Makedonca’da ve bütün Slav dillerinde adı Tetovo, Arnavutça’da Tetovë olan şehir Üsküp’ün 42 km. batısında, Şar dağları ile Suha Gora dağları arasında bulunan Polog vadisinde yer alır. Osmanlı dönemi öncesinde bir Sırp bölgesi olan Polog vadisi ve Kalkandelen’de, Osmanlı yönetimi zamanında nüfusun dörtte üçünü çoğunlukla Arnavut, Türk ve Romlar’dan (Çingene) oluşan müslümanlar oluşturuyordu. 1913’ten itibaren müslümanların ve özellikle Türkler’in Türkiye’ye teşvik edilen göçlerine rağmen bu oran XX. yüzyılın sonlarına kadar değişmemiştir.
Coğrafya
Yapılan arkeolojik kazılara dayanılarak Kalkandelen ve Polog vadisi etrafındaki iskânın milâttan önce 5000 yılına kadar indiği anlaşılmaktadır. Avarlar’ın ve Slavlar’ın buralara VI. yüzyılın sonlarına doğru geldikleri tesbit edilmektedir. XI. yüzyılın başlangıcında Çar Samuil Devleti’nin ortadan kalkmasıyla Polog vadisi ve Kalkandelen Bizans İmparatorluğu idaresine girdi. 1153 yılına ait İdrîsî’nin haritalarında da bölge Polog olarak zikredilir. XII. yüzyılın 80’li yıllarında başlatılan Haçlı seferleri sırasında Sırp Kralı Nemanya tarafından Polog vadisinin Sırp topraklarına katılmış olmasına rağmen çeşitli dönemlerde Bizans ile Sırp güçleri arasında el değiştirdi. 1258-1259’da Sırp krallığı tarafından yine işgal edildi, fakat kısa sürede yeniden Bizans hâkimiyetine girdi (1261). Sırp Kralı Milutin 1282 ve 1297’de Polog vadisini ve Kalkandelen’i tekrar aldı ve burası Osmanlılar’ın gelişine kadar Sırp Krallığı’nda kaldı. 1371’deki Meriç savaşı sırasında Sırp Valisi Vuk Brankovič tarafından yönetilmekteydi.
Tarih
Erken Tarih
Kalkandelen yakınlarında Baltepe muhitinde bazı arkeolojik buluntular elde edilmiştir.
Roma İmparatorluğu Dönemi
Kalkandelen, MÖ 168 tarihinde Roma egemenliğine geçmiştir. Hunlar, Ostrogotlar, Keltler gibi kavimlerin Roma topraklarına yoğun saldırılar düzenlediği dönem olan 3. ve 4. yüzyıldan sonra şehir güçlendirilmiş surlar, kaleler, hisarlar, hâkim tepelerle donatılmıştır. Bu savunma çalışmaları Kalkandelen ve civarındaki birçok köyü kapsamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi
14. yüzyılda Kalkandelen, bölgedeki birçok şehir gibi, Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. 1452 yılına ait ve “Kalkandelen Nahiyesi” adıyla belirtilen şehre dair ilk Osmanlı kayıtlarında şehirde 146 Hristiyan aile ve 60 Müslüman aile var olmuştur. 1545 yılında 99 Hristiyan aile ve 101 Müslüman aile; 1568 yılında 108 Hristiyan aile ve 329 Müslüman aile Kalkandelen’de yaşamıştır.
Türk egemenliğiyle beraber şehirde birçok açıdan değişiklikler, yenilikler görülmüştür. Ticaret açısından gelişmeye başlayan şehirde ticaretaileler artmış; yeni binalar, hamam gibi yapılar kurulmuştur. Bu dönem ayrıca, Kalkandelen’deki Müslüman ve Türk nüfusun da artıp baskın nüfus hâline gelmesini sağlamıştır. Söz konusu durumla bağlantılı olarak şehirde birçok cami, mescit, dinî yapı kurulmuştur. Bunlar içinde 1438 yılında yapılan Alaca Cami birçok yönüyle önemlidir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kalkandelen, önemli bir ticaret merkezi olduğu gibi, tarım, zanaat açısından da ön plana çıkmıştır. Bunların yanında şehir, askerî üs özelliği de taşımıştır.
Kalkandelen’de bugüne ulaşan çok sayıda tarihî eser vardır. Eskicami (Câmi-i Atîk) olarak bilinen caminin Üsküp sancak beyi, sonra da Bosna Beylerbeyi Îsâ Bey’e veya babası İshak Bey’e ait olduğu sanılmaktadır. Çeşitli dönemlerde restore edilmiş olup halen ayaktadır ve yanında Kalkandelen Müftülüğü bulunmaktadır. Yine en eski camilerden biri sayılan Saat Camii avlusunda 908 (1502) ve 954 (1547) yıllarına ait mezar taşlarına rastlanır. Gamgam Camii’nin de yine en eskilerden biri olduğu kaydedilmektedir. Sanat eseri özelliğini bugüne kadar koruyan Alaca Cami (Paşa Camii veya Hurşide ve Mensûre Kardeşler Camii) Foça’daki (Bosna-Hersek) Alaca Cami’yi hatırlatır. Yukarı Çarşı Camii de çeşitli dönemlerde restore edilmiştir. Kalkandelen ile Rečica köyü arasındaki Harâbâtî Baba Tekkesi bölgede önemli bir dinî merkez olarak faaliyet göstermiştir. Poroj köyünde Yarar Baba, Šipkovica köyünde Koyun Baba ve Vrutok köyünde Câfer Baba tekkeleri de zikre değerdir.
Yorum Yazın