Sonuçta bizim de dergicilik kulvarında hizmet ettiğimiz yazılı basın daha sonraları radyo ve televizyonla genişleyerek çok geniş bir kitleye hitap etmekte. Son yıllarda internetin çok hızlı gelişimi ile sosyal medyada bu yayın gurubuna dahil oldu. Sonuç da hizmet ettikleri ve mesajlarını iletme anlamında birbirine yakın argümanlar kullanıyorlar. Tabi ki bütün bileşenleri ve yenilikçi sunum şekilleriyle bizlere hitap ediyor. Sonuç açısından insanoğlunu etkileme ve yönlendirme anlamında kendisine atfedilen güç anlamında medya 4. Kuvvet ifa ediyor. Bizde 4.Kuvvetin çalışma şekilleri sonuçlarıyla beraber operasyonlarını darbeler ve manipülasyonlar neticesiyle çok acılarını çektik.
Son dönemde medya kanalları yolu ile ağırlıklı sosyal medya mühendisliğini belirli konulardaki trafikten nasıl bir savaşın yürütüldüğünü hemen anlamak mümkün oluyor. Bunları okudukça ve tersine araştırmalarla yalan olduklarını ortaya çıkardıkça hep Fransız yazar PİERRE Lazareff ‘in bestseller olan Fransa’da Basın Rezaletleri yahut Fransa’yı Çökerten 4. Kuvvet” adlı kitabında açık açık anlattıkları gözümün önüne geliyor. Ne diyordu Lazareff. ‘’1918’e kadar Fransızlar cumhuriyete inanıyorlardı. 1918’den sonra onları cumhuriyetten iğrendirmek, uzaklaştırmak ve yerine ilk dokunuşta dağılıverecek bir demokrasi hayaleti koymak oyununa girişildi. Dışarıdan düşmanların yönettikleri oyun ince ve şeytancıydı, fakat bu oyuna, içeride paraları üzerine titreyenler, iktidara susayanlar, bütün çekemezler, kıskançlar, yeteneksizler ve alçaklar kapıldılar.” ona göre “Ülkeyi yıkanların kullandıkları başlıca silah basındı “Demokratik bir rejimde basın yalan söylerse rejim de ölüme mahkum olur. Çünkü egemenliğe sahip olan millet eğer doğru haber alamazsa egemenliğini özgürce kullanamaz. Nitekim Fransız basını baştanbaşa, o zamana kadar görülmemiş, ancak yenilginin açığa vurduğu bir rezalet derecesine ulaşmıştı.” İkinci Dünya savaşından önce tüm bunları görüp Almanların elini kolunu sallayarak Fransa’yı işgal etmesine dayanamayarak Amerika’ya kaçmış ve bu kitabı neşretmiştir. İşte tüm yalan haberlerle içeriden ve dışarıdan satılmış veya ikna edilmiş 4.Kuvvet ekipleri Fransa’nın o duruma düşmesine sebep oldular.
Bu yazıyı kaleme alırken son günlerin belki de bizleri en çok tedirgin eden deprem konusunda bir yazı hazırlamıştım o yazı hazır belki önümüzdeki ay sizlerle paylaşırım. Silivri Akhisar ve Ankara depremleri farklı bölgelerde tüm halkımızı tedirgin ettiğini biliyorum belki klişe olacak ama depremle yaşamağa öğrenmemiz gerekiyor. Bence deprem değil bina öldürür sloganını ölçü alıp daha sağlam zeminlerde daha sağlam evler ve işyerleri yapmamız gerekiyor. Çok kalıp bir cümle ile devam edeceğim ama maalesef olayın ciddiyetini anlatabilmem için bu çarpıcı cümleyi kurmam gerekiyor. Evsiz yaşayabiliriz fakat vatansız yaşayamayız. Bu nedenle ülkeye çekilen operasyon sinsi ve organize. En son gördüğüm bir iki örnekle olayı izah edeyim. Özal Medya da ülkenin en büyük sanayicisinin ismini kullanarak fotoşopla resmi değiştirilmiş bir fotoğrafı gerçekmiş gibi paylaşıp onun üzerinden bir algı operasyonu çekildi. Neydi bu değiştirilmiş fotoğraf. Devlet başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Vatan haini Fetoş’un elini öperken resmedilen bir fotoğraf. Resmin orijinalin de kim peki bu adam. Türkiye’nin en değerli tarih profesörlerinden Profesör Doktor Halil İnalcık adam yüz yaşına gelmiş ve bir ilim adamı doğal olarak ülkenin Devlet Başkanı saygı ve tevazu ile elini öpüyor. Bu resmi değiştirerek yapılan algıya bakın tam profesyonel bir operasyon. Aynı haber Arap sosyal medya çevrelerine Mason Rotshildler’in elini öpüyor diye pazarlanıyor. Bir başka haber Çin de domuz gribi haberi yapıyor Sözcü gazetesi buraya kadar her şey normal fakat anormal olan Çin deki bir domuz gribinde siz hangi görseli kullanırsınız tabi ki Çin’den ağzı boneli insan manzaraları. Hayır, bizim gazete öyle yapmıyor o resim yerine İstanbul havalimanının kulesini ve oradan görüntülerle beraber neşrediyor. Komik olanın çok ilerisinde zihinlere başka bir algı operasyonunun ön çalışması. Bir başkası sosyal medya hesabından İstanbul’da ki fırtına ve yağmurda havalimanını sular altında gösteren bir fotoğraf paylaşarak veryansın ediyor. Aslında ayrıntılı incelese resmin Dubai havalimanı olduğunu anlayacak ve bunu paylaşmayacak. Ama ona bu resmi plase edenler tamda bunu arzu ediyorlar yalan yanlış insanların zihinlerini bulandır da nasıl olursa olsun. Buna alet olanda bu ülkenin ordusunda Generallik yapmış bir vatandaş Allah akıl fikir versin diyemiyorum çünkü yapılanlar sinsi bir operasyonun parçası. Ne diyebiliriz bizler dikkatli ve basiretli olarak onların oyunlarını bozmak nasip eylesin.
Hayırlı işler dileği ile Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Facebook Yorum
Yorum Yazın