Fatih’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önünden geçerken sağ tarafta harabe bir yapı görürsünüz. Bugünkü İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin önünde yer alan o harabelerin, aslında bir dönemin en büyük İstanbul mabetlerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Üstelik bu yapının tarihi Ayasofya’dan daha eski yıllara dayanıyor.
Fatih’te Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi’nin önünden geçerken saÄŸ tarafta harabe bir yapı görürsünüz. Bugünkü Ä°stanbul Üniversitesi Ä°lahiyat Fakültesi’nin önünde yer alan o harabelerin, aslında bir dönemin en büyük Ä°stanbul mabetlerinden biri olduÄŸunu biliyor muydunuz? Üstelik bu yapının tarihi Ayasofya’dan daha eski yıllara dayanıyor.
SENÄ° DE GEÇTÄ°M EY SÜLEYMAN
Ä°ÅŸte bu mabedin hikayesi... Daha ortada Ayasofya’nın temeli dahi yokken Malatyalı Aziz Polyeuktos adına bir kilise yaptırmak isteyen Bizans hanedanının en güçlü kadınlarından Anicia Juliana, bu uÄŸurda neredeyse tüm servetini harcar. Çok iddialı, devasa bir kilise yaptırır. Kilisenin mimarisinde, tavus kuÅŸu motifleri, cam ve taÅŸ kakmalı sütunlar, yaldızlı mozaikler ve Ä°ran/Sasani etkisindeki bezemeler özellikle dikkat çeker.
Ä°nÅŸaat ve dekorasyon için Anadolu’dan, Ä°talya’dan ve Tunus’tan malzemeler getirilir. Polyeuktos Kilisesi, görkemli mimarisinin yanında Ä°stanbul’un Bizans çağındaki tören yolları üzerinde, imparatorların taşıdığı mumun deÄŸiÅŸtirildiÄŸi özel bir duraktı. Ä°ÅŸte bu görkemli binanın açılışı sırasında, kiliseyi yaptıran Rum asillerinden Anicia Juliana, ellerini havaya kaldırıp Kudüs’teki Süleyman Mabedi’ni kastederek, “Seni de geçtim ey Süleyman” der. Ä°mparator II. Constantin, her ne kadar kilisenin açılışına katılsa da kendi tebaasından olan birinin böyle bir kilise yaptırmasından pek memnun kalmaz ve daha büyük bir kilise yaptırmaya karar verir.
Ä°mparator II. Constantin hiç zaman kaybetmeden hemen Ayasofya’nın temellerini atarak Polyeuktos Kilisesi’nden daha büyük bir kilise yaptırmak için ilk adımı atar. Bir taraftan da böyle bir kilise yaptırdığı için kiliseyi yaptıran tebaasına diÅŸ biler. Ayasofya gibi kutsal bir mabet için para gerektiÄŸi gerekçesiyle Anicia’nın tüm mal varlığına el koymak ister. Bunu haber alan Anicia’nın altınlarını getirerek bu kiliseye gömdüÄŸü rivayet edilir. Polyeuktos Kilisesi, 1010 depreminde hasar görür. 1204’te ise ÅŸehre gelen Haçlılar tarafından yaÄŸmalanır. Ä°çindeki çok deÄŸerli taÅŸlar, heykeller, mozaikler ve altınlar talan edilir.
Ä°KÄ°NCÄ° KEZ SÖYLENEN O ‘SÖZ’
Ä°mparator Constantin tarafından inÅŸa ettirilen Ayasofya yanında daha sonraki Ä°mparator Justinianos, Ä°stanbul’un fethi sırasındaki Ayasofya’yı yaptırır. Ayasofya’nın açılış töreninde Ä°mparator Justinianos kilisesinin nefesleri kesen büyüklüÄŸü ve güzelliÄŸi karşısında heyecana kapılır ve kendini tutamayarak, “Ä°ÅŸte seni geçtim Süleyman” diye haykırır. Sene 537’dir ve Justinianos’un gölgede bırakmak istediÄŸi, Kudüs’te bulunan Süleyman Mabedi’dir. Ama biraz geç kalır. Zira bu sözü daha önce söyleyen biri vardır. O da Ayasofya’dan önce Polyeuktos Kilisesi’ni yaptıran Anicia’dır.
www.itohaber.com
Yorum Yazın