31 Mart 1908’den 15 Temmuz 2016’ya Değişen Ne?

1908 yılında Osmanlı Devletinin ya da Türk Milletinin en büyük düşman ya da düşmanlarına deselerdi ki ‘’gelin bu devlete ve millete yapabileceğiniz en büyük kötülüğü planlayın ve yapın ‘’ herhalde İttihad ve Terakkinin yaptığı kötülükleri hayal bile edip yapamazlardı!

 

İttihad ve Terakki milli idi, değil idi, samimilerdi, değillerdi... Kökü ipi dışardaydı, değildi vs.

 

Bu tespit veya soruların ve tüm mülahazaların tamamı bir yana.

 

Devletin yıkılması için yapılması gereken ne kadar hata ve gaflet varsa hepsini yapmışlardır!

 

Şayet Avcı Taburlarının isyanları ve Selanik ten İstanbul’a yürüyen Hareket Ordusunu Halife Padişah 2.Abdulhamid Han bastırsa idi ( ki buna muktedirdi. Sadece Orhaniye Kışlasında 40 bin asker hazırdı Selimiye ve Hassa Orduları vs.) bu gaflet ve dalalet çetesi işbaşına gelemezdi.

 

Ne var ki Cennet Mekan Sultan Abdülhamid Han çok naif ve kan dökülmesine karşı idi. Hassa Ordusu kumandanı Ferik Nazım Paşa, Halifeden izin istedi bu Selanik ten gelen ve içinde her türlü vatan haini Sandanski, Paniça, Çirçis, Kapitan Keta, Krayko gibi Meşrutiyet’ten önce devleti Balkanlar’da uğraştıran çete reislerinin bulunduğu orduyu ezebileceğini ifade etmişse de, kardeş kanının dökülmesini istemeyen Ulu Hakan, buna izin vermemiştir.

 

 

Çünkü bu çapulcu ordusunda sadece çeteciler ajanlar hainler değil gerçekten milliyetçi samimi unsurlarda vardı.

 

Hassa ordu kumandanına ‘’ benim cesedimi çiğnemeden Hareket ordusuna ateş açamaz ve müsademe (çarpışma) yapamazsınız” demiştir.

 

Kendisine suikast yapan Ermeni teröristi dahi affetmiş, idam edilmesine izin vermemişti 1905 yılında.

 

Yine Yıldız mahkemelerinin idama mahkûm ettiği ve amcası Halife Sultan Abdulaziz Hanın katlinden mesul azmettiricilerden Mason Mithad Paşayı dahi bağışlamış Taife sürgüne yollamıştır.

Pekiyi bu kadar naif ve yumuşak davranışlarının neticesi ne olmuştur, Abdülhamid Han için?

 

Tam bir İhanet ve Nankörlük!

 

33 yıldır sallantıda olan Devleti Aliye’yi yüksek diplomasi ve deha siyaseti ile ayakta tutmayı başaran Abdülhamid Hanı, uydurma bir Şeyhülislam Fetvası ve içlerinde gayri Müslim darbecilerin de olduğu ( Emanuel Carasso ve Avram Efendi ) bir çetenin tebligatı ile tahttan indirdiler.

 

Şayet 15 Temmuz Gecesi de Cumhurbaşkanımız Erdoğan ‘’ kardeş kanı dökülmesin, siviller askerler vs. ölmesin ‘’ deyip darbeci Fetö’cü alçaklara razı olsaydı…

 

Darbeye canlı yayında dediği gibi ‘’Biz Ölümüne Ölümüne ‘’ diyerek direnmeseydi halimiz ne olurdu düşünün lütfen?

 

Sayın Cumhurbaşkanımız ve tüm milli unsurlar,

 

Büyük Türk Milleti,

 

O gece darbeye direnmekle en doğrusunu yaptılar.

 

Yoksa bugünün İttihatçısı olarak da batının yeni Truva atı FETÖ ( Tabii ki CHP - İP ve HDP nin de desteğini alarak ) ülkeye çökecekti. Nasıl ki Osmanlı Devleti dağıtıldı, sırtlanlara yem edildi 1908 -1922 arası? Tıpkı onun gibi olacaktı.

 

Erdoğan ve Milli iradenin de devrilmesi akabinde Türkiye Cumhuriyeti günümüz sırtlanları tarafından işgal edilip parçalanacaktı.

 

Biz 15 Temmuz da sadece bir askeri darbeyi değil,

 

100 sene önce bize dayatılmaya çalışan ama başta Halife Padişahımız Vahideddin Han olmak üzere, Devletimizin tüm meşru organlarınca red edilen yeni Sevr’i de savmış olduk.

 

Batı Emperyalizminin burada distribütörlüğünü yapan tüm fikri akımlar içimizdeki Truva atlarıdır.