Bir ömür; hastalıkta, saÄŸlıkta, kederde, sevinçte, varlıkta ve yoklukta benimle bir seyahate var mısın?
Evet…
BaÅŸlayan hazırlıklar, sevinçli bir telaÅŸ, heyecanlı bekleyiÅŸ…
Kocaman bir evet daha…
Evlilik…
Hani evliliÄŸi kuruma benzetirler ya; iÅŸte ben o zaman üÅŸüyorum… Daha çok, gri duvarlı, asık yüzlü, bol bürokrasili ve yürümeyen ağır aksak iÅŸler geliyor aklıma… Oysa, bin bir özveri ve sevgiyle kurulan, sımsıcak gönül sarayıdır evlilik…
Peki ama sonra; niçin eksilir sevgiler ya da neden hüzünle biter ve hazanlarda yol alınır… Ne zaman baÅŸlar ayrılık, neden büyük emeklerle kurulan beraberlikler bir süre sonra biter ya da ÅŸeklen bitmese de biter… Hâkimin sizi boÅŸuyorum, ya da sevdiÄŸinize elveda sözüyle mi baÅŸlar ayrılık?
Bu, son noktadır aslında; ayrılık çok daha önceden baÅŸlamıştır… Bir ÅŸairin dediÄŸi gibi, dertleÅŸmekten vazgeçildiÄŸinde baÅŸlar ayrılık. Hatta ÅŸikâyetler ve tartışmalar bittiÄŸinde… Örnek çift görüntüsü verilir… Günlük hayat rutin bir ÅŸekilde akarken, görev gibidir en müstesna anlar. Artık birbirinin yüzüne bakmadan konuÅŸmalar ve son anda hatırlanan özel günler vardır…
Dillerde kekremsi buruk bir tat, hüzünlü gülümseyiÅŸler ve donuklaÅŸmış gözler… Ä°lk fark eden genellikle kadın olur. Yaradılış özelliÄŸinden dolayı, detayları önceden görüp hiç akla gelmeyen ibarelerden çıkarımlar yapar ve sorgulamalar baÅŸlar…
Bize ne oldu?
Son yıllarda adeta bir virüs gibi ülkemizde de gittikçe artan boÅŸanmalar dikkat çekici. Son açıklanan TUÄ°K verilerinde, 2010 yılında boÅŸanan çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3,86 oranında arttı. En yüksek oran; binde 2,33 ile Ege Bölgesi ve ardından binde 2,03 ile Batı Anadolu Bölgesi’nde gerçekleÅŸti. Oranın en düÅŸük olduÄŸu bölgeler ise 0,58 ile KuzeydoÄŸu Anadolu ve binde 0,59 ile Orta-doÄŸu Anadolu Bölgeleri oldu. BoÅŸanmaların yaklaşık
% 40’ı ilk 5 yılda;
% 21,1’i 6-10 yıllık dönemde;
% 15,1’i; 11-15 yılları arasında meydana gelirken, yaklaşık
% 24’de; 16 ve daha uzun süreli evliliklerde görüldü. BaÅŸvuruların yüzde 80 ‘i ÅŸiddetli geçimsizlik adı altında yapılırken, bunun içeriÄŸini aldatma, ekonomik nedenler, kültür ve kiÅŸilik çatışmaları, ruhsal ve bedensel uyumsuzluklar gibi durumlar oluÅŸturmakta…
Ä°lginç olan bir durum da aÅŸk evliliklerinde görücü usulü evliliklere oranla boÅŸanmaların daha fazla olması ki; bu bana komÅŸu teyzelerin ve haminnelerin o konudaki üstün maharetini hatırlatır…
Son zamanların popüler ve trajikomik hal alan evlilik programları ve internetteki evlilik siteleri, eski usulün “modern” tarzda arayışlarının enteresan ve trajikomik bir sonucu olmalı…Ä°stenmeyen bu duruma gelme nedenleri:
* KiÅŸiler, kendilerini yeterince tanımadan ve ne istediÄŸini tam olarak bilemeden bu güzel yolculuktaki yol arkadaÅŸlarını yanlış mı seçer?
* Süreç içinde beklentiler mi deÄŸiÅŸir?
* YaÅŸam koÅŸulları, kadının ailedeki konumu, çiftlerin birbirlerine daha az zaman ayırması…
* Ortak hedefler koyamamak…
* Giderek aşırı derecede bireyselleÅŸme ve tahammülsüzlüÄŸün artması…
* DeÄŸer yargılarındaki aşınma ve çağın hastalığı olan her ÅŸeyi hızla kullanıp, çabuk tüketiyor olmanın tatminsiz kiÅŸilikler yaratması…
* Medyanın savaÅŸları ve ölümleri sıradanlaÅŸtırdığı gibi, iliÅŸkileri de yüzeyselleÅŸtirip, deÄŸersizleÅŸtirme etkisi…
* Aile içi eÄŸitim, kültür farkı, sorumluluktan kaçma, ruh ve kiÅŸilik bozuklukları gibi daha birçok özel ve genel neden sayılabilir…
Bu nedenlerin içinde, en çok konuÅŸulanı, ekonomik olanlar ki, doÄŸrusu farklı ekonomik standartta olanların dahi bunu söylemeleri ilgimi çekti.
Mutlaka etkisi olmakla beraber, gerçek bu mu yoksa asıl nedenleri sorgulamaktan imtina edildiÄŸi için arkasına saklanılan kolay bir seçenek mi?
Bireylerin içlerine yönelik zenginleÅŸmeyi bırakıp, deÄŸer birikimi yerine materyal tüketimine ağırlık vermeleri, kiÅŸiliklerinin doyumsuz ve arızalı bir yapıya dönüÅŸmesine neden mi oluyor?
Aslında her devirde, farklılaÅŸan beklentiler, deÄŸiÅŸen insanlar ve yaÅŸam koÅŸulları, ayrılığa neden olma ihtimalini sürdürürken, deÄŸiÅŸmeyen ÅŸey, iliÅŸkilerde zamk görevi gören sevgi, saygı ve samimiyet gibi olgulardır… Birinin eksilmesi ya da aşınması, domino etkisi yaparak yıkıma neden olabiliyor.
Birkaç yıl önce bir tv programında DoÄŸan CüceloÄŸlu’nun evliliÄŸi, kadın ve erkeÄŸin uyumlu dansına benzetmesi pek hoÅŸuma gitmiÅŸti…
Bir tarafın sürekli diÄŸerinin ayağına basması, ezilen tarafın bir gün mutlaka isyanına neden olacaktır. Her çiftin, kendilerine özgü sevgi dilini keÅŸfetmesi, birbirlerine karşı önyargısız ve içten teslimiyetleri ve ben ile biz olmak arasındaki dengeyi tutturmak, bu dansın ahengini artırıp, coÅŸkuya dönüÅŸtürecektir…
“Ölüm Allah’ın emri, ah ayrılık olmasaydı” demiÅŸler…
O halde; hazanla buluÅŸmamak için, gönüllerin bestesinde, dansların en muhteÅŸemini baÅŸarmamız dileÄŸiyle
Sevgilerimle…
Facebook Yorum
Yorum Yazın