Benim çocukluğumda sinema çok kıymetli idi. Televizyonlar daha yeni yeni yaygınlaşıyordu. Bizim eve ilk televizyonumuz mesela 1974 Kıbrıs Barış Harekatında alınmıştı. Yine televizyonda unutamadığım bir dünya kupası finali 1974 Temmuzunda idi. Ne tevafuk ki iki mühim olay yani Kıbrıs Barış Harekatıda (20 Temmuz 1974), dünya kupası 1974’de aynı yaza rastlamıştı. Hiç aklımdan çıkmaz Federal Almanya (o zaman ki adı ile) Cruyfflu Hollandayı 2-1 mağlup ederek World Cup’a 1954’den sonra 2. Defa sahip olmuştu.
Neyse lafı, konuyu mecrasından daha fazla saptırmadan sinemaya geleyim. Aslında konumuz sinema da değil ama oradan bir yere geleceğim. Bilmiyorum şimdi de sinemaların gişelerinde o yazı yine var mıdır? ”Şikayetlerinizi müdüriyete, memnuniyetlerinizi ise tüm dostlarınıza söyleyiniz” diye siyah beyaz çerçeve içerisinde yazardı. Ben yedi yaşında küçük bir çocuk olarak ve Battal Gazi’nin filmlerini seyretmeye gittiğimde hep bu yazı dikkatimi çekerdi. Neden şikayetler kapalı bir alanda ve sadece müdüriyete, memnuniyetler ise tüm dostlara iletiliyordu? Çocuk olarak zor idrak etmiştim. Ama zannederim işin püf noktası da bu idi. Şayet siz bu sinemanın yada başka bir kurum kuruluşun hatalarını, kusurlarını düzeltmek istiyorsanız yani onun daha da iyi olmasını diliyorsanız bunu üçüncü şahıslara veya bugünkü tabiri ile sosyal medya da değil bizzat kendisini düzeltmesi gereken kurumun yetkilerine (müdür veya başka bir yetkilisine) söylenecekti. Doğrusu da bu değil mi sanki? Siz eğer bir hatanın, kusurun düzeltilmesini istiyorsanız o hatayı yapana söylemeniz gerekmez mi? Eğer gerçekten o hatanın düzeltil
mesini istiyorsanız o hatayı yapanla konuşmalı ve onu tenkid etmelisiniz. Tıpkı sinemadan şikayetçi olanın müdüriyete gitmesi gibi.
Başka yerlerde söylemeniz ise tenkid değil başka bir şey olur. Mesela dedikodu gibi.
Aleni eleştiri dediğimde kasdettiğim bu idi. Yani muhatabından önce üçüncü şahısların hatta kamuoyunun duyması eleştri olmaktan çıkmaktadır. Artık o eleştiri değil hakaret, dövmek olmaktadır. O yüzden boşa dememişlerdir ki “Başkalarının önünde verilen nasihat, yapılan eleştiri artık eleştiri değil hakarettir” diye.
Facebook Yorum
Yorum Yazın