Sümerce, Akadca, Asurca, Babilce ve Hititçe. Veysel Donbaz, 5 ölü dil biliyor.
Türkiye’nin sayılı Sümerologlarından. Bugüne kadar çivi yazısıyla yazılmış 10 bine yakın kil tablet okudu. Envanterini tuttuÄŸu tablet sayısı 60 bin. Uzun yıllar Ä°stanbul Arkeoloji Müzesi’nde Tablet ArÅŸivi ÅŸefliÄŸi yapan Donbaz, artık emekli ama hâlâ yoÄŸun bir ‘tarih öncesi’ trafiÄŸi var.
Odasında adım atacak yer neredeyse yok. Her yer kitap dolu. Kitaplar, binlerce yıl önce bu coÄŸrafyada hüküm süren medeniyetlere ışık tutuyor. 15 kitapta da onun imzası var. Veysel Donbaz, Türkiye’nin sayılı Sümerologlarından. 5 ölü dil biliyor. Sümerce, Akadca, Asurca, Babilce ve Hititçe. Uzmanlık alanı, 5 bin yıllık kil tabletleri okumak. Donbaz, bugüne kadar 10 bine yakın tablet okudu. 200’e yakın da uluslararası makale yayımladı. Bu ölü dillerin yanı sıra Ä°ngilizce, Almanca, Fransızca ve Ä°talyanca da biliyor.
Veysel Donbaz, bugün 78 yaşında. Ama hayatına sığdırdığı tecrübe, deyim yerindeyse 5 bin yıllık. Sümerler'den baÅŸlayan bir hikâyesi var. Donbaz, 43 yıl boyunca Ä°stanbul Arkeoloji Müzeleri bünyesindeki Eski Åžark Eserleri Müzesi'nin Tablet ArÅŸivi'nin ÅŸefliÄŸini yaptı. Burası, Ä°ngiltere’deki British Museum’dan sonra dünyanın en zengin ikinci çiviyazılı belgeler arÅŸivi. Bünyesinde tam tamına 73 bin kil tablet var.
Donbaz, 2004'te emekliye ayrıldı. Ancak ne müzeden ne de araÅŸtırmalarından koptu. Hâlâ eski hızıyla kitaplar çıkarıyor. Kil tablet okumakla kalmıyor, yapıyor da. Tamamen keyfi bir tercih. Severek, hiç zorlanmadan Sümerce, Akadca, Asurca, Babilce ve Hititçe tablet yazıyor.
“Gazete okumak gibi”
Donbaz’a göre, yaptığı iÅŸ aslında tercümanlık. Tarihi 5 bin yıl öncesine dayanan, artık yeryüzünde kullanılmayan dilleri modern dillere çeviriyor. Kil tabletler üzerindeki bilgileri harmanlayıp bugüne taşıyor.
Tarihteki ilk yasaların, yazılan ilk aÅŸk ÅŸiirinin, iki devlet arasında varılan ilk antlaÅŸmanın, verilen ilk rüÅŸvetin belgesini okuyor. Tarihe düÅŸülen notta eski dil uzmanlarının payı büyük. Zor, ama onun için çok kolay:
“Konuyu çok iyi biliyorsanız bir günlük gazeteyi okur gibi 10 dakikada okuyabilirsiniz. Ama bilmiyorsanız, çünkü hece yazısı olduÄŸu için, o hecelerin her biri kavrama tekâbül eder, yani kelimeye tekâbül eder. Sümercenin özelliÄŸi zaten bu. Pek çok ÅŸeyi kavram olarak yazmışlardır. Dolayısıyla o iÅŸareti bilmiyorsanız iÅŸaret listesine bakmanız lâzım. O metne uygun mânâyı bulmanız gerekir. 5 dakikadan 1 haftaya kadar bir tabletin çözümü sürebilir. Hatta bazen 6 ay çözemediÄŸiniz olabilir. Daha önce hiç geçmemiÅŸtir o. Yeni bir yer isimdir, yeni bir kavramdır, yeni bir eÅŸyaya tekâbül ediyordur. Hele isimse, isimleri anlamak çok zor oluyor, ama fiilse çekim olduÄŸu için ona mânâ verebilirsiniz.”
Avuçlarındaki kil tablet
Kitaplarını kaleme aldığı, makâlelerini yayımladığı emektar dizüstü bilgisayarının üzerinde bu kez bir avuç kil var. Kile önce elleriyle, daha sonra da cetvelle ÅŸekil veriyor. Åžekilsiz kil, küçük kare tablete dönüÅŸüyor. Donbaz, elindekini Kültepe Tabletlerine benzetiyor. Stilusla kile bastırarak önce satırları yapıyor. Daha sonra da Asurca bir mektup yazmaya baÅŸlıyor.
