İsrail bombardımanın yanı sıra açlıkla mücadele eden Filistinliler zor bir Ramazan geçiriyor. Sahur yapamadıklarını belirten Ahmed Khalaf (13), “Buradaki insanlar uzun süredir oruçlu gibiler” dedi. Refah’ta Abdullah İyaş, orucu sahursuz tutacaklarını, iftarda ne yiyeceklerini de bilmediğini anlatıyor. Cibaliya’da teravih namazı kılan Muhammed Ahmed, benzer şeyler söylüyor: “İftar ve sahur yapacak yemeğimiz yok.”
Çocuk, kadın, hasta demeden on binlerce Filistinliyi katleden İsrail, büyük yıkıma neden oldu. Gazze’ye gıda, tıbbi malzeme ve yakıt girişinin engellenmesiyle tırmanan kıtlık, insanları Ramazan ayıyla daha da korkunç bir sürece itiyor. Gıda girişinin engellenmesiyle açlık krizinin ciddi boyuta ulaştığını anlatan Gazzeliler, yemekleri olmadığı için ne sahur ne de iftar yapabiliyor. Günlerdir yemek yiyemediğini ve oruç tutmaya uzun zaman önce başladıklarını ifade eden 13 yaşındaki Ahmet Khalaf, Gazzelilerin açlıkla imtihanını gözler önüne serdi. Yemek olmadığı için Gazzelilerin sürekli oruçlu olduklarını anlatan Khalaf, “Nasıl oruç tutacağımızı bilmiyoruz. Ramazan iftar ve sahurdan oluşur, bizler ise ne sahur ne iftar yapacağız. Hayatta kalabilmek için sokaktaki otları, bir insanın yememesi gerekenleri yiyoruz. Bugün (dün) Ramazan’ın ilk günü, dünyada Müslümanlar sahura kalktı, fakat biz sahur yapamıyoruz. Buradaki insanlar uzun süredir oruçlu gibiler” dedi.
İFTAR EDECEK YEMEK YOK
Gazze Şeridi'nin Cibaliya beldesinde teravih namazı kılan Muhammed Ahmed, “Savaş olağanüstü boyutta olduğu için bu Ramazan’ı tam anlamıyla hissedemediklerini söyledi. “Elimizden geldiğince Ramazan’ı karşılamaya çalışıyoruz ama her yer yıkılmış, caddeler, camiler enkaz halde” diyen Ahmed, şunları söyledi: “Teravih namazımızı kısıtlı kişiyle karanlıkta kıldık. Her yer moloz olduğu için önce alanı temizledik, ardından namazımızı kıldık. Gazze'nin kuzeyinde açlık ve kıtlık artık dayanılamayacak boyutta. Bölgeye kısıtlı giriş yapan yardım TIR’larının kuzey kısmına ulaşması çok zor. Buraya yardım TIR’ları giriş yapamadığı için açlıktan her gün biri ölüyor. İftar ve sahur yapacak yemeğimiz yok, şunu söyleyebilirim, yemek olmadığı için uzun zamandır oruçlu gibiyiz. Bu durum bizi güçten düşürüyor ve çoğumuz bu sebepten kaynaklı hastalanıyoruz. Her şeye rağmen Ramazan’ın bereketiyle geleceğine inanıyoruz.”
NE YİYECEĞİMİZİ BİLMİYORUZ
Refah kentinde teravihini eda eden Abdullah İyaş da şöyle konuştu: “Bunca zorluğa rağmen Ramazan’ın gelişi içimizi bir nebze olsun ferahlattı. Çocuklar Ramazan’ın gelişini büyük mutlulukla karşıladı. İlk teravih namazlarımızı yıkılan camilerimizin enkazlarında kıldık. Elektriksiz, kendi imkanlarımızla molozları toplayarak seccadelerimizi serdik ve cemaat eşliğinde teravih namazımızı eda ettik. Şehrimiz yerle bir edilse de bizler yıkılmayacağız ve yeniden ayağa kalkacağız. Dünya ne kadar sessiz kalsa da bizler Rabbimizin bize bahşedeceği zafere inanıyoruz. Burada yaşanan zorluğu anlatmaya kelimeler yetmiyor. Yiyecek yemeğimiz, içecek suyumuz yok. Oruçlarımızı sahursuz tutacağız, iftarda ne yiyeceğimizi bilmiyoruz. Bizler yetişkin olarak çocuklara göre daha dayanıklıyız ama onların bedeni hem açlığa hem de bu dehşet verici sahnelere dayanamıyor. Acil ateşkes sağlanması için bize yardım edin. Rabbim bütün İslam aleminin Ramazan’ını mübarek etsin, dualarınızda bizleri unutmayın.”
Yorum Yazın