5 ay kadar önce Mecidiyeköy’de yürürken Kızılay otobüsünün yanından geçiyorum. Zor tutuyorum kendimi gidip kolumu açıp gururla “alın kanımı” dememek için. Talasemi taşıyıcısı (Akdeniz Anemisi) olmamdan çekinip kendimi suçlu hissedip başımı eğip yoluma devam ediyorum. Tamamen genetik bir kan hastalığım kim bilir kaç kişiye umut olabilecekken beni engelliyor. Nasıl canım sıkılıyor, anlatamam…
Aylar sonra televizyonda haberlerde ilik nakli için bağışçılara ihtiyaç olduğu haberleri yayınlanıyor. O an aklıma yine aynı çaresizlik hissim geliyor ve ardından siz okuyucularımı hatırlayıp içime umut doğuyor. Yaz Nazan diyorum. Bu ülkenin insanları yardımseverdir, yaz ki birinin aklında kalsın, 2 tüp kan ile 1 hayat bağışlamanın sevabını, mutluluğunu, gururunu hissetsin, sen de bu sevaptan nasibini al.
Sağlıklı her insanın verebileceği bu bağış için çok basit şartlar var. Belli yaş aralığı (18-50), kan hastalıklarından A olmaması ve kilo yeterliliği bu şartlardan. Geri kalanı uzman eller hallediyor. Siz kanı verin bırakın testleri, uygunluğu onlar araştırsın.
Aklınıza bu konuda gelen tüm soruların cevaplarını kanver.org sayfasında bulabilirsiniz.
Bu yazıyı okurken bir an kendinizi buna ihtiyacı olan hasta veya yakını olarak hayal edin. Yoldan geçeni çevirip kan ver bana diyemezsiniz ki. İşte bu yüzden istenemeyen şeyi vermek ayrı bir onurdur benim gözümde. Yıllar önce annem ameliyata alınacakken kan bulma çabalarım aklıma geldikçe konunun ne kadar önemli olduğunu ve nasıl bir çaresizlik olduğunu hatırlıyorum. O bulduğum bir torba kanı hastaneye ulaştırırken hiç tanımadığım birine içimden binlerce kez dua edip teşekkür etmiştim.
Çok yakın bir arkadaşım ilik nakline ihtiyacı olan ağabeyi için gözümüzün önünde nasıl çabalamıştı da elimizden bir şey gelmeden öylece seyrettik ve sonra ağabeyi öldü… Bir can gitti, bir koca, bir baba, bir kardeş ve anacığının evladı gitti… Uzun zaman söyleyemediler anacığına oğlun bağışçı olmayan milyonlarca insan yüzünden öldü diye. Çünkü birileri 3 tüp kan vermeye üşendi, 3 tüp kanı vermeyi önemsemedi, 3 tüp kana bir hayatı değişti.
Karar verdiğinizde konunun en önemli kısmı vericinin fikrini değiştirmesi. Vazgeçtim demek hasta için ani bir yıkıma neden olur ve bu durumda hastanın başka bir verici bulunamaması sebebiyle tedaviye devam edememesi ya da hayatını kaybetmesi gibi ciddi sorunlar ortaya çıkar. Bu nedenle kemik iliği bankasına gönüllü kaydını yaptırmadan önce bu konuyu etraflıca düşünmeli, hatta aileniz ve arkadaş çevrenizin fikirlerini de almanızı öneririm.
Tıbbi bilgi vermemeye çalıştım. Tamamen duygusal/insani bir yazı olsun istedim. Buraya başka yerlerden kopyalayacağım bilgilere siz de ulaşabilirsiniz diye düşündüm. Dilerim konu hakkında hassasiyetimi dile getirebilmişimdir.
Elimden gelen ne yazık ki bu. Sizin ise yapacağınız şey en yakın kan merkezine gidip bir can’a can katmak…
Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin... Kalın sağlıcakla.
Facebook Yorum
Yorum Yazın