Trump Olmasa Olaylar Daha Da Büyürdü!
DÜNYAİran’daki ayaklanmada gelinen noktada bazı önemli detaylar göze çarpıyor. İlk günler flu olan ve görünemeyen o konular gün yüzüne çıktı.
ABD Başkanı Donald Turap'ın göstericilere sürekli gaz veren açıklamalar paylaşması bir çok uzmana göre İran’da tansiyonu düşürdü. Sokağa çıkanların bir kısmının Trump’ın rejimi hedef alan açıklamalarını “dışardan müdahale” olarak yorumladığı belirtiliyor.
TRUMP OLMASA OLAYLAR DAHA DA BÜYÜRDÜ
Şu an İran’da ayaklanma tamamen son bulmadı. Ancak tansiyon düştü. Bunda ABD Başkanı Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun payının olduğunu düşünenler bir hayli fazla. Özellikle Netanyahu “İranlı göstericilere başarılar diliyorum” derken İran’ın bir numaralı düşmanı İsrail’den sokaktaki İran halkına gelen destek mesajı, bir çok İranlı da ters tepki yaptı. Trump ve Netanyahu’nun sokak olaylarını teşvik eden açıklamaları olmasaydı, olayların daha da büyüyeceğini düşünenler çoğunlukta.
RUHANİ İLE BAŞLADI HAMANEY’E DÖNDÜ
Olaylar Meşhet kentinde başlamıştı. Burası Haziran ayındaki seçimde Hasan Ruhani’nin rakibi olan mollaların adayı Reisi’nin kalesi konumunda. Meşhet’te 28 Aralık’ta patlak veren gösterilerde hedef Cumhurbaşkanı Ruhani’ydi. İran’ın köklü devlet yapısı istese olayları anında bastırırdı ancak mollaların, kendileriyle arası pek iyi olmayan Ruhani’ye yönelik başlayan harekete sessiz kaldıkları biliniyor. Dini otoritenin buradaki hedefi “madem olaylar başladı ve Ruhani’ye dönük o halde müsaade edelim halk sokağa çıksın ve ekonomik kriz ile baskıdan bunalan kitlelerin gazı biraz alınsın” şeklindeydi.
RUHANİ AVRUPA’DAN ALDIĞI DESTEKLE HEDEFİ TERSE ÇEVİRDİ
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise ABD, İsrail ve Suudi Arabistan dışında AB ülkelerinden ciddi bir destek aldı. Ruhani kendisine yönelik başlayan gösterilerde ılımlı tavır sergiledi. Göstericilerin hepsinin yurt dışından emir almadığını söyledi, halkın dertlerini anlamak için bunun bir fırsat olduğunu savundu. Ve olaylar birkaç gün sonra dini lider Ali Hamaney’i hedef alarak başka bir boyuta girdi.
OLAYLAR ÇIĞRINDAN ÇIKAR GİBİ OLUNCA MÜDAHALE SERTLEŞTİ
İran ayaklanmasında Cumhurbaşkanı Ruhani ile dini otorite arasındaki görüş ayrılıkları gün yüzüne çıktı. Olayların Ruhani ile başlayıp Hamaney’e dönmesinin ardından devlet devreye girdi. Zaten 3.günden sonra müdahale sertleşti. Ve bir haftalık bilanço 29 ölüye ulaştı. Bununla birlikte gösteri için değil provokasyon için sokağa çıkanların ve vandallık yapanların saldırıları da oldu. Bu saldırılarla birlikte rejim güçleri de hedef alındı ve en az 1 polis memuru ile 3 istihbarat görevlisi de öldürüldü.
IRAK VE SURİYE ÖRNEKLERİ DE ETKİLİ OLDU
İran, Irak ve Suriye gibi değil. Köklü bir devlet yapısına sahip. O nedenle bu olaylarla İran’ın Irak, Suriye ya da Libya’ya dönüşmesini beklemek uzak ihtimaldi. İran’da gerek devlet yapısı gerekse halk, burnunun dibinde yakın zamanda gerçekleşen dış müdahalelerde neler olduğunun çok iyi farkında. Irak, Suriye ve Libya örnekleri bilhassa da Saddam’ın ABD eliyle yakalanıp, Iraklılar tarafından asılmasından sonra Irak’ın ne hale geldiği, Kaddafi’nin NATO tarafından vurulup, Libyalılara teslim edilişi ve Libya halkı tarafından linç edildikten sonra Libya’nın başına neler geldiği, İranlılar tarafından yakından takip ediliyor.
OLAYLAR DURULUR AMA REJİM REFORMA GİTMEZSE YENİDEN PATLAK VEREBİLİR
İran’da ekonomik krizle başlayan ayaklanma yakın zamanda durulur. Ancak bu İran için bir pansuman niteliği taşır. Çünkü İran’da problemler öyle küçük çapta yapılacak olan düzeltmelerle halledilecek kadar ufak tefek değil. Ekonomik sıkıntının yanı sıra devrimin ağır baskısı altında ezilen milyonlarca insan var. Tahran rejimi eğer kendini yenilemez ve halkının sıkıntılarına çare bulacak şekilde reformlara gitmezse bugün dikiş atılan yara kısa vadede yeniden açılır.
HABER7
İlginizi Çekebilir