“Çömlekçi kili bu. Kap kaçak, heykel yapan yerlerden bulabilirsiniz. Stilusla hem satır çizgisi yapıyoruz hem de yazıyı yazıyoruz. Kalem demek. Eskiden divit, okka da denirdi. 4 köÅŸeli de oluyor, 3 de. Yazmak bana zor gelmiyor. 40 yıldır yapıyorum. Ä°stanbul Arkeoloji Müzesi’ne geldiÄŸimde bir kere denedim. YapabildiÄŸimi gördükten sonra devam ettim.”
Veysel Donbaz, asla orjinallerinreplikasını yapmıyor. Sebebi de sahtekârlık yapılmasının önlemek.
23 yıl öÄŸrenciye hasret bölümün ilk ve tek öÄŸrencisi
Veysel Donbaz, tüccar bir babanın beÅŸinci çocuÄŸu. Maddi durumları iyi, ancak gelirleri mahsûlün miktarına bakıyor. Üniversite öÄŸrenimini tarlaya baÄŸlamak istemiyor. Bölüm ne olursa olsun tek ÅŸartı burslu okumak. Yıl 1958... Önünde iki seçenek var. Ya ilâhiyat okuyacak, ya da 23 yıldır hiçbir öÄŸrencinin kayıt yaptırmadığı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-CoÄŸrafya Fakültesi Sümeroloji Bölümü’nü seçecek. Tercihini Sümeroloji’den yana kullanıyor. ÖÄŸrenci için sıkıntılı, ama bugün geriye dönüp baktığında ÅŸanslı bir dönem de baÅŸlamış oluyor.
“23 yıldan beri o bölüme bir öÄŸrenci gelmemiÅŸ. Tercih edilmemiÅŸ, lüks kalmış bir bölümdü. Tek öÄŸrenciydim ben fakültede. Ölü dilleri öÄŸrenmeye baÅŸladık birden bire. Sümerce öÄŸreniyorsun, Akadca öÄŸreniyorsun, Hititçe öÄŸreniyorsun. Bunları bir de teke tek öÄŸreniyordum. Günde sekiz saatten aÅŸağı çalışmıyordum. Âdeta bir müzik dersi alan, keman, piyano dersi alan biri gibiydim. Mecburen iyi olmak zorunda oldum. Derslerimi hep hocaların odasında birebir aldım. Sandalyede karşılıklı oturduk. Hocayla karşı karşıyayız. Size bir ders vermiÅŸ, ‘Hazırlayın gelin’ diyor. Kaytarma imkânım hiçbir zaman olmadı. Son sınıfta bir kiÅŸi kayıt yaptırdı.”
43 yıl Ä°stanbul Arkeoloji Müzesi’nde
Ä°steÄŸi, üniversitede kalıp akademik kariyer yapmak ancak burslu okuduÄŸu için tercih yapma ÅŸansına da sahip deÄŸil. 1962'de, diplomasını aldıktan bir ay sonra kendini Ä°stanbul Arkeoloji Müzeleri’ne tayin edilmiÅŸ buluyor. Görev tanımı, Eski Åžark Eserleri Müzesi'ndeki Tablet ArÅŸivi uzmanlığı. Veysel Donbaz, daha sonra ÅŸef, baÅŸuzman ve bölüm ÅŸefi oluyor.
“Baktım, her taraf eser dolu. Kapı eÅŸikleri var, figürünler var, tabletler var. Bol miktarda arkeolojik eser var, yazılı. Hemen ilgi duydum. Bu iÅŸi ciddiye alıp, içinde bulunduÄŸum o bol malzemeden istediÄŸimi çalıştım. Onun için her türlü malzemeyi çözebilirim ben. 10 bin civarında tablet okumuÅŸumdur, ama 60 bin tabletin de envanterini yaptım. Envanter yapmak demek, bunları kaydetmek, ölçüsünü almak, ön yüzünde kaç satır var, arka yüzünde kaç satır var bunları bilmek demek. Bir de, tabletin mevzu nedir? Bunları hep bilmekle yükümlüsünüz.”
Tayinle birlikte kendi tarihi de deÄŸiÅŸiyor. Ä°stanbul’daki arÅŸiv, deyim yerindeyse bir hazine. Bir Sümerolog için bulunmaz bir fırsat. Makâleler, kil tablet yapımı ve kitap yazımı da bu dönemde baÅŸlıyor.
“Bir ay ismi vardı. AraÅŸtırmalarım sonucu o ay isminin yanlış okunduÄŸunu gördüm. Ä°simler genelde mânâ vermez ama 200 seneden beri yanlış bilinen bir bilgiyi düzelttim. Makâle yayımladım. 1970’lerde oldu, bu. O zaman 30’lu yaÅŸlarımdaydım. ‘Ben bundan ekmek yediÄŸime göre bunu iyi yapmam lâzım’ dedim o gün. Altmıştan fazla yurtdışı gezim oldu. Kendi devletim de görev olarak 20-30 defa beni gönderdi. Bu bir Sümerolog için rekor. Bundan ekmek yemek istediÄŸiniz zaman en iyi olmaya çalışmak zorundasınız.”
BoÄŸazköy tabletlerinin Berlin’den getirilmesi
Donbaz, Boğazköy tabletlerinin Türkiye’ye getirilmesinde de rolü olan isimlerden. 1906-1912 yılları arasında Çorum’un Sungurlu kazasına yakın Boğazköy'de yapılan kazılarda bulunan tabletler, konservasyon için 33 sandık içinde Berlin’e gönderilmiş. Bunlar arasında iki de sfenks bulunuyordu. Tabletlerin bir kısmı 1939 yılına kadar geri gönderilmiş. Ancak geri kalan 9150 tableti Türkiye’ye getiren Veysel Donbaz. Sfenkslerden biri de 85 yıl sonra getirilebildi.
“BoÄŸazköy Hititlerin baÅŸkenti. Sfenksler konusunda zorluk yaÅŸadık. Tabletleri 1940’a kadar 2500 tablet geri gelmiÅŸ. Sfenksin biri de gelmiÅŸ fakat 2. Dünya Harbi patlayınca yollanmamış. Biz de talep etmemiÅŸiz. 1978’e kadar giriÅŸimimiz olmamış. Bana verildi bu görev. Almanlar vermiyor bir sfenksi. Biz heyet olarak gittik. UNESCO da bir ÅŸey yapamıyor. ‘Verseniz iyi olur’ diyor, sadece. En sonunda herkes çok çaba harcadı. 7 bin 500 tableti daha verdiler. Medccane getirdik. Ankara’ya götürdüÄŸümde karşılayan olmadı. Sfenksi almamız uzun sürdü. ErtuÄŸrul Bey’e (ErtuÄŸrul Günay-2011 yılının Kültür Bakanı) nasip oldu. Åžimdi ait oldukları yerdeler. BoÄŸazköy de bekliyorlar. Onu alamasaydık, kültür hazinemiz eksik olacaktı.”
Emekli edildi
Veysel Donbaz, devlet memurluÄŸu süresince sayısız görevlendirme aldı. 1987 yılında Hitit tabletlerinin geri getirilmesi ve 1990 yılında da Hitit Sfenksi müzakereleri bunlardan ikisi. 2003 yılında Paris UNESCO Üst Düzey Eksperler Toplantısı’na katıldığı sırada emekli edildiÄŸini öÄŸrendi. Ä°tiraz etse de, sonuç deÄŸiÅŸmedi. 2004 yılında, o çok sevdiÄŸi görevini resmi olarak bıraktı. Emekli olduÄŸunda, hayatının tam 43 yılı Ä°stanbul Arkeoloji Müzeleri’nde geçmiÅŸti.
Karikatürist ve ressam
Çok yönlü olduÄŸu bir gerçek. Veysel Donbaz aynı zamanda ressam ve karikatürist. Her iki alana da 1970 yılında baÅŸladı. 1971 yılında Ä°ngilizce çıkardığı ‘Arkeolojik Karikatürler’ isimli kitap, arkeolojiyle karikatürün kesiÅŸmesi. Kitapta, Nehir Tanrısı Okeanos’un heykeli bir plajda güneÅŸlenirken karikatürize edilmiÅŸ. Heykelin orijinali Ä°stanbul Arkeoloji Müzesi'nde. Yine dünyaca ünlü Ä°skender Lahdi de, Donbaz’ın karikatürize ettiÄŸi bir eser. Uzun cephesinde Makedonya Kralı Büyük Ä°skender’in Perslerle yaptığı savaşın rölyefleri yer alır. Donbaz’ın karikatüründe ise, polis ile göstericilerin çatışması.
Yorum Yazın