Yapılan iş şaibeli hale gelen bir seçimin yenilenmesidir
GÜNCELCumhurbaşkanı Erdoğan, "Yapılan iş, tespit edilen yolsuzluklar, hukuksuzluklar ve usulsüzlükler sebebiyle şaibeli hale gelen bir seçimin yenilenmesidir." dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da Ankara'nın Enleri Ödül Töreni'ne katıldı, sanayici ve iş adamlarıyla iftarda bir araya geldi.
Buradaki konuşmasında tüm katılımcıları selamlayan Erdoğan, "Ramazanı Şerifinizi bir kez daha tebrik ediyorum. Rabb'imden bu ayın hürmetine ülkemize, milletimize, İslam dünyasına ve tüm insanlığa huzur, kardeşlik, refah getirmesini niyaz ediyorum." diye konuştu.
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından kurumlar vergisi, istihdam, ihracat ve değer katanlar dalında ödüle layık görülen firmaları ve kurumların temsilcilerini kutlayan Erdoğan, Cumhuriyet ile yaşıt olan ATO'nun bugün 157 bin üyesiyle Türkiye'nin ekonomideki en önemli temsilcileri arasında yer aldığını söyledi.
Gerek yürütülen faaliyetler ve gerekse verecekleri ödüllerin Ankara'nın bürokrasi yanında ticaret, üretim, teknoloji ve eğitim şehri olduğunu da ortaya koyduğunu dile getiren Erdoğan, bugün de odanın "Sen kazan ülkemiz kazansın" anlayışıyla girişimcilere öncülük etmeyi sürdürdüğünü ifade etti.
İş dünyasıyla birlikte istihdam seferberliği başlattıklarını ve hedeflerinin bu yıl içinde 2,5 milyon ilave istihdamla hem kayıpların telafi edilmesi hem de hedeflere uygun bir seviyeye ulaşmak olduğunu belirten Erdoğan, "Ankara Ticaret Odasının bize sözü yıl sonuna kadar 220 bin istihdam. Şu an itibarıyla 60 bin istihdamı sağlamış durumda. Temennim odur ki yıl sonu itibarıyla Ankara Ticaret Odası 220 bin istihdamı sağlamış olsun." diye konuştu.
'Yapılan iş şaibeli hale gelen bir seçimin yenilenmesidir'
İtirazları, hukuka uygun bir şekilde adım adım ilçe ve il seçim kurullarına, ardından da Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sonuçta YSK değerlendirmesini yaptı ve 23 Haziran'da seçimin yenilenmesine karar verdi. Dikkat ederseniz burada yapılan iş, bir başka adayın kazandığı seçimi, götürüp bir başka adaya teslim etmek değildir. Yapılan iş, tespit edilen yolsuzluklar, hukuksuzluklar ve usulsüzlükler sebebiyle şaibeli hale gelen bir seçimin yenilenmesidir. Sandık kurullarında iki memur olması gerekirken, memur yerine bankaların işçileri oralara bu şekilde verilirse bunlar da ispatlanırsa, belirlenirse beklenen karar nedir?
Öncelikle burada yolsuzluk vardır, usulsüzlük vardır, dolayısıyla bunun yenilenmesi vardır. Şayet bu şaibeler ortaya çıkmamış olsaydı, CHP adayı tek bir farkla dahi seçimi kazanmış olsa başımızın üzerinde yeri var. Ama sandığın başındaki görevliden, sandıktan çıkan oyun kayıtlara geçirilmesine kadar her aşaması tartışılır hale gelmiş bir seçim için en doğru karar verilmiştir. Bundan dolayı bizler, 'Hukuk tecelli etmiştir' diyerek 7'ye 4 bu kararın verilmesinin neticesinde şimdi tekrar 23 Haziran için milletimize müracaat edeceğiz. Seçimin yenilenmesi kararına gerekçe teşkil eden konulardan biri sandık kurulu memur üyeleriyle ilgili usulsüzlükler, diğeri de oy sayım ve döküm cetvelleriyle ilgili eksikliklerdir. Sandık kurulu üyeleriyle ilgili hukuka aykırı işlemleri yapan ilçe seçim kurulu sorumluları için Yüksek Seçim Kurulu suç duyurusunda bulunmuştur, biz de bulunacağız. Zira bu usulsüzlükleri yapanların yanına bu kar kalmayacaktır."
