AKILLI YÖNETİCİLİK KONUSUNDA HASAN ŞAŞ’IN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Geçen bir televizyon kanalında Hasan Şaş’la yapılan röportajı seyrettim. Eski futbolcumuz Albülkader Keita ile alakalı bir soruya verdiği cevapda 8.150.000 Euro’ya satılan bu futbolcumuzun akıllı bir şekilde satıldığını söyledi. Peşinden de devam etti; Şayet siz 8.150.000 Euro’ya sattığınız Keita’nın yerine daha iyisini (mesela 4.000.000 Euro’ya Pino’yu Monaco’dan) daha ucuza getirebiliyorsanız (ki Keita 29, Pino 23 yaşındadır) o zaman akıllıca bir yönetim göstermiş olursunuz. Yok siz Keita’nın yerine 15 milyon Euro’ya 30 yaşında diyelim ki (Guiza gibi) hayal kırıklığı oluşturacak bir futbolcu getirirseniz o zaman kötü bir yöneticilik yapmış olursunuz.

Biz bu örneği daha da açalım; Mehmet Topalı 5 milyon Euro’ya Valencia’ya sattınız. Yerine 10 milyon Euro’ya yine İspanyadan Senna’yı getirirseniz eşekçe bir yöneticilik yapmış olursunuz. Ama Premier Lig’den 2,5 milyon Euro’ya Arnavut Savaşçı Lorik Cana’yı getirirseniz akıllı bir transfer yapmış olursunuz. Sanırım Hasan Şaş’ın söylemek istediği buydu. Yöneticilik yapmak demek paraları har vurup harman savurmak demek değildir. Her iyi antrönöre veya futbolcuya sınırsız para vermek değildir.

Soruyorum size Guiza gibi adama 60 trilyon (60 milyon TL) 4 yıllığına verilir mi? Nasıl şaşırdınız değil mi? Guiza’ya bonservis bedeli olarak 14,5 milyon Euro (29 trilyon) 4 yıllığına da 4x3,5 milyon Euro= 14 milyon Euro (28 trilyon) Allah aşkına bu para eder mi Guiza? Ey Fenerbahçe’nin çilekeş taraftarı! Sen kombine ve forma aldın diye sevin beyhude! Senin boğazından kestiğin paraları Guiza gazinolarda çıtır çıtır yiyor. Sende bu paraları harcayanlara, savuranlara hala şakşakçılık yap. Ya Daum’a verilen paralara… Ya Del Basque ve Aragonez’e… Tigana’ya… günah bunlara günah. Artık taraftarlar uyanmalı. Bu paralara sahip çıkılmalı. Adamlar Türk Kulüplerine keriz gözü ile bakıyorlar….