Fitch, Parasal genişlemenin yavaşlatılmasının etkileyeceği ülkeler arasında Türkiye’ye de yer verdi; FED'in parasal genişletmeyi sona erdirmesinin gelişmekte olan piyasalar için likiditeyi nasıl etkileyeceği konusuyla ilgili olarak çeyrek dönem yatırımcı güveni araştırmasını yayınlayan FiTCH gelişmekte olan piyasalarda kredi notları üzerinde genele yaygın bir baskı olmasının muhtemel görünmediğini de vurguladı.
Fitch, yaptığı araştırmaya katılanların üçte ikisinin parasal genişlemenin azaltılmasının zamanlamasının yılın geri kalanında gelişmekte olan piyasa tahvil piyasalarına nakit giriş ve çıkışının miktarında oynaklık yaratacağını öngörmüşlerdir. Bu durum faizlerin yükselebileceği anlamına gelmektedir. Yüzde 21'lik bir kesimde, gelişmekte olan piyasa fonlarına sermaye akışının politik riskler nedeniyle azalacağına inanmaktadır. Burada seçim faktörü öne çıkıyor. Likidite konusunda endişeler katılımcıların üçte ikisi tarafından dile getirilirken, bu katılımcılar gelişmekte olan piyasa şirketleri için temel kredi şartlarının kötüleşeceğine inanıyorlar. Önceki ankette bu oran yüzde 30 olarak gerçekleşmişti. Yani karamsarların oranı artıyor.
Fitch, kredi temel göstergelerinde geçtiğimiz 10 yılda yaşanan iyileşmenin gelişmekte olan piyasaları likidite şoklarına karşı geçmişe göre daha dirençli yaptığına inandığını, bu nedenle genele yaygın bir kriz dalgasının muhtemel görünmediğini belirtti. Yani Türkiye kolay lokma olmayacak. Bunu demesi bile olumlu.
Bununla birlikte bazı gelişmekte olan piyasaların oynak sermaye akışlarına ve yüksek faiz oranlarına, büyük dış finansman ihtiyaçları, düşük döviz rezervleri ve yüksek kaldıraç oranları nedeniyle daha kırılgan olduklarını da vurguladı. Türkiye’nin rezervleri son derece iyi. Kısacası, buradan Türkiye sadece dış finansman ihtiyacı nedeniyle öne çıkıyor. Finansman şekli doğru olursa kriz vız gelir.
Fitch, 11 faktör üzerinden yaptığı değerlendirmede en az 3 kırmızı bayrak alan ülkeler olarak Türkiye, Macaristan, Lübnan, Jamaika, Ukrayna ve Moğolistan'ı saydı. Pes..Güney kıbrıs, İspanya, İtalya gibi batı ülkeleri unutulmuş..Hedef belli..Oysa bu ülkeler ECB (Avrupa Merkez Bankası) sayesinde borçlanabiliyor. Likidite sıkıntısı oluştuğunda ECB parayı nasıl temin edecek? Ufak bir ayrıntı unutuluvermiş..
Bu durumda biz ne yapalım?
Burada çizilen senaryo bizim beklentilerimize çok ters olmasa da Türkiye gibi bazı ülkelerin hedef olması gerçek dışıdır. Global olarak faizlerin yükseleceği bir dönem olacağından tüm Dünya ülkeleri bundan etkilenecektir. Kaldı ki Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcı profilindeki değişiklik burada gözden kaçırılmış. Çünkü son yıllarda kısa vadeli amaçlarla gelenlerin toplam yatırım içerisindeki payı çok küçüktür.
Burada yapmamız gereken şey kısa vadeli kredilerimizi mümkün olduğunca uzun vadeye yayarak likidite krizine düşmeyecek bir finansal yapıyı oluşturmak, rotatif veya günlük kredileri tamamen terketmek, döviz kredileri için de (kur riskini ortadan kaldırmak amacıyla) kredi ödemelerini garanti altına alacak kadar ihracat geliri imkanlarını zorlamak yeterlidir.
Sanayi üretim verisi gibi makro verilerimiz Türkiye’nin global pastadaki payını artırmaya devam edeceğini açıkça gösterdiğinden sadece felaket senaryolarına hazırlıklı olmamız yetecektir. Bu arada ne büyüme ne de yatırım için korkmamıza gerek yok. Yeter ki senaryolarımızı iyi oluşturup bütçemizi ve hedeflerimizi doğru belirleyelim.
Saygılarımla,
Facebook Yorum
Yorum Yazın