Nurgül YILDIRIM

Nurgül YILDIRIM

Mail: yazarlar24@teknikelektrik.com

4. Boyut, Kübizm, Zaman ve Matematik

Nokta sıfır boyutludur, doğru bir boyutludur, düzlem iki boyutludur ve uzay üç boyutludur. Bize ilkokulda, ortaokulda, lisede hep böyle öğretildi

Derslerimizde katı cisimleri ( 3 boyutlu cisimleri ) anlatırken merak eden öğrencilerimiz “ Peki hocam dört boyutta var mı diye hep sorarlar. Kısa açıklamalar yaparak biraz anlatırız ama araştırmaları için genelde yönlendiririz. Çünkü konu gerçekten derin bir konudur.  

Nokta sıfır boyutludur çünkü üzerinde belirtebileceğimiz tek nokta kendisidir. Doğru bir boyutludur çünkü üzerinden alınan bir nokta tek koordinatla belirtilebilir, örneğin reel sayı doğrusundaki 3 sayısı. Aynı şekilde ikinci ve üçüncü boyutlar için, iki ve üç boyutlu koordinat sistemlerinden seçilen noktalar örnek olarak verilebilir. 
 
Peki, boyut tam olarak nedir?
En basit tanımıyla; bir nesnenin boyutu, o nesnenin üzerindeki bir noktayı belirtmek için gereken minimum koordinat sayısı olarak tanımlanır.         

Dördüncü, beşinci, altıncı, … Boyutlarda neler var? Merak edilen konular

İnsanlara, dördüncü boyutun gerçekten de var olabileceğinin düşüncesi Edwin A. Abbott’un  Düzdünya adlı romanıyla yayılmaya başlamıştı. Bu kitapta, genel olarak, iki boyutlu bir dünyada yaşayan karenin üçüncü boyuttan bir küre tarafından ziyaret edilmesi ve onun üçüncü boyutu anlamasındaki zorluklar konu alınmıştı. Daha sonradan Einstein ortaya çıkınca dört-boyutlu uzay fikri daha ciddi bir hal aldı. Einstein’a göre dördüncü boyut zamandı. Bu da dört-boyutlu geometriyi çoğu insan için daha anlaşılabilir kılıyordu. Fakat matematikçiler için ise dört ve üzeri boyutlar ne kadar soyut gözükseler de kolayca anlaşılabilirler. Matematikçiler için dört ve üzeri boyutlar sadece birer tümevarımsal basamaklardır.

Kübizm ve Matematik
XX. yüzyılın başında, 4. Boyut, bilim sanat ve edebiya¬tı çok meşgul etmiştir. Çoğu kişi, algıladığımız uzayın 4 bo¬yutlu bir uzayın içinde olduğunu düşünür. 

Konu ile ilgili fazlaca tartışılan bir soru şöyledir: Hep aynı uzayda mı ilerliyoruz ya da za¬manla uzayı değiştiriyor muyuz? Olmuştur. Bu fikirlerin çatışması 4- boyutun resmini vermek isteyen ilginç görsel kaynaklara dayanır. Bunlardan en iyi bilineni, matematikte dördüncü boyutu iki boyutla temsil etmeye yarayan Manning’in hiperküpüdür (H. P. Manning, Hypercube, in Geometry of Four Di¬mensions, 1914).

1880-1918 yılları arasında yaşamış olan İtalyan asıllı Fransız şair, yazar ve sanat eleştirmeni    Guillaume Apollinaire 1911 yılında Pablo Picasso ve Georges Braque ile birlikte Kubist Od41 ‘in düzenlenmesine yardım etmiş ve konuyla ilgili yorumunda şu ifadeleri kullanmıştır: 

4. boyut sayesinde modern sanata yeni metrik özellik olasılığı sunuluyor. Plastik sanat açısından, 4. boyut bilinen 3 boyut tarafından doğrulmuştur; her doğrultuda, her zaman ebedileşerek uzayın devasalığını gösterir. Bu sonsuzun bir gösterimidir. 4 boyut objelere bir sanat eserinde hak ettikleri oranları veriyor. Prof.Dr.Erhan Güzel (İstanbul Kültür Üniversitesi)


Nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı an¬da değişik açılardan sunabilecek geometrik şekil¬leri vurgulama temeline dayanan kübizm 4. boyu¬tu ilham kaynağı olarak almıştır. Kübizmin amacı, nesneleri “izleyicinin bulunduğu yer¬den görebileceği biçimde” değil, değişik şartlarda ve başka açılar-dan görülebilecek özellikleriyle de ortaya koymaktadır. Bir an¬lamda resme dördüncü boyut olarak “zamanı” katmanın çaba¬sı vardır.

Kübizm, zaman geçtikçe görsel algılamadan uzaklaşarak daha çok kavramsal bir hal almıştır. Böylece, kübizm 1910 civarında başka sanatçıların dikkatini çekmeye başlayınca, Picasso’nun ilk amacı değişik olsa da kübizmin amacının “gerçeği doğadan ziyade zihinde resmetmek’ olduğu resmen kabul edilmiştir. 1910 civarında kübizmin doğduğu dönem, dünyamızın yapısının ve gerçeğin algılanış biçiminin çokça sorgulandığı bir dönemdi. Birçok sanatçının, ilk algılamamız ötesinde dünyanın bir 4- boyut içinde olduğu hipotezini kabul ettiği biliniyordu ve bu inanışın kübizmde somutlaştığı görüldü.


Evren Kaç Boyutludur?
Evren ilk kez Öklid tarafından üç boyutlu olarak tanımlanmıştı ve de bu uzun süre doğru olarak kabul edilmişti. Einstein ise ilk kez evrenin dört boyutlu olduğunu gösterdi ve dördüncü boyutu zaman olarak tanımlandı. Günümüze geldiğimizde ise hala kanıtlanmamış olan sicim teorisi uzay-zamanın 10 ya da 26 boyutlu olduğu söylüyor. Peki biz neden sadece üç uzay ve bir zaman boyutunun farkına varabiliyoruz? 

Hawking’in bu soruya cevabı şöyle: Diğer boyutlar uzayda çok küçük kıvrımlılardır, bir inçin da biri kadar. O kadar küçük ki onları fark edemiyoruz. Şöyle düşünün, elinize bir tane küçük çubuk alın. Eğer bu çubuğa yakından bakarsanız bu çubuğu iki boyutlu olarak görürsünüz (en ve boy). Şimdi ise aynı çubuğa uzaktan bakın. Bu sefer çubuğu enini göremeyeceksiniz ve o size sadece bir boyutluymuş (boy) gibi gelecek. 

Uzay-zaman da böyledir. Küçük bir ölçekten baktığınızda 10 boyutludur ve çok kıvrımlıdır fakat büyük ölçekten baktığınızda ise ekstra boyutları göremezsiniz.

Mutlu ve sağlıklı günler dileğiyle…
 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar