Türkiye’nin Katılmadığı Kudüs’teki İslam Birliği Kongresi
DÜNYABundan tam 86 yıl önce, 7 Aralık 1931’de Filistin’e yönelik Yahudi göçü ve Siyonizm’in bölge üzerindeki emellerine karşı Kudüs’te gerçekleştirilen İslam Birliği Genel Kongresi, İngiltere tarafından dikkatle takip edilirken, zamanın Türkiye hükümeti konuyu Filistin’in iç meselesi olarak değerlendirmiş ve katılım davetini kabul etmemişti.
Bilal Gençalp / Diriliş Postası
1917 Bafour Deklarasyonu’ndan sonra Filistin’de artan Siyonist faaliyetlere karşı, Filistin Sorunu’nu geniş bir platformda ele almak ve İslam Dünyası’nın dikkatini bu konuya çekmek amacıyla, Kudüs Müftüsü Hacı Emin el- Hüseyni’nin girişimleriyle Kudüs’te İslam Birliği Genel Kongresi gerçekleştirilmişti. 22 ülke ve bölgeden 153 delegenin katılımıyla önemli kararların alındığı kongre, dünya Siyonizmini tedirgin ederken, zamanın Türkiye hükümeti konuyu Filistin’in iç meselesi görerek katılım sağlamayı kabul etmemişti.
KUDÜS’Ü KORUMA KARARI
Kongrede Müslümanlar arasındaki işbirliğini geliştirmek, Müslümanlar’ın menfaatlerini savunmak, Siyonistlerin tehdidi altındaki Filistin ve Kudüs’ü korumak yönünde kararlar alındı. Her ne kadar bu kararların uygulanmasında istenilen sonuç alınamamış olsa da Kongre, Müslümanların ortak bir zeminde buluşabilmeleri açısından önem arz etmektedir.
TBMM: BU BİR İÇ MESELEDİR
Türkiye Cumhuriyeti, toplanacak kongrede, kaldırılmış olan halifelik makamının ele alınacağı endişesini taşıyordu. Her ne kadar kongreyi tertip edenler böyle bu konunun gündeme gelmeyeceğini beyan etseler de hükümet ikna olmamış ve İngiltere’ye müracaat ederek son halife Abdulmecid’in kongreye katılmak için Filistin’e geçme teşebbüsüne karşı kendisine vize verilmemesini talep etmişti.
Konu ayrıca TBMM’de tartışılmış ve Dış İşleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras kongreyi “şeriatçı” olarak nitelendirmişti. Filistin’de yaşanan hadiseleri bölgenin iç meselesi olarak gören Ankara, İslam birliği hareketlerinin yapılan inkılaplara da zarar vereceğini düşünmekteydi. Nitekim Aydın mebusu Mazhar Bey şunları söylemişti: “Kudüs’te Siyonistlerle İslamlar arasında bir mesele cereyan ediyor. Bu dahili meselelerinde kendilerine kuvvet bulmak için bir şey yapmayı düşünebilirler. Fakat bu nihayet Kudüs dahilinde kalabilir. Bütün dünyanın İslam alemine davetiye göndermenin manası nedir? Türklerin seve seve, isteye isteye yaptıkları inkılaba hariçten herhangi bir burun ve parmağın sokulmasına müsaade edemeyiz ve bütün milletlerin yaptıkları insani ve medeni inkılaplarına şu veya bu şekilde müdahale arzularına soğukkanlılıkla lakayt kalamayız.”
Bu yaklaşım çerçevesinde Türkiye kongreye delege göndermemiş ve gelişmeleri İngiltere ve Mısır üzerinden takip etmişti.
dirilispostasi.com
İlginizi Çekebilir