Havaalanının, darbeciler tarafından iÅŸgal edildiÄŸini duyunca; “Anne ben gidiyorum, vatan elden gidiyor” deyip, Esenler’den, Atatürk Havaalanı’na doÄŸru yürümeye baÅŸladı. Ancak, Dörtyol civarında, halkın üzerine sürülen bir tankın altında kalarak can verdi; üç çocuk annesi Türkan Türkmen Tekin.
Bir ay önce ortaokulu bitirenAdeviye Gül Ä°smailoÄŸlu, yoÄŸun bakımdan çıktıktan sonra yaÅŸadıklarını ÅŸöyle anlatıyordu:
“Ä°lk bu olayı TV’de gördüÄŸümde ÅŸok oldum böyle bir ÅŸeye hiçbirimiz izin veremezdik çıkıp onlara engel olmak istedim asla ülkemi yem edemezdim. R. Tayyip ErdoÄŸan ‘sokaklara çıkın’ çaÄŸrısı sonrası, ‘ben çıkıyorum’ dedim. Annem, babam ve ablamla çıktık. ValiliÄŸe gitmeyi planlamıştık fakat Saraçhane’ye barikat kurdukları için gidemedik. Yürümek istedik, asker engel olmak istedi. Asker, 1-2 el havaya ateÅŸ açtıktan sonra ön taraftakilerin ayaklarına sıkmaya baÅŸladı. Fakat buna raÄŸmen halk artınca hepimizi taramaya baÅŸladılar. Biz, onlar bizim askerimizdir bizi vuramazlar diye düÅŸünüyorduk ama vursalar da ÅŸehit olmak, gazi olmak istiyorduk. O açtıkları ateÅŸ sırasında vuruldum. VurulduÄŸum an ÅŸok oldum inanamadım, kolumdan girip sırtımdan çıkması beni çok etkiledi ama içim rahattı çünkü gazi ya da ÅŸehit olacaktım, ilk, plastik mermi olduÄŸunu düÅŸündüm ama deÄŸilmiÅŸ.”
Dört yıl ilkokul öÄŸretmenliÄŸi yaptıktan sonra Ankara’da belediyenin gençlik merkezinde çalışmaya baÅŸlayan Derya Ovacıklı, Akıncı nizamiyesinin önünde darbeci askerlere engel olmaya çalışırken vurulmuÅŸtu.
Bir bacağının parçalanmasına neden o geceyi anlatırken son derece vakurdu:
“…saat 03.23 civarında karargâhın içinden gelen bir baÅŸka grup, onlar TSK mensubu deÄŸildi, o grupça ne yazık ki katliama tabi tutulduk, yani tarandık. Ben ilk ‘vur’ emrini duydum. ‘Mavi gömlekliye ateÅŸ edin, hedef alın’ emrini duydum. Mavi gömlekli genç bir arkadaşımızdı, hemen benim yanımdaydı üzerine atladım. Ä°lk kurÅŸunu saÄŸ baldırımdan yedim ve yere yığıldım. O kiÅŸi altımdan sürünerek çıktı. Arkadan gelenler yüzleri maskeli birer gruptu ve deÄŸiÅŸimli taradılar öndekiler taradı, sonra deÄŸiÅŸip, arkadakiler tekrar taradı. Yığıldıktan sonra caniler ateÅŸ etmeye devam ettikleri gibi ‘başınızı kaldırırsanız öldürürüz’ dediler. Arka gruptakilere de ‘yaralılara yardım etmeye gelmeyin’ dediler. O anda yanıma gelen o caniye, o suikastçiye, başımı kaldırıp sadece ‘yaralıyım’ dedim ve medet ummadım. Hiçbir Türk vatandaşı, Türk kadını hiçbir zaman bir caniden medet ummaz. ‘Yaralıyım’ dedim ona raÄŸmen ayağıma namluyu dayadı ve tetiÄŸe bastı. O anda saÄŸ bacağımın dizimden aÅŸağısı parçalanmış. Dolaşırlarken de yaÅŸayıp yaÅŸamadığımızı kontrol etmek için namlunun ucuyla aramızda dolaşıp kontrollerini yaptılar. Ben ikinci kurÅŸundan sonra ÅŸoka girip ÅŸuurumu kaybettim.Åžükürler olsun ki millet iradesinin karşısında hiçbir iradenin duramayacağını Türk milleti, ÅŸanlı tarihindeki gibi tekrar gösterdi. Milletimizin bu giriÅŸiminde bir damla kanımız aktıysa bu bizim için ÅŸereftir.”
“SokaÄŸa çıkın” sözüyle, abdestini alıp, eÅŸiyle birlikte BeÅŸtepe’ye giden 62 yaşındaki Mine Özer de başına gelenleri anlatırken, ferasetini de ortaya koyuyordu:
“…yürüdük, bir tankın önünde buldum kendimi. Asker çocuÄŸu görüyorum. Önündeyim tankın. Küçük bir çocuktu. Gözlerinin içine bakarak ben senin annenim, teyzenim, biz seni seviyorum diyerek ona sevecen bir ÅŸekilde yaklaÅŸmaya çalıştım. Üç tank vardı. Biz öndeki 2 tankla muhatap olduk. Biz orada dururken bir emir duyduk ‘niye ateÅŸ etmiyorsun, bu ÅŸerefsizlere ateÅŸ etsene lan’diye. O anda ateÅŸ edildi yere düÅŸtüm. Beni oradan birileri çekti aldılar. Aynı ÅŸekilde yine meydanlara çıkarım. Ben Recep Tayyip ErdoÄŸan’a oy verdim. Ama Recep Tayyip ErdoÄŸan deÄŸil, KılıçdaroÄŸlu iktidarda olsaydı ben yine meydanlara dökülürdüm çünkü amacım vatanımı savunmaktı, torunlarıma ertesi gün kalkabilecekleri bir ülke teslim etmekti görevimiz.”
Ankara Kazan’da eÅŸini kaybeden ve 17 yaşındaki oÄŸluyla yaralanan Türkan Güder; yine BoÄŸaz Köprüsünde, adı tespit edilemeyen (Safiye Bayat deÄŸil) baÅŸka bir genç hanımın, askere meydan okuması; 75 yaşında, eline sopa alarak, “yine olsa, yine çıkarım” diyen Fikriye Temel gibi, o gece tarih yazmış nice kadınlarımız var.
Kameralara yansıyan Safiye Bayat’ın görüntüleri, en ünlü yönetmenleri kıskandıracak kadar, muhteÅŸemdi. Daha sonra, vurulmuÅŸ ve hastaneye kaldırılmıştı. 34 yaşında ve 2 çocuk annesi olan Bayat, Ahmet Altan’ın sayısız kadın kahramanlarından hiç birine benzemiyordu.
Fakat, en vurucu olan; Kağıthane’de yaÅŸayan çarÅŸaflı 51 yaşındaki Åžerife Boz’un, başı açık 61 yaşındaki komÅŸusu Sema Hanımı, çocuklarını ve mahallenin gençlerini, kamyona doldurup, ertesi gün demokrasi nöbetine gitmeseydi.
Yeni Türkiye’nin panoraması bu fotoÄŸraftı iÅŸte.Åžehitlerimize rahmet ve saygıyla
Facebook Yorum
Yorum Yazın