Bu bölümde, yapılmış risk azaltma çalışmalarından bazı örnekler ve afet zarar azaltma planlarının temel ilkelerinden bahsetmeye çalışacağız.
Yapılmış Çalışmalardan Örnekler
Aralık 2006 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanıp, 2008 tarih ve 10337 sayılı genelge ile yayımlanan; “Yerbilimsel Verilerin Planlamaya Entegrasyonu El Kitabı” ile; “Gözlemsel Jeolojik Etüt”, “Jeolojik-Jeoteknik Etüt” ile “Mikrobölgeleme Etüt Format ve Standartları” belirlenmiştir. Belirlenen standartlara göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen “Avrupa Yakası Mikrobölgeleme Rapor ve Haritaları”, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nce 24.12.2007 tarihinde, “Anadolu Yakası Mikrobölgeleme Rapor ve Haritaları” ise, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca(AFAD) 19.01.2010 tarihinde resmen onaylanmıştır.
Doğal afetlere duyarlı imar planlarının, deprem güvenli yapı ve yatırımların temeli olan, deprem açısından arazi kullanım çalışmaları olarak da isimlendirilen çalışmalar kapsamında; yaklaşık 700 km2 lik bir alanda mikrobölgeleme çalışmaları tamamlanmıştır. Yukarıda belirtilen kurumlar tarafından onaylanan mikrobölgeleme rapor ve haritalar, İstanbul’daki her tür ve ölçekteki imar planlarının yanı sıra, diğer tüm alt ve üst yapı yatırımlarına yön vermekte ve altlık oluşturmaktadır.
Mikrobölgeleme çalışmaları ile 1/2000 ve 1/5000 ölçekte olmak üzere; Sıvılaşma Tehlikesi, Heyelan Tehlikesi, Jeoloji ve Mühendislik Jeolojisi, Hidrojeoloji, Fay Haritası, Yer Sarsıntısı, Su Baskını ve Sellenme, Vs(0-30m) Kayma Dalgası Hızı, Zemin Sınıflama(TDY, EU-8, NEHRP), Hakim Periyot Dağılım Haritası, Frekans Dağılım Haritası, Zemin Büyütme Dağılım Haritası ve Yerleşime Uygunluk Haritaları üretilmiştir.
İstanbul için Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı(JICA) ile birlikte, farklı senaryo depremlerine göre zarar ve hasar tahminleri yapılmıştır. Kentsel deprem kaybının belirlenmesi için, Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, 2009 yılında Kandilli Rasathanesi Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı'na güncelletilen bu çalışma; Probabilistik ve Deterministik Deprem Yer Hareketi Belirlemesi, Zemin Büyütmesi Analizleri ve Zemin Problemleri (sıvılaşma ve heyelan) safhalarını içermektedir. Bu bilgiler Mikrobölgeleme ve Deprem Tehlikesi Haritaları, 1/5.000 ölçekli jeolojik haritalar ve Metropolde yapılan/yaptırılan tüm yer mühendislik verilerinin Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü tarafından yapılmış derlemeleri kullanılmıştır.
Bu bilgilerin sentezi ile İstanbul’da 0.005x0.005 derece boyutlarında her bir hücreye (grid)’e tekabül eden, 50 yılda %50 ve 50 yılda %10 aşılma olasılıklı deprem yer tehlikesinin ayırımına(deagregation) dayalı, zemin bağımlı deterministik yer hareketi, hasar tahmin çalışmalarına girdi sağlayacak şekilde belirlenmiştir. Tsunami ve Deprem Tehlike Haritaları ise İstanbul il sınırları kapsamında yapılmıştır.
Kayıpların belirlenmesi için İstanbul ilinde her bir hücreye (grid) 50 yılda %50 ve 50 yılda %10 aşılma olasılığına tekabül eden zemin bağımlı deterministik deprem yer hareketleri atanmış ve belirlenen fiziksel, sosyo-ekonomik v.b tüm alt ve üst yapıya ilişkin kayıplar hata sınırları ile belirlenmiştir. Deprem kayıpları belirleme çalışmasında EU-FP6 NERIES projesi kapsamında geliştirilmiş ELER yazılımı proje amacına uygun olarak kullanılmıştır.
İstanbul Megaşehir Gösterge Sistemi çalışması, başlangıçta Amerika Ülkeleri Kalkınma Bankası (IDB) için, Kolombiya Ulusal Üniversitesi, Çevre Araştırmaları Enstitüsünde(IDEA) Omar CARDONA ve ekibi tarafından geliştirildi. Daha sonra, Deprem ve Megaşehirler İniyisatifi(EMI) bu yöntemden esinlenilerek, “yenilikçi bir risk iletişim aracı” adında bir uygulama ile (EMI ve CIMNE birlikteliği ile)Metro Manila, Barselona, Kolombia(Manizales), Ekvador(Quito) ve İtalya(Lombardy)’da “Mega Şehir Gösterge Sistemi” olarak uygulandı. Ekim 2007 tarihinden itibaren EMI, Kandilli Rasathanesi ve Karlsruhe Üniversitesi uzmanlarının danışmanlığında Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Fiziksel Hasargörebilirlik(ölü ve yaralı sayısı, ağır hasarlı bina sayısı, altyapı tesislerindeki hasarlar vb.) Sosyal Hasargörebilirlik(etkilenebilir nüfus sayısı, nüfus yoğunluğu, eğitim düzeyi, işsizlik, gelir seviyesi ve afetlere karşı bilinç düzeyi vb.) ve afetlere karşı müdahale kapasitesi (arama-kurtarma ekip, ekipman sayısı, çadır ve barınak kapasitesi, enkaz yönetimi vb.) ile ilgili göstergeler belirlenerek, kentin sahip olduğu fiziksel riskleri ve hasar görebilirliği 500x500 hücrelik bir çözünürlük ile ortaya konulmuştur. Bu sistem, uygulamacıların en doğru biçimde risk önleme-azaltma kararlarını verebilmeleri için; örneğin kentsel dönüşüm için önceliklerin belirlenmesinde kullanabilecekleri önemli bir karar destek mekanizmasıdır. Özetle, depreme yönelik kentsel iyileştirme öncelikleri belirleyen ve sıralayan, afetlere karşı mücadele kapasitesini ölçebilen ve “Bütünleşik Afet Risk Yönetim Modeli”ni oluşturan bir yöntemdir. Bu çalışma, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından, tüm Türkiye’de iller veya bölgeler bazında uygulanmak üzere bir model olarak sunulabilir.
Afet Zarar Azaltma Planlarının Hazırlanması
Bu ve sonraki bölümde yapılan görüş ve değerlendirmeler, "Proje Yöneticisi" olarak görev aldığım, “İstanbul Deprem Master Planı”nın dan alınmıştır.
Afet etkilerini azaltmak için öncelikle bir strateji planının geliştirilmesi gerekir. Bu plan; tasarım, inşaat metot ve uygulamalarının geliştirilmesini, tehlikeli binaların rehabilitasyonunu, arazi kullanımı ve yeniden gelişme planlarının uygulanmasını, kamu bilgilendirme ve eğitim programlarının geliştirilmesini, acil duruma yanıt ve acil durum yönetim sistemlerinin geliştirilmesini, uzun dönem sosyal-ekonomik iyileştirme stratejilerinin geliştirilmesini ve afet olaylarının fiziksel sosyal boyutlarının araştırılmasını içerir.
Afet zararlarını azaltma planlarını hazırlanmasından önce, planlama sistemine ve ilgili kurumsal yapıya ilişkin olarak üç temel ilke benimsenmelidir.
İlke 1: Ülke bütününde planlanmamış alan bırakılmamalıdır. Planlar; Ülke, Bölge, Alt Bölge ve Kent Ölçeğinde yapılmalıdır.
İlke 2: Planlamanın kurumsal yapısı, farklı ölçeklerde görüş / fikir / proje üretimini teşvik eden, bireyler ve / veya çeşitli kurumların planlamaya katılımına olanak veren bir model ile desteklenmelidir.
İlke 3: Planlarda esnekliği sağlayacak stratejik planlama yaklaşımı eylem planları ile hayata geçirilmelidir.
Ülke veya bölge bazında afet etkilerini azaltma strateji planı üç temel aşamada uygulamaya konulmalıdır. Bunlar aşağıda verilmiştir.
1) Makro Düzey Stratejiler,
2) Orta Düzey Stratejiler ve
3) Mikro Düzey Uygulamalar.
Diğer sayıda görüşmek dileği ile
Facebook Yorum
Yorum Yazın