Vidin / Bulgaristan

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Vidin / Bulgaristan

Bulgaristan’ın kuzeybatı köşesinin en ucunda Tuna nehrinin sağ kıyısı üzerinde küçük bir sanayi ve liman şehridir. Şehrin tarihi dolaylı biçimde Roma dönemine kadar iner ve erken Ortaçağ’da Slav-Avar işgali esnasında yıkılan, 600 yılı civarında da ortadan kalkan küçük Roman şehri Bononia ile irtibatlandırılır. 1960’larda gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalar X. yüzyılda, Romalılar zamanındaki temeller üzerinde Bulgarlar’ın yeni ve sağlam bir kale inşa ettiklerini ortaya koymuştur. Geç antik döneme ait arkeolojik bulgular VI. yüzyıla kadar gitmekte, erken Ortaçağ dönemine ait ilk bulgular ise X. yüzyıldan başlamaktadır. Roma şehrinden geriye sadece Bdin şeklinde Slavlaşmış adı kalmıştır, bu da daha sonra Türkçe’ye Vidin olarak geçmiştir. Vidin Kalesi 70 × 72 m. ebadında bir alanı kaplayan, nisbeten küçük fakat ele geçirilmesini son derece zorlaştıran, Tuna sularıyla doldurulmuş geniş ve derin bir hendekle çevriliydi. Bulgar Çarı Simeon idaresindeki Vidin’in piskoposluk merkezi olduğu zikredilir. Simeon’un ölümü ve I. Bulgar İmparatorluğu’nun çöküşünün (968) ardından şehir 1003 yılına kadar Bizans güçlerine karşı direndiyse de sekiz aylık bir kuşatmadan sonra ele geçirildi. Vidin’deki Bizans hâkimiyeti tekrar Bulgarlar’ın eline geçtiği 1185 yılına kadar sürdü.

Osmanlı idaresinde Vidin, Tuna nehri boyunca gelecek olan saldırıları karşılamak için bir üs ve Osmanlılar’ın kuzey sınırını muhafaza etmek için bir kale işlevi görmekteydi. Vidin şehri, Doğu Anadolu’dan gelen Türk göçmenlerle iskân edilmekle birlikte bölge hemen hemen tamamen hıristiyan yerleşmesi olarak kaldı. Sadece Fethülislâm (Kladovo) ve Banya/Sokobanya’da (bugün ikisi de Sırbistan’dadır) müslüman nüfus vardı; müslümanlara ait birkaç cami, tekke ve hamam mevcuttu. Günümüzde bunların hepsi yok olmuş durumdadır. Vidin şehri ise önemli bir İslâmî merkez haline geldi, ancak savaşlar ve yıkımlar büyümesini ve genişlemesini sık sık kesintiye uğrattı. 1408’de Çar İvan Şişman’ın oğlu Konstantin, Osmanlılar’a karşı bir isyan hareketi başlattı. 1413’te Mûsâ Çelebi’nin Vidin’i geri alma teşebbüsü o sırada Konstantin’in Vidin’i ele geçirdiğini gösterir. Vidin Kalesi’nin güneydoğu köşesindeki kule ile kapı kulesi üzerinde günümüze kötü durumda gelen iki Arapça kitâbe Çelebi Sultan Mehmed (1413-1421) tarafından yaptırılan onarımı bildirir. Kitâbeleri tam okuyamayan Evliya Çelebi, Mehmed b. Bayezid Han adıyla sultanın ismini zikreder.

Vidin Osmanlı-Habsburg savaşları sırasında uzun bir aradan sonra yeniden saldırılara uğradı. 1595’te Eflak Voyvodası Mihai Viteazul şehri kuşattı, ancak başarılı olamadı. 1596’da Erdel kumandanı Farkas da aynı âkıbete uğradı. 1598’de Mihai, Vidin yakınlarındaki Osmanlı ordusunu yenilgiye uğratıp şehre girdi ve buradaki 12.000 evin tamamını yakıp tahrip etti, fakat kale Türkler’in elinde kaldı. Bu felâketten sonra Vidin tekrar inşa edildi ve büyüdü. 1659’da Niğbolu Katolik Piskoposu Philip Stanislavov burayı, beş kilisesi bulunan 1500 hânelik Ortodoks Bulgar yanında dört büyük camisi olan 2000 Türk hânesinden ibaret bir yer diye tanıtır.

Bulgarlar’ın 1887’de yaptıkları sayıma göre Vidin’de nüfus dağılımı şöyleydi: 8020 Bulgar, 3487 Türk, 1323 yahudi, 329 Çingene ve 1613 diğerleri. Bağımsızlıktan itibaren Türkler’in oranı % 60’tan % 24’e düştü ve onların boşalttığı yerleri köylerden gelen Bulgarlar doldurdu. 1934’te şehir büyüse de nüfus karışımı tam anlamıyla değişti. Bulgarlar sayılarını iki misline çıkardı, buna karşılık Türkler ve yahudilerin sayısı yarıya indi. 1934’te 15.462 Bulgar, 2167 müslüman (üçte biri Çingene), 599 yahudi ve 237 diğerleri vardı. Böylece Ruslar’ın eline geçmesinden yarım asır sonra Vidin Osmanlı döneminin son yıllarındakinden daha küçük hale geldi.

Vidin’deki Osmanlı mimari eserlerinin ortadan kaldırılması tedrîcî bir seyir takip etti ve 1908’de on iki cami hâlâ ayaktaydı. 1970’lere kadar Vidin’de dört cami bulunmaktaydı: XVIII. yüzyıldan kalma Mustafa Paşa Camii, 1215’te (1800) Pazvandoğlu’nun annesi Rukiye Hanım tarafından tekrar inşa ettirilen Akcami, 1216 (1801) tarihli Pazvandoğlu Osman Camii ve 1856 tarihli Yahyâ Bey Camii. 1970’li yıllarda, 1724’teki sur inşaatından kalma İstanbul Kapısı restore edilerek ve Ortaçağ görünümü verilerek XIV. yüzyıla ait Çar Sratsimir Kalesi diye tanımlandı. Günümüzde ise sadece restore edilen Pazvandoğlu Camii ayaktadır.

2001 Martındaki nüfus sayımına göre bütün Vidin bölgesinde Türkçe konuşan yalnızca 139 müslüman nüfus vardı. Ağırlıklı askerî tarihine karşılık Vidin bazı meşhur Osmanlı âlimlerinin doğduğu yerdir. Bu silsile, II. Bayezid zamanında tamir edilen Vidin Kalesi’ndeki bazı kitâbelerin metinlerini hazırlayan ve diğer bazı tarih beyitleri yazan Zarîfî Çelebi ile başlar.


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Malcolm X / Alex HaleyÖnceki Haber

Malcolm X / Alex Haley

Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdürü Zoteeva: Akkuyu NGS'nin ilk ünitesini 2023 yılında tamamlayacağızSonraki Haber

Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdürü Zoteeva:...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar