÅŸmesi anlamını asla taşımaz.
(Otoriter ve disiplinli bir liderle, ülke kazanımlarının daha fazla olduÄŸunu, seksen yılın karşısına son on yılı koyarak anlayabiliriz. Kaldı ki; kimse ölümsüz deÄŸil. Bu ülkede terör örgütü sözcüleri bile pervasızca siyasetçi gibi davranma özgürlüÄŸüne sahipken, sorunlara çözüm üretemeyen proaktif insanların olmamasının günahını, bunu baÅŸaranlardan çıkarmanın en basit tanımı hasetlik olmuyor mu!)
BaÅŸkanlık sistemi, yerel yönetimlerin güçlenmesi açısından da elveriÅŸlidir. ABD’deki gibi valilerin seçimle iÅŸbaşına gelmesi, etnik ve kültürel sorunların çözümünde de yeni bakış açıları sunabilir. Sistemin dünyadaki uygulamaları, avantaj ve dezavantajlarıyla masaya yatırılması ve mevcut sistemle kıyaslanması, hepimizin yararına olacaktır.
BaÅŸkanlık Sistemini, artı ve eksileriyle entelektüel düzeyde tartışmanın yararını, günlük demagoji ve polemiÄŸe indirgemenin vebali, siyasilerden çok aydınların boynunadır.
Yerinizi bilin artık; baÅŸka ülkemiz yok!
Facebook Yorum
Yorum Yazın