Almanya Klasiği

Bir Dünya Kupası yine sona erdi. Almanya her zaman olduğu gibi yarı finale kaldı ve kupayı hak ederek kazandı. Aslında finaller başlamadan önce çok azımızın favorisi Almanya idi. Hani Almanyadan şöyle 3-5 oyuncu say deseler saymakta bile zorluk çekebileceğimiz ismen mütevazi fakat oyun olarak büyük bir takımdı Almanya. Herkez kupa başlamadan önce Brezilya, Arjantin yada İspanyayı favori gösterirken kupayı Almanlar 4. Kez müzesine götürdü. 

Almanları her Dünya Kupası’nda bu kadar başarılı yapan şey nedir diye düşünen oldu mu? Almanya bir futbol ülkesi. Tam altı milyon lisanslı, amatör yada profosyonel futbolcusu var. Futbol altyapısı kaliteli ve ülkenin her tarafına yayılmış durumda. Futbolu sadece sahada fiziki olarak değil, okullar da ya da altyapı tesislerinde bir ders olarak gösteriyorlar. Teknik ve taktik açısından çok bilgililer. O yüzden bireysel olarak bir Messi, Ronaldo tipinde oyuncuları olmamalarına rağmen futbolu bir makine düzeninde oynuyorlar ve istikrarlı bir biçimde başarılı oluyorlar. Almanların en büyük özelliklerinden bir tanesi belkide en önemlisi disiplin! Aslında bu Alman halkının felsefesinde de olan çok düzenli ve disiplinli bir şekilde çalışmak ve bu disiplinden hiç kopmamak. Fark ettiyseniz skor ne olursa olsun Alman takımı disiplinden kopmuyor, 7-0 öne geçse bile aynı disiplinle ve ciddiyetle maçına devam ediyor. İşte Almanya’ya başarı getiren en büyük unsur bu.

Türkiye çoğunluk da olduğu gibi yine Dünya Kupası’na katılamadı. Benim hayatta iken Türkiye’yi izleyebildiğim tek Dünya Kupası 2002 idi. Onuda çok şükür üçüncülük ile kapattık. Bu bana ufakda olsa teselli oluyor. Ancak yetmişyedi milyon nüfusa, dünyanın en büyük 16. ekonomisine ve de milyonlarca futbol tutkunu olan ülkemiz neden elli senede bir finallere katılır  kabul edilebilir bir şey değil. Çevremizdeki hemen hemen tüm ülkeler  Yunanistan, İran, Rusya finallere katılırken biz  gene katılamadık. Bu Türkiye de futbol yönetiminin nedenli yanlış yapıldığının en somut göstergesi. Futbolun en üst makamından, kulüp yöneticilerine, medya mensuplarına ve taraftarlara kadar herkesin düşünüp nerede yanlış yapıyoruz neleri değiştirmeliyiz diye sorgulaması lazım. Aksi takdirde varolan futbol potansiyelimize rağmen Dünya Kupaların da başkalarının takımlarını izlemeye devam ederiz.