Yapılan tespitlere göre, İstanbul seçimlerinde görevlendirilen 6 bin 644 sandık kurulu başkanı ile 13 bin 98 sandık görevlisinin, kanuni olarak bu görevi yapmasının mümkün olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilindiği gibi 2018 seçimlerine kadar sandık kurullarında memur olmayan kişiler görev alabiliyordu. Geçtiğimiz yılın mart ayında yapılan bir kanun değişikliğiyle ilçe seçim kurulu tarafından belirlenen sandık kurulu başkanı ile üyelerden en az birinin memur olması şartı getirildi. Şayet 24 Haziran seçimlerinde aynı tespitleri yapmış olsaydık orada da itirazlarımı gerçekleştirir, hukuki haklarımızı kullanırdık. Bu konuyla ilgili usulsüzlükler, Büyükşehir Başkanlığı seçimiyle ilgili araştırmalarımız sırasında tespit ettiğimiz için itirazlarımızı şimdi yaptık." ifadelerini kullandı.
"Bu oyunu bozmakta kararlıyız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin üzerinde toplanmaya çalışılan kara bulutları birer birer dağıtıyoruz. İşverenlerimiz, esnafımız, sanatkarımız artık tamamen kendi gündemine, kendi işine, kendi çalışmalarına odaklanmış durumdadır. Sanayide çarkların daha hızlı döndüğü, ticarette sirkülasyonun genişlediği, üretimin ve kazancın bereketinin arttığı bir döneme giriyoruz.
Türkiye'yi başka türlü durduramayacaklarını görenler umudumuza, moralimize, hedeflerimize ulaşma inancımıza saldırıyorlar. Faizi ve enflasyonu tetikleyen kur operasyonlarının gerisindeki en büyük amaç budur. İlgili ilgisiz her gelişmeyi bahane ederek döviz kurunu harekete geçirenler istikrar ve güven iklimimizi zedeleyerek milletimizi atalete sürükleme peşindeler."
"Bu oyunu bozmakta kararlıyız." ifadesini kullanan Erdoğan, "Türkiye'nin potansiyeli ve imkanları tüm bunların üstesinden gelmeye yetecek düzeydedir. Kendimize güvendiğimiz takdirde hiçbir yaptırım ve bununla ilgili tehditler, hiçbir ek vergi uygulaması, hiçbir açık gizli ambargo bizi durduramaz." dedi.
'Çareyi milli iradede, sandıkta, seçimde ve demokraside aradık'
Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz, 1950 yılında geçilen çok partili demokratik hayata, darbelere ve vesayet güçlerinin tüm oyunlarına rağmen sahip çıkmıştır. Biz, 40 yıllık siyasi hayatımızın her anını milli iradenin, hukukun, adaletin üstünlüğü savunmakla, bunun mücadelesini vermekle geçirdik." ifadelerin kullandı.
İstanbul halkının kendisine büyükşehir belediye başkanı olarak şehri yönetme sorumluluğu verdiğinde, bu anlayışla kısa sürede eşi benzeri görülmemiş hizmetlere imza attıklarını belirten Erdoğan, "Haksız bir şekilde görevden alınıp cezaevinin yolunu tuttuğumuzda, yanımızda milletimizin olması yaptığımız işin doğruluğunu gösteriyordu. Kurduğumuz partiyi girdiği ilk seçimde iktidara getiren, bize başbakanlık görevini veren milletimize layık olmak için gece gündüz çalıştık. Ardından milletimiz bizi, Cumhurbaşkanlığı makamına layık gördü. Vesayetle yaptığımız mücadelede olduğu gibi 15 Temmuz darbe girişiminde de milletimiz yüreğiyle ve duasıyla yanımızda yer aldı." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkemizin yönetim şeklini değiştirirken de ardından yeni sisteme göre yapılan ilk seçimde cumhurbaşkanlığı görevine yeniden gelirken de hep milletimizle birlikte yol yürüdük. Çareyi milli iradede, sandıkta, seçimde ve demokraside aradık. Son 17 yılda 15 defa milletimizin hakemliğine gitmemizin sebebi budur. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri, esasında belediye yönetimi ve muhtarlıkla ilgilidir ama ülkemizin içinden geçtiği kritik dönem bu seçimleri farklı bir yere taşıdı.
Hamdolsun bu seçimlerde de milletimiz bir kez daha, yüzde 51,7 gibi bir oranla bizim yanımızda, Cumhur İttifakı'nın yanında yer almıştır. Bu genel tablonun yanında her seçim gibi 31 Mart'ta da kazanılan ve kaybedilen yerler oldu. Nitekim biz de daha önce başka partilerde olan illerden, ilçelerden, beldelerden bazılarında belediye başkanlıklarını almayı başardık aynı şekilde partimiz tarafından yönetilen belediyelerden bazıları başka partilerin adayları tarafından kazanıldı."
Kaynak:AA
İlginizi Çekebilir