Ancak geçmişe yönelik bilhassa kararları kesinleşmiş mahkeme yargılamalarının tekrardan nasıl yapılabileceği ayrı bir tartışma konusu. Yani sadece yeniden yargılanmayı kabul etmek yetmiyor ayrıca bu yeniden yargılanmanın hangi hukuki teknik koşullarda olabileceği de yine bir sıkıntı konusudur. Özellikle geri yıllara gidildikçe bir de herkes kendi zaviyesinden olaya baktıkça (ki bu çok bencil ve gayri adil bir davranıştır) konu daha da çetrefilleşmektedir.
Son Ergenekon ve Balyoz davalarından mağdur olanlar ayrı bir isyan ederlerken hiç daha karara bağlanmamış yerel mahkemeler tarafından karar dahi alınmamış davalar var. Bunlardan başka sebepsiz yere 28 Şubattan beri yatanlar var.
Sivas davasında, Umut davasında uyduruk İslami hareket davalarında yıllardır hiçbir suçu olmadığını söyleyen zindanlarda çürüyenlerde var “Yeniden Yargılama Yapılmalıdır ” diyen.
Peki bu kadar dava geriye dönük nasıl yargılanmaya tabi tutulacaklardır. Bu nerede ise uygulanması imkansız bir hal alabilir Dava da seçilemeyeceğine göre… Sen sağcısın, solcusun, İslamcısın, KCK’lısın sana olur; sana olmaz denmeyeceğine göre ortaya şu seçenek gelmektedir. Oda cana kıymamış, katil olmamış bilhassa devlete karşı işlenen ama kan dökmemiş mahkumlara “çok geniş kapsamlı bir af”. Evet Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu “Bu insanlar suç işlemedik af istemiyoruz” diyorlar ama bu işin geniş bir af dan başka çaresi yok zannederim.
Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ başta olmak üzere tüm hukuk sistemi bence bunu düşünmelidir